Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/2330 E. 2023/2241 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2330
KARAR NO: 2023/2241
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2021
NUMARASI: 2020/135 Esas – 2021/740 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafından 29.07.2019 tarihinde Avcılar İşletme Müdürlüğü sorumluluk sahası içinde bulunan Büyükçekmece İlçesi … Mah. … Cad. adresinde İgdaş tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına hasar verildiği tespit edildiğini, kesinti ile ilgili olarak müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip davalı aleyhine hasar maruz kalan şirket altyapısının onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 8.725,94 TL ve 1.570,67 TL KDV bedelinden müteşekkil toplam 10.296,61 TL borç tahakkuk ettirildiğini, davalı tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 10.296,61 TL hasar bedeli 276,74 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 10.573,35 TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, davalının ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini belirterek, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davaya konu itirazın iptali talep olunan icra dosyasına konu olan bedelin zamanaşımına uğradığını, … tarafından ihale edilen inşaat işlerinin mevzuat gereğince müteahhit firmalar tarafından ALL-Risk sigortası kapsamında sigortalanmakta olduğunu, müvekkili şirketin davaya konu yerde hiçbir çalışması olmadığını, ancak ekiplerinin yapmış olduğu ve saha personelinin ilgili yer ile alakalı almış olduğu duyum kapsamında olayın gerçekleştiği yer belediyesinin yol çalışması yapmış olduğu bilgisinin edinildiğini belirterek, davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini aksi halde aktif dava husumeti yokluğu sebebiyle reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Yapılacak çalışma için ruhsat başvurusunu vermeye yetkili İBB AltYapı Koordinasyon Müdürlüğü’ ne müzekkere yazılmış, anılan tarihte ve yerde çalışma yapılması için herhangi bir ruhsat başvurusunda bulunulmadığı tespit edilmiştir. Davacı yanca hasar mahalli ile ilgili olarak sunulan fotoğraflarda davalının çalışma yaptığına ilişkin bir görüntü bulunmamaktadır. Sunulan 29/07/2019 tarihli Hasar tespit tutanağı formunda hasarı tespit eden kişiler karşılığında iki ismin yazıldığı ancak bu kişilerin da tutanakta imzası bulunmadığı görülmüştür. Davacı yanca usulüne uygun tutulan bir tutanağın varlığından söz etmek de mümkün değildir. Dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere tanıklar olay gününü hatırlamamakla kazıyı davalının yaptığına ilişkin beyanda bulunamamışlardır. Davacı yemin deliline de dayanmamıştır. Davacı davaya konu kazı ve hasarın davalı tarafından oluşturulduğunu ispat edememiştir.Açıklanan sebeplerle davacının davasının husumet nedeni ile reddine, davacının kötü niyeti sabit olmadığından davalının kötü niyet tazminatının reddine” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin eksik incelemeyle hatalı karar verdiğini davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, aleyhlerine vekalet ücretine hükmolunmaması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız eylemden kaynaklanan takibe yönelik itirazın iptali davasıdır. İlk Derece Mahkemesi hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğinin, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun aradığı şartlara uygun şekilde ayrıntılı olarak açıklandığı,Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini detaylarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. HMK’nın 198. maddesinde yer alan,“Kanuni istisnalar dışında hâkim delilleri serbestçe değerlendirir” hükmüne istinaden Yerel mahkemenin dosyada mevcut olan delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. TBK.m.49 gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Madde 50 gereğince zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. Yine ispat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Dosyada mevcut delil durumuna göre ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını ispat edemediği, hasar tespit tutanağının mevzuata uygun tutulmadığı, reddolunan davada davacı aleyhine yargılama giderine hükmolunmasını HMK gereği ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici sebeplere, dosyada mevcut delil durumuna göre, ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını ispat edememesine, İlk Derece Mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/10/2021 tarih, 2020/135 Esas – 2021/740 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,80 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 179,90 TL’nin mahsubuyla bakiye 89,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/07/2023