Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1638 E. 2023/1702 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1638
KARAR NO: 2023/1702
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2023
NUMARASI: 2022/860 – 2023/93
DAVANIN KONUSU: Haksız İflas Davası İddiası Sebebiyle Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; … A.Ş. ve … Şirketi arasında, Diyarbakırdaki … Alışveriş Merkezi şantiyesine Klima cihazları satışı hakkında imzalanmış sözleşme bulunduğunu, bu sözleşme nedeni ile bazı çeklerin önceden düzenlenmek suretiyle teminat ve avans olarak Form tarafına teslim edildiğini, bu teminat ve avans maksadı ile düzenlenmiş çeklerden bir kısmının üzerinde, şahıs olarak kendisinin de avalist sıfatı ile imzasının bulunduğunu, Form firmasının, 2014 yılı içerisinde farklı tarihlerde şahsına karşı 4 adet çek üzerinde aval imzası olduğu gerekçesi ile icra takibi yaptığını ve tüm mal varlığı üzerinde haciz uygulandığını, daha sonra İstanbul … İcra dairesindeki … E sayılı dosyada, takip şeklini değiştirip ve İflas yolu ile takip isteyerek Ticaret mahkemesinde aleyhine şahsi iflas davası açtığını, bu davayı 2 seneden beri sürdürdüğünü, iki seneden beri her an hakkında iflas kararı verilebileceği endişesi ile yaşadığını, davalıya herhangi bir şekilde şahsen borçlu olmadığını, şahsına karşı icra ve iflas yolu ile takip yapmasını meşru gösterecek hukuki bir sebebin mevcut olmadığını ve yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle dosyasında adli yardım talebinin olduğunu belirterek bu sebeplerle 290.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. Davacı bilare sunduğu dilekçe ile dava değerinin 10.000,00 TL maddi tazminat olduğunu belirtmiş ve harcı bu miktar üzerinden yatırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının işbu davanın ismini değiştirerek (menfi tespit davası olarak) İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/17 Esas sayılı dosya ile açmış olduğunu ve davanın reddedildiğini, derdestlik itirazı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının dava harcını tamamlaması gerektiğini, davacı …’nun İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/300 Esas sayılı kayıt kabul davasında davayı uzatma amaçlı olarak, kasıtlı ve yanlış davalı ismi yazarak haberleri olmadan işbu davayı açarak yanlış adres göstererek davaları birleştirdiğini, şimdi ise davaların ayrıldığını, davacının tamamen kötü niyetli olduğunu ve kayıt kabul davalarını uzatmaya yönelik olarak bunu yaptığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…davalı tarafın sırf alacağının temini için yargı mercileri önünde hak arama hürriyetine istinaden davacı hakkında iflas davası açmış olması ve davacı tarafın hakkında açılan iflas davası nedeniyle zarara uğramış olması, yapılan eylemin haksız bir eylem olarak nitelendirilmesini mümkün kılmayacağından davanın reddine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dairemizin 06/10/2022 tarih, 2021/274 E. 2022/2229 K. sayılı ilamında; “…6100 sayılı HMK’nın 297.maddesinde hükmün kapsamı düzenlenmiş olup, aynı maddenin 2.fıkrasına göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hüküm ile, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Somut olayda, davacı tarafça sunulan dilekçeyle ve sadece maddi tazminat yönünden harç yatırılarak davaya bu değer üzerinden devam edilmesi talep edilmesine ve istinaf dilekçesinde de açıkça manevi tazminat talebinden vazgeçildiğinin belirtildiği görülmesine rağmen kararda maddi tazminat yönünden gerek kısa kararda, gerekse gerekçeli kararın hüküm kısmında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, bu hususta hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum, HMK 297/2.maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu husus aynı zamanda kamu düzenine ilişkindir. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf isteminin sair hususlar bu aşamada incelenmeksizin kabulü ile HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine…” karar verilmiştir. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesince; ” … Manevi tazminat talebi yönünden; Manevi tazminat talebi yönünden harcın yatırılmamış olması nedeniyle manevi tazminat talebinin kanunen işlemden kaldırılmış olduğu, hüküm tarihi itibariyle HMK 150/5 .maddesindeki sürenin geçmiş olduğu, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30.maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 150.maddesi gereğince davalı …Ş ‘ye yönelik manevi tazminat davasının açılmamış sayılmasına, maddi tazminat talebi yönünden; davanın haksız fiile dayalı maddi tazminat davası olduğu, davacının dava dilekçesi ile haksız fiil olarak nitelendirdiği işlemin davalı tarafından kendisine karşı kambiyo senetlerine karşı haciz ve ardından iflas yolu ile takibe girişilmesi olduğu, atıf yapıldığı üzere Anayasa’mıza göre herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, ilgili yasalara göre haciz ve iflas yolu ile takip başlatılmasının veya dava açılmasının başlı başına haksız niteliğinde olmadığı, davalının meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle başlattığı bu girişimlerinde haklı veya haksız çıkmasının işlemin niteliğine etkisinin bulunmadığı, bu sebeple davacının maddi tazminat davasına konu hukuka aykırı bir fiil bulunmadığı, haksız fiilin şartlarının somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmış, davacının davalı …den maddi tazminat talebinin reddine, davacının davalı …ye yönelik manevi tazminat davasının açılmamış sayılmasına…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı istinaf dilekçesinde; Delillerler değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, uğranılan zararın tespitinin yapılmadığını, manevi tazminat davasının açılmasına davalı kusuruyla yol açtığından manevi tazminat yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız olarak açılan iflas davası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür,” Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır. Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde;“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir. Bu doğrultuda, davalı tarafça davacıya karşı iflas davası açılması, hak arama özgürlüğü kapsamında kalmakta olup, TBK’nın 49. maddesi gereğince haksız fiil söz konusu değildir. HMK’nın 198. maddesinde yer alan,“Kanuni istisnalar dışında hâkim delilleri serbestçe değerlendirir” hükmüne istinaden Yerel mahkemenin dosyaya sunulmuş olan delilleri takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Vekalet ücreti yönünden yapılan istinaf incelemesinde; HMK’nın 323.maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamında düzenlenmiş olup, 331/3.maddesinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde yargılama giderlerinin davacıya yükletileceği belirtilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet iyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret başlıklı 7. maddesinin 1. bendi gereğince ” Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli, davanın açılmamış sayılması, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” şeklindeki düzenlemeye istinaden davalı aleyhine manevi tazminat talebi yönünden vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının bu yöne değinen istinaf istemi yerinde değildir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/02/2023 tarih, 2022/860 E. – 2023/93 K. sayılı kararına yönelik davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başka harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/05/2023