Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/2785 E. 2023/2898 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2785
KARAR NO: 2023/2898
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2023
NUMARASI: 2021/101 Esas – 2023/321 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 17.12.2019 tarihinde Zeytinburnu İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, … adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, davalı/borçlu tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 40.058,38-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını, ancak borçlunun borca itiraz ederek takibi durdurduğunu fakat, davalı her ne kadar borcunun bulunmadığından bahisle borca itiraz etmiş ise de icra takibine konu olan alacakğın, davalının kusurlu şekilde yürüttüğü kazı çalışmaları sebebiyle uğranılan maddi zararlardan ibaret hasar bedeli olduğunu ve zarar veren davalının bedelden sorumlu olduğunu ileri sürerek davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin bahsi geçen çalışma ile bir ilişkisi bulunmadığını, bunun sonucunda davaya konu hasarı gerçekleştirebilmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin hiç birinin usul kuralları çerçevesinde iddia edilen vakıayı ispata elverişli araçlar olmadığını, davacının delil olarak sunduğu hasar tespit tutanaklarının kendi bünyelerinde gerçekleşen şirket yazışmalarından ve tespitlerden ibaret olduğunu, hasar tespit tutanaklarının altındaki imzaların davacı şirketin kendi personellerine ait olup iddia edilen hasarın tespitinde delil olarak kullanılamayacağını, dava dilekçesinin delil kısmında belirtilen “ İşletme Müdürlüğü AG/OG/AOB Hizmet Alım Sözleşmesi” davacı ile yüklenici … Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi arasında imzalandığını, düzenli bir şekilde yüklenicinin arıza giderimini yüklendiği sözleşmesinin işbu davaya konu hasar ile ilişkisi bulunmadığını, hasara ilişkin miktarın sadece davacı şirket tarafından tespit edildiğini başka herhangi bir dayanak bulunmadığını, hasarın nasıl gerçekleştiği bile dava dilekçesinde aydınlatılmadan konu ile ilgisi bulunmayan delillerle ispatlanmaya çalışıldığını, davacı şirketin belirlediği hasar bedeline eklenen faizin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek davanın usulden ve esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Davacı …DAŞ tarafından sunulan 17/12/2019 tarihli, Dağıtım Tesislerine Verilen Hasar Tespit Tutanağı içeriğinde hasar veren şirketin … olarak gösterildiği, unvanının tam olarak belirtilmediği, davalı şirketin ikamet adresi … Mahallesi, … Caddesi, No:… … Caddesi, K:… Daire:… Şişli olan, 02/04/2012 tarihinde kurulmuş … İnşaat Ticaret Limited Şirketi olduğu, ancak aynı adreste ikamet eden, 16/06/2014 tarihinde kurulmuş bir başka şirket olan … Yatırım Ticaret Anonim Şirketi bulunduğu, her iki şirketin yetkilisi aynı olsa da, davalı … İnşaat Ticaret Limited Şirketi’nin iş konusunun gayrımenkul almak satmak kiralamak kiraya vermek ve emlak komisyonculuğunu yapmak olduğu, diğer şirket … Ticaret Anonim Şirketi’nin iş konusunun ise, inşaat, taahhüt ve müteahhitlik işleri yapmak, resmi ve özel kuruluşların inşaat işleri, tüneller, limanlar fabrikalar yollar…işlerinin inşasını yapmak, taahhütlerde bulunmak olduğu, dava konusu hasarın inşaat işlerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.İlçe Emniyet Müdürlüğünün ve İlçe Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğünün cevabi yazılarından, davalı … Turizm İnşaat Ticaret Limited Şirketi’nin 17.12.2019 tarihinde olay yeri olan Zeytinburnu … Mah. … Cad. … … arası adresinde ve Zeytinburnu Belediyesi sınırları içerisinde herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı, … Ticaret Anonim Şirketi’nin ise belirtilen adreste ve tarihte Nakliyeciler Sitesinin riskli alan ve rezerv alan ilan edilmesiyle beraber başlatılan kentsel dönüşüm projesinin müteahhidi olarak faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır. Davalı … İnşaat Ticaret Limited Şirketi’nin iştigal konusunun inşaat işleri olmaması, olay tarihinde ve olay mahallinde faaliyet göstermemiş olması, davacı elektrik şirketi tarafından düzenlenen tutanaklarda hasar veren şirketin açık ve net olarak tam unvanı ile belirtilmemiş olması dikkate alınarak davanın husumet nedeniyle reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Husumet yokluğunun yeterince araştırılmadığını, Mahkeme tarafından davalı vekilinin cevap dilekçesinde yer alan iddialar doğrultusunda … Limited Şirketi’ne bir ihbarda bulunulmadığını, müvekkili şirketin, saha personelleri marifetiyle meydana gelen hasar olgusunun tüm detaylarını hasar anında kayıt altına almak suretiyle 6098 S.’lı TBK’nun 49. maddesinde haksız fiilin ispatı için aranan olguları belgelediğini, hasar hakkında bilgi ve görgüsü bulunan personel dinlenmeden, hasar mahallinde inceleme yapılmadan salt davalı beyanları doğrultusunda karar verilmiş olmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davalı şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağın mevcut olduğu aşikar olduğundan davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kararın gerekçesinin tatmin edici olmadığını beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız fiil iddiasına dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 198. maddesi uyarınca delillerin serbestçe değerlendirilerek dava konusu ihtilaf hakkında karar verildiği ve gerekçeli kararın dayanaklarının gösterildiği anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf istemi yerinde değildir.Yerel mahkeme dosyasında mevcut bilgi ve belgelerden; Davacı tarafça dosyaya dava dilekçesi dışında bir delil listesi sunulmadığı, gerek davacı gerekse de davalı tarafça davanın dava dışı … Limited Şirketi’ne ihbar edilmesine yönelik herhangi bir talebin bulunmadığı, mahkemece dava dilekçesi ve eklerinde dayanılan delillerin dosyaya kazandırıldığı,dava dilekçesindeki iddialar ve husumet yönünden yeterli araştırmanın yapıldığı anlaşılmış olup davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. TBK.m.49 uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Madde 50 uyarınca zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur.Yine ispat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Dosyada mevcut delil durumuna göre; İspat yükü kendisine düşen davacının, davalı şirket tarafından zarara uğratıldığı iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Vekalet ücreti yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret başlıklı 7. Maddesinin 1. Bendi uyarınca ” Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli, davanın açılmamış sayılması, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” şeklindeki düzenlemesini havi olup, Mahkemece davalı lehine vekalet ücreti verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/101 Esas ve 2023/321 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 179,90 TL’nin mahsubuyla bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/10/2023