Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/2321 E. 2023/2232 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2321
KARAR NO: 2023/2232
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2022
NUMARASI: 2021/246 Esas – 2022/103 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Sebebiyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 01.05.2020 tarihinde Çatalca İlçesi, … Mahallesi, … Sokak adresinde, 19.03.2020 tarihinde Kağıthane İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:… adresinde, 25.03.2020 tarihinde Esenyurt İlçesi, … Mahallesi, …Sokak, No:.. adresinde sırasıyla; 7.053,99 TL, 2.345,86 TL, 2.144,72 TL, davacının tesislerine hasar verildiğini, davalıların hasar bedellerini ödememesi üzerine sırasıyla; 267,86 TL işlemiş faiz, 85,03 TL işlemiş faiz, 89,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.996,35 TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E, … E, … E dosyaları ile takip başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takiplerin durduğunu belirterek; itirazların iptaline, takiplerin devamına, davalılar aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; Davalı şirketin bu kapsamda çalışan personeli bulunmadığını, zarar verdiği iddia olunan altyapı çalışmasının diğer davalı … Taah. Ltd. Şti. tarafından yapıldığını, davalı şirketle diğer davalı … Taah. Ltd. Sti arasında 27.12.2018 tarihli Yapım Sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmede üçüncü şahıslara verilecek zarardan, işi yapan firmanın sorumlu olacağının açıkça düzenlendiğini Etüt Koordinasyon Bedeli, Dağıtılmayan Enerji, Eşik Kesinti Süresi Aşım Maliyeti, montaj, araç ve işçilik bedellerinin istenemeyeceği hususunun Yargıtay kararlarıyla kesinlik kazandığını, davacı hesap belgelerinde yer alan eşik kesinti süresi aşımı bedelinin hukuksal bir dayanağı olmadığı için talep edilmesinin mümkün olmadığını dosyada fatura kesildiğine dair bir delil bulunmamasına rağmen hesaba % 18 KDV eklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının kusur durumunun da araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … İnşaat Şirketi vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirketin … A.Ş. ile imzalanan Erişim Şebekeleri Bakım Onarım Alt İşveren Sözleşmesi gereğince bu şirkete ait alt yapıların bakım ve onarım işlerini yürüttüğünü, ilgili adreste herhangi bir çalışma yapılmasına karar verilmesi durumunda çalışma ile ilgili tüm izin ve ruhsat … tarafından temin edildiğini, davacı şirket tarafından yapılan ve davacının tesislerinde zarar meydana geldiği iddia edilen tüm kazılarda davacı kurumun ağır kusuru bulunduğunu, davacı şirketin mevzuattan doğan ve uyulması gereken kurallara uymadığını, davacının davalı şirketten, malzeme bedeli, montaj bedeli, araç ve personel ücreti talep ettiğini, davacının hasarın giderilmesi için işçi ve araç temin edip etmediği, etti ise takip konusu işçilik bedelinin işçilere ödenip ödenmediği, araç bedelinin nasıl tespit edildiği, diğer alacak bedellerinin nasıl belirlendiğinin kesinlikle anlaşılamadığını, dosyada tek taraflı hazırlanan ve davalıya tebliğ edilmeyen okunmayan tablolardan başka somut ve objektif tek bir delil bulunmadığını belirterek; davanın reddine, %20’sinden az olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, bilirkişi raporu ile dosyamızda bulunan tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi raporunun dosyamız kapsamındaki delillerle uyumlu ve denetime elverişli olması sebebiyle anılan rapor doğrultusunda, davalı Akçadağ tarafından diğer davalı … adına 3 farklı yerde yapılan alt yapı çalışması sırasında davacıya ait tesislere zarar verildiği, meydana gelen zarar miktarının;a-)İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 1.973,61 TL asıl alacak ve 74,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.048,55 TL, b-)İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 415,85 TL asıl alacak ve 15,07 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 430,92 TL, c-)İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 136,56 TL asıl alacak ve 6,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 142,86 TL olduğu, davalılar arasındaki sorumsuzluk anlaşmasının davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu sebeple meydana gelen zararlardan davalıların davacıya karşı birlikte sorumlu oldukları kanaatine varıldığından, davanın kısmen kabulü ile anılan miktarlar üzerinden takiplere vaki itirazların ayrı ayrı iptallerine, fazlaya ilişkin davacı istemlerinin reddine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … A.Ş vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel mahkemece, müvekkili şirkete %30 kusur atfeden, hatalı hesaplama yapılan ve itiraza uğrayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tüm alacak kalemleri yönünden davanın kabulü gerektiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı … A.Ş.vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkili Şirketin iddia edilen hasarın meydana gelmesinde hiçbir kusuru olmadığından husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, hasar mahallinde müvekkili şirketin çalışma yapmadığını, 27.12.2018 tarihine Yapım sözleşmesinin 33.5 maddesine göre üçüncü şahıslara verilecek zarardan müvekkili şirketin sorumlu olmayacağını, etüt koordinasyon bedeli, montaj, araç ve işçilik bedellerinin içtihat kararları gereğince isteyemeyeceğini, dağıtılmayan enerji bedeli ve eşik kesinti süresi aşım maliyetinin talep edilemeyeceğini, fatura kesildiğine dair bir delil bulunmamasına rağmen hesaba % 18 kdv eklenemeyeceğini, hasarda davacının tam kusurlu olması sebebiyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız fiile dayalı zararın tahsili için İİK.’nun 67. maddesine göre itirazın iptali istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nın 110. maddesi gereğince davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır. Davacının, aynı davalıya karşı olan birbirbirinden bağımsız birden fazla talebini, aralarında bir derecelendirme ilişkisi yani aslilik – fer’ilik ilişkisi kurmadan aynı dava dilekçesinde, ileri sürmesine davaların yığılması denir. Buna göre eldeki davada, objektif dava yığılması mevcuttur. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 8.000.00 TL’ye çıkartılmıştır. Bu durumda, davalının istinaf talebine konu olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında toplam alacak talebi 7.321,85 TL, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında toplam alacak talebi 2.430,89 TL, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında toplan alacak talebi 2.243,61 TL miktar itibariyle kesin olup, verilen karara karşı yasa yolu kapalı bulunmaktadır.Yukarıda açıklanan hususlar gereğince itirazın iptaline dair her bir icra takibindeki dava değerinin ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığı, itirazın iptalleri yönünden ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu, dolayısıyla istinaf edilmesinin mümkün olmadığı 6100 Sayılı HMK’nın 346/1. maddesi gereğince miktar itibariyle ret kararının mahkemesince verilmesi gerekli ise de temyiz(istinaf) merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf dilekçelerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/02/2022 tarih, 2021/246 Esas – 2022/103 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin istinaf dilekçelerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince ayrı ayrı REDDİNE, 2- İstinafa başvuran taraflarca peşin yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine, 3- İstinafa başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
5- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/07/2023