Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2576
KARAR NO: 2023/2888
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2022
NUMARASI: 2021/61 Esas – 2022/942 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalıların tarafından müvekkil şirket tesislerine verilen hasar bilgileri,14/12/2019 tarihinde Kağıthane İlçesi, … mah. … sok. No: İstanbul adresinde yapılan çalışma, 16/12/2019 tarihinde Kağıthane İlçesi, … Mah. … Sk. No:… İstanbul adresinde yapılan çalışma, 13/12/2019 tarihinde Kağıthane ilçesi, … Mah. … sok. No:… adresinde yapılan çalışma, 05/12/2019 tarihinde Çatalca ilçesi, … mah. … sok. İstanbul adresinde yapılan çalışma 22/12/2019 tarihinde Sarıyer ilçesi, … mah. … Cad. No:… İstanbul adresinde yapılan çalışma, 19/10/2019 tarihinde Arnavutköy ilçesi, … mah. … Sok. İstanbul adresinde yapılan çalışma, İski Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkil şirkete ait kablo, tesisata hasar verildiği tespit edilmiş olduğu, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi ve diğer kayıplar müvekkil şirketin zararına sebebiyet verdiğini, müvekkil şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan KDV ve faiz dahil 31.5S3,66 TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalı tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 41.223,34 -TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E – … E. … E. … E. … E. … E. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, borçluya ödeme emrinin gönderildiğini, davalının ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra, borca, faize, vekalet ücretine, diğer borçlunun ise borca, yetkiye, faize ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçluların borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de, borçluların itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, icra takibine konu olan alacağın dayanağı hasar bedeli olduğunu, söz konusu hasarlar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiğini, borçluların – haksız fiilden kaynaklı müvekkil kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediğini, hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle borçluların itirazının iptaline ve hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Olayın hizmet kusuruna dayalı olup bir kamu kurumunun eylem ve işlemlerine karşı açılacak davaları görmek idari yargının görevine girdiğini, söz konusu kamu hizmetinden dolayı idarenin ticari şirketler gibi kar sağlama amacı bulunduğunu, müvekkil şirketin …’nin gerek davacı şirkete sözleşemeye dayalı bir taahhüdü ve borcu olmadığını, İdarenin eylem ve işlemlerinin kamusal niteliği ortada olduğunu, idarenin fâaliyetlerinin bir kısmının zaman zaman ticari netlikte kabul edilmesinin dahi eylem ve işlemlerin kamu yararına yönelik oluşunu kamusal niteliğini ortadan kaldırmadığını, müvekkil …’nin gerek davacı sigortacıya gerek halefi olduğu sigortalısına sözleşmeye dayalı taahhüdü ve borcu olmadığını, söz konusu adreste idare personelinin herhangi bir çalışması olmadığını, davacının eğer adreste bir çalışma var ise bu çalışmanın idare tarafından yapılmadığını bildiğini, söz konusu yerde hasara neden neyin olduğu hususunun tetkik edilmesi gerektiğini, eğer gerçekten bir hasar söz konusu ise söz konusu hasarın kimin tarafından yapıldığının araştırılması gerektiğini, davacı tarafça açılan davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, söz konusu hasarın bizzat müvekkil idare tarafından verilen bir hasar olmadığını, bundan dolayı dava dışı üçüncü kişilerin sorumlu oldukları anlamına gelmeyeceğini, …’ın söz konusu hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğu mevcut tesisatı yasada belirlenen şekilde döşemediğini, davacıya ait elektrik kablolarının Elektrik Kuvvetli Akım Yönetmeliğine aykırı döşendiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, Davanın … Taah.Tic. A.Ş. – … Tic. A.Ş. – … İnş. San. ve Tic. A.Ş. – … San. Tic. Ltd. adi ortaklığı – … inş. Tic. A.Ş.’nin adreslerine ihbarına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, alınan bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli olduğu anlaşılarak hükme esas alınmış ve rapor doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ‘Dava yığılması halinde birbirinden bağımsız her talep her bir talep için vekalet ücretinin de bağımsız değerlendirileceğine dair yasada ve buna bağlı olarak AAÜT’nde de bir hüküm bulunmadığından tek dava açıldığı gözetilerek taleplerin toplam değeri ve kabul ya da reddedilen miktarların toplamı esas alınarak tek vekalet ücreti hesaplanmalı her bir talep için ayrı ayrı ücret takdir edilmemelidir. (Z. Gözütok, Hüküm Kurma Esasları ve Gerekçe, I. Baskı, Ankara 2017, s. 87).’ Bursa BSM 4. HD2021/1723 E-2022/182 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacı lehine kabul edilen taleplerin toplam değeri üzerinden vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir. 1-Davanın kısmen kabulü ile,-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında itirazın kısmen iptali ile takibin 886,6 TL asıl alacak, 39,57 TL faiz olmak üzere toplam 926,17 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında itirazın kısmen iptali ile takibin 886,6 TL asıl alacak, 39,13 TL faiz olmak üzere toplam 925,73 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında itirazın kısmen iptali ile takibin 501,26 TL asıl alacak, 22,50 TL faiz olmak üzere toplam 523,76 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında itirazın kısmen iptali ile takibin 7.126,04 TL asıl alacak, 333,85 TL faiz olmak üzere toplam 7.459,89 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında itirazın kısmen iptali ile takibin 6.707,37 TL asıl alacak, 6.286,12 TL faiz olmak üzere toplam 6.993,49 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında itirazın kısmen iptali ile takibin 93,48 TL asıl alacak, 4,10 TL faiz olmak üzere toplam 97,58 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,2- Alacağın (16.926,62 TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla,hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu,davalıların zarardan müteselsil sorumlu olduklarını,Yerel Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, eldeki davada thaksız fiil ve icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını, Mahkemece kesin karar verilmesi gerekirken istinaf kanun yolu açık olduğuna dair kararın hatalı olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Dava haksız fiile dayalı maddi zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazı iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 198. Maddesi uyarınca delillerin serbestçe değerlendirilerek dava konusu ihtilaf hakkında karar verildiği ve gerekçeli kararın dayanaklarının gösterildiği anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf istemi yerinde değildir. 6100 Sayılı HMK’nın 110. maddesi gereğince davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır. Davacının, aynı davalıya karşı olan birbirbirinden bağımsız birden fazla talebini, aralarında bir derecelendirme ilişkisi yani aslilik – fer’ilik ilişkisi kurmadan aynı dava dilekçesinde, ileri sürmesine davaların yığılması denir. Buna göre eldeki davada, objektif dava yığılması mevcuttur. Dava dilekçesinde, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E – … E. … E. … E. … E. … E. sayılı dosyalarında vaki itirazların iptali talep edilmiştir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41. maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 8.000,00 TL’ye çıkartılmıştır.Bu durumda, tarafların istinaf talebine konu olan ve davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin bulunan tutarlar her bir icra takip dosyası için 8.000,00 TL’nin altında olduğundan miktar itibariyle kesin olup, yasa yolu kapalı bulunmaktadır.Yukarıda açıklanan hususlar gereğince itirazın iptaline dair her bir icra takibindeki dava değerinin ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığı, itirazın iptalleri yönünden ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu, dolayısıyla istinaf edilmesinin mümkün olmadığı 6100 Sayılı HMK’nın 346/1. maddesi gereğince miktar itibariyle ret kararının mahkemesince verilmesi gerekli ise de temyiz (istinaf) merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, taraf vekillerinin istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Taraf vekillerinin İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/61 Esas – 2022/942 Karar sayılı kararına yönelik istinaf dilekçelerinin miktar itibariyle kesin nitelikte olması sebebiyle 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince ayrı ayrı REDDİNE, 2- Taraflarca peşin yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine, 3- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/10/2023