Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1608 E. 2023/1699 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1608
KARAR NO : 2023/1699
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davaya konu yapılan çalışma /kazı esnasında gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi sebebiyle davalı Borçlu tarafından; 14.08.2019 tarihinde, Büyükçekmece – 19 Mayıs mah – Gazhane sok. adresinde yapılan çalışma sırasında, Müvekkil şirket enerji dağıtım altyapısına 3.826,15 TL, 08.10.2019 tarihinde, Şişli – Kuştepe mah – Özgür sok….adresinde yapılan çalışma sırasında, müvekkil şirket enerji dağıtım altyapısına 5.801,05 TL, 05.10.2019 tarihinde, Büyükçekmece – Ulus Mah – Çatalca yolu sok. adresinde yapılan çalışma sırasında, müvekkil şirket enerji dağıtım altyapısına 7.028,86 TL,26.08.2019 tarihinde, Beylikdüzü – Barış mah – Eğitim Vadisi Bulv. adresinde yapılan çalışma sırasında, müvekkil şirket enerji dağıtım altyapısına 27.331,57 TL,ve 31.08.2019 tarihinde, Beylikdüzü – Kavaklı mah – Olimpiyat cad. adresinde yapılan çalışma sırasında ise et enerji dağıtım altyapısına 16.221,18 TL tutarında hasar verildiğini, söz konusu hasarların müvekkil şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini, anılan hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz de dahil olmak üzere, davalı borçlu aleyhine, toplam 62.737,67 TL’nin tahsili amacıyla, ilamsız takibe geçilerek borçluya ödeme emri gönderildiğini, ancak ödeme emrini tebellüğ eden borçlunun; takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz oranına ve ferilerine külliyen itirazla takibi durdurduğunu, borçlunun takibi durdurmuş ise de itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı her ne kadar borcunun bulunmadığı sebebiyle borca itiraz etmiş ise de icra takibine konu alacağın davalının kusuru sebebiyle oluştuğunu, tüm bu sebeplerle davalı borçlu tarafından tarafından Istanbul 13. İcra Müdürlüğünün, …E sayılı dosyalara yapmış bulunduğu haksız ve yersiz itirazların iptali ile takiplerin devamına borçlu aleyhine hükmolunacak meblağların, %20 sinden az olmamak kaydıyla, icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle zamanaşımı, hak düşürücü süre ve görev itirazında bulunduklarını, Istanbul 13. İcra Müdürlüğü – … sayılı takibe dayanak yapılan ve 14.08.2019 tarihinde, Büyükçekmece – 19 Mayıs Mah – Gazhane sok. adresinde yapılan çalışmanın, müvekkil İdare yüklenicilerinden; …Mühendislik San. Ve Tic. A.Ş. tarafından yapılı Istanbul 13. İcra – …sayılı takibe dayanak yapılan ve 08.10.2019 tarihinde, Şişli -Kuştepe Mah – . adresinde yapılan çalışmanın, müvekkil İdare yüklenicilerinden; …. A.Ş. İş Ortaklığı tarafından yapıldığını, Istanbul 13. İcra Müdürlüğü – 2020 / 9777E sayılı takibe dayanak yapılan ve 05.10.2019 tarihinde, Büyükçekmece – Ulus Mah – Çatalca yolu sok. adresinde meydana geldiği iddia edilen hasara ilişkin olarak, müvekkil İdare veya yüklenicileri tarafından; anılan adreste her hangi bir çalışma yapılmadığı bilgisine ulaşıldığını, Istanbul 13. İcra Müdürlüğü – …E sayılı takibe dayanak yapılan ve 26.08.2019 tarihinde, Beylikdüzü – Barış mah – Eğitim Vadisi bulv. adresinde meydana geldiği iddia edilen hasara ilişkin olarak, müvekkil İdare veya yüklenicileri tarafından, anılan adreste her hangi bir çalışma yapılmadığı hususunun halen araştırıldığını, Istanbul 13. İcra Müdürlüğü -… sayılı takibe dayanak yapılan ve 31.08.2019 tarihinde, Beylikdüzü – Kavaklı mah – Olimpiyat Cad. adresinde meydana geldiği iddia edilen hasara ilişkin olarak, müvekkil İdare veya yüklenicileri tarafından; anılan adreste her hangi bir çalışma yapılmadığı bilgisine ulaşıldığını, müvekkil İdare ile firmalar arasında imzalanan sözleşme eki Yapım İşleri Genel Teknik Şartnamesi Mad.9 ve 6 gereği; işin devamı süresince meydana gelecek kazalar, bu kazaların sebep olacağı can ve mal kaybı ile 3. kişilere verilecek her türlü zararlardan, yüklenici firmaların doğrudan sorumlu olduğunu, müvekkil İdare yüklenicilerinden;…Ş. & …lt Taah. Ve Tic. A.Ş. İş Ortaklığı tarafından davacının alt yapı tesislerinin, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’ ne uygun döşenmediği, hasar gören kablolar üzerinde işaret bandı, dolgu kumu vb. uyarı işaretlerinin bulunmadığı gerekçesiyle, haksız – mesnetsiz ve tek taraflı hasar tutanaklarına itiraz edildiğini, BK – m.50 gereği; zarar görenin, zararını ve zarar vereninin kusurunu ispatla yükümlü olduğu, hal böyle iken davacı şirketin; dava konusu zarara müvekkil İdare personeli tarafından sebep olunduğuna ilişkin her hangi bir bilgi – belge ve delil sunamadığını, ayrıca tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara sebep olan olayda kusurunun bulunması ve tazminat talep edilen hasar ile fiili arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini, müvekkil İdare’ nin, iddia olunan adreste hiçbir faaliyet bulunmaması sebebiyle, gerçekleştiği iddia edilen illiyet bağı ile müvekkil İdare’ nin fiilleri arasında illiyet bağının kurulmasının