Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1603 E. 2023/1802 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1603
KARAR NO: 2023/1802
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2023
NUMARASI: 2019/536 Esas – 2023/30 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketin kiracı olduğunu, davacı şirketin teşhir ve stok mağazası olduğunu, 11/06/2018 tarihinde davalıların işlettiği kafede yangın çıktığını, demirbaş eşyaların ağır hasar aldığını, yangın sebebiyle oluşan hasar ve zarar miktarının tespiti hususunda karşı tarafa İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/77 D. İş sayılı dosya ile delil tespiti davasının açıldığını, davalıların %100 ağır kusurlu olduklarını, davalıların davacıların zararlarını teminen mal varlıklarına ihtiyati tedbir konulmasını, mahkemece belirlenecek teminat ile davalıların mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, işyerinin kullanılamaz hale gelmesi sebebiyle ticari zararı ve mahrum kalınan karı da dahil olmak üzere davacı şirketin uğradığı tüm maddi zararların tespiti ile fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL nin olay tarihinden itibaren uygulanacak faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsil ve tazminine talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının yangın çıkan yerde kiracı sıfatıyla bulunduğunu, yangına ilk müdahaleyi yapanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı olduğunu, itfaiye daire başkanlığı, avrupa yakası itfaiye müdürlüğü, şişli bölge grup amirliği tarafından düzenlenen 19.06.2018 tarihli raporda yangının çıkış nedeni olarak yaba cafenin mutfak bölümünün dış yüzeyinde bulunan elektrik panosunun içindeki grup sigortalarının kablo giriş çıkışlarında,yapının dış yüzeyindeki kablo yoğunluklarında ve ayrıca çatı seviyesinde bulunan kablolarda, grup elektrik panosunu besleyen elektrik hatlarının giriş ve çıkışlarında elektriksel ısınma sonucu oluşan tahribatlar, vişne çürüğü renk değişimleri, kablo yapılarındaki bozulmalar ve deformasyonlar tespit edildiğini ve sonuç olarak elektrik tesisat kablolarında meydana gelen elektriksel arıza sonucu oluşan yüksek ısının kablo izolasyonlarını tutuşturarak yanma olayının başladığının tespit edildiