Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/2332 E. 2023/2233 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2332
KARAR NO: 2023/2233
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2022
NUMARASI: 2021/92 Esas – 2022/180 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Sebebiyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 27/07/2019 tarihinde … Cad. N:… Sarıyer/İstanbul adresinde davalı tarafından yapılan kazı çalışması sırasında müvekkili şirkete ait tesislere hasar verildiği, müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine, müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 947,21TL’nin davalıya tahakkuk ettirildiğini, davalının hasar bedelini ödememesi üzerine borçlu aleyhine takip başlattıklarını davalının ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek; itirazın iptaline ve davalı aleyhine hükmolunacak meblağın %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bahse konu kazı çalışmasının müvekkili tarafından veya müvekkili adına yapılmadığını, belirtilen tarihte kazı çalışması yapılmadığını beyan ederek, davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Mahkememizce İstanbul … İcra Dairesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesi sonucunda, davacının davalı aleyhine takip başlattığı, davalının yasal süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederek takibin durduğu görülmüştür. Mahkememizce İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, davacının 27/07/2019 tarihinde mezkur adreste kazı çalışması yapmak için kazı ruhsatı başvurusu yapıp yapmadığı sorulmuş, verilen cevabi yazıda herhangi bir başvurunun olmadığının bilgisinin verildiği görülmüştür. Mahkememizce davacı vekili tarafından dosyaya sunulan hasar dosyasının incelenmesi sonucunda, düzenlenen hasar tespit tutanağı formunda davalının çalışanlarının veya temsilcilerinin herhangi birine ait imzanın olmadığı görülmüştür. Mahkememizce davacı vekili tarafından bildirilen tanık huzurda dinlenmiş, tanık beyanında özetle: tutanakta imzasının olmadığını, gelen ihbarlar üzerine hasarın meydana geldiği mahalle gelip fotoğraf çekildiğini ve ilgili birimlere yönlendirmeler yapıldığını, hasar tutanağının hasar mahalline giden kişilerin değil, üst birimlerin düzenlediğini, hasarın … tarafından verilip verilmediğini hatırlamadığını, mahalde davalının çalışma yapıp yapmadığına dair herhangi bir emare bulunup bulunmadığını hatırlamadığını beyan etmiştir. Mahkememizce tanığın beyanlarında olay mahallinde fotoğraf çekilmiş olduğu hususuna yer verilmiş olduğundan, davacı vekiline hasar mahallinde çekilen fotoğrafarı sunması için süre verilmiş, sunulan fotoğrafın incelenmesi sonucunda hasar mahallinde davalının çalışma yaptığını gösterir herhangi bir emarenin olmadığı görülmüştür. Davacı vekili tarafından dosyanın bilirkişiye gönderilmesi talep edilmiş ise de, dosyanın mevcut durumu ile çözümünün hukuk dışında başka bir bilgiyi gerektirmemesi sebebiyle bu talebe mahkememizce itibar edilmemiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 49. Ve devam maddelerine göre haksız fiil sebebiyle tazminat alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK 67 maddesine göre iptali talebidir.Haksız fiil,bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışla diğer bir kimseye zarar vermesidir. Bu tanıma göre haksız fiilin unsurları; fiil (davranış), zarar, kusur, fiil ile zarar arasında illiyet bağı ve hukuka aykırılıktır. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usulî hukuki ilişkinin süjesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu sebeple, taraf ehliyeti usûli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Buna göre tüm insanlar, hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir. Taraf sıfatı (husumet) ise, maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Somut olayda, meydana gelen zarara, davalının fiili sonucunda oluştuğu davacı tarafça ispatlanamadığından mahkememizce davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur…1-Davacının Davasının REDDİNE, Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Hasar Tespit Tutanaklarının aksi davalı yanca ispat edilinceye kadar geçerli belgelerden olduğunu, tutanak bilgilerinin doğruluğunu tanıklarının doğrulayacağını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin müvekkili şirket üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu, bilirkişi inceleme yapılmaksızın davalının beyanlarına göre hüküm tesis edilmesi sebebiyle mahkeme ilamının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız fiile dayalı zararın tahsili için İİK.’nun 67. maddesine göre itirazın iptali istemine ilişkindir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 8.000.00 TL’ye çıkartılmıştır. Bu durumda, davalının istinaf talebine konu olan 947.21 TL miktar itibariyle kesin olup, verilen karara karşı yasa yolu kapalı bulunmaktadır. Öte yandan Hükmün Yazılması başlıklı HMK Madde 298(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır. (2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Buna göre mahkemenin gerekçesinde davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddinin gerektiğinin belirtilerek hüküm bölümünde davanın reddine karar verilmesi yanlış da olsa, kararın miktar itibarıyla kesin olması sebebiyle eleştiri olarak değerlendirilmiştir. Buna göre, maddi tazminat talebinin ilişkin hükmün, ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığı, maddi tazminat yönünden ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu, dolayısıyla istinaf edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/03/2022 tarih, 2021/92 Esas – 2022/180 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince ayrı ayrı REDDİNE, 2- İstinafa başvuran taraflarca peşin yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine, 3- İstinafa başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/07/2023