mümkün olmadığını, Yargıtay – 7. HD – 2010 / 3324K sayılı Kararı gereği “… kullanılan enerji miktarı, günün değişik saatlerinde farklı olduğundan, kesinti süresinin belirlenemeyeceği ve bu sebeple satılamayan enerji bedeline hükmedilemeyeceği … ” dolayısıyla, dağıtılamayan enerji bedeli talebinin, hukuka aykırı olduğunu, davacının, alt yapı tesislerinin; Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’ne uygun şekilde döşenmemiş olduğunun anlaşılması sebebiyle, davacının kendi kusurunun da bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, müvekkil şirketin davacıya kesinleşmiş bir borcu bulunmadığı gibi, talep edilen alacağın ise yargılamaya muhtaç bulunduğunu, dolayısıyla olay tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, gerek alacağın likit olmaması ve gerekse alacağı yargılama gerektirmesi sebebiyle, icra inkar tazminatı da talep edilemeyeceğini, tüm bu sebeplerle öncelikle usule İlişkin dava şartları yönünden, davanın usulden reddini, usule ilişkin sebeplerle, red edilmediği taktirde, davanın esastan reddini, davanın, müvekkil İdare yüklenicilerinden …Ve Tic. A.Ş. İş Ortaklığı ve … Mühendislik San. Ve Tic. A.Ş. ye ihbarını, % 20′ den aşağı olmamak üzere, davacı aleyhine ve İdare lehine kötü nivet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Dosya kapsamı ve yukarıda belirtilen yasal mevzuat hep beraber değerlendirildiğinde, davacı ile davalı şirket arasında TTK 16/1 maddesi anlamında, sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunmadığı, davanın, davalı idare tarafından altyapı çalışmaları sırasında, davacı şirkete ait tesislere verilen zararın tazmini amacıyla açıldığı, davalının sorumluluğunun asıl kaynağının, kamu hizmeti yürütülmesi esnasında verilen zarardan doğduğu, İSKİ’nin kuruluş amacı verdiği kamusal hizmet düşünüldüğünde tacir olarak nitelendirilemeyeceği, kamu hizmeti yürüten idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka sebeple idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının tespitini gerekeceği, davanın ise itirazın iptali davası olarak değil “Tam Yargı” davası olarak görülmesi gerektiği, ancak tam yargı davalarını görme yetkisinin adli yargı değil idari yargıya ait olduğu, HMK 114/1-b maddesine göre “yargı yolunun caiz olması” dava şartının mevcut olmadığı, ayrıca, Uyuşmazlık Mahkemesinin 05/04/2021 tarih, 2021/28 esas, 2021/144 karar sayılı, 29/11/2021 tarih, 2021/602 esas, 2021/612 karar sayılı, 27/12/2021 tarih, 2021/608 esas, 2021/680 karar sayılı yakın tarihli ilamları ile mahkememizde görülen dava ile aynı taraf ve nitelikte bulunan davalarda içtihat değişikliğine gidildiği, her ne kadar Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının incelenen dosyalar ile sınırlı olduğu, doğrudan doğruya mahkememiz dosyasını etkilemeyeceği söylenebilirse de, yargı kararları arasında birliğin sağlanması ve hukuki güvenlik ilkesinin tesisi anlamında, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının mahkememizce kabul edilebileceği kanaatine varılarak, davanın yargı yolu dava şartı yokluğundan HMK.114/1-b ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine …” karar verilmiştir.
Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İhtilafın haksız fiil hükümlerine göre adli yargıda çözümlenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava; Haksız fiile dayalı zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davalı kamu kurumu olup kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları kapsamında yapmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 16’ya göre; kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarının dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda, İSKİ Genel Müdürlüğü’nün genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetleneceği, yıllık çalışma ve yatırımlarının bilançolarda belirlenerek genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülünde düzenleneceği belirtilmiştir.
Bu kapsamda İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün de 2560 sayılı Kanun kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı kabul edilmelidir. Davalının haksız eylem teşkil eden faaliyetinden kaynaklanan bu uyuşmazlığın da, yerleşik yargısal uygulamalarda görüldüğü gibi, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir (HGK’nın 21/09/1983 gün ve 1980/11-2721; 1983/823 ile 29/11/1995 gün ve 1995/11-647; 1995/1043 sayılı kararları).Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile yargı yolu sebebiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun değildir.Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince kaldırılmasına, zikredilen eksiklikler tamamlanıp yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan sebeplerle KABULÜ ile, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2022 tarih, 2022/285 E. – 2022/547 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,
4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. ve 362-1/g. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/05/2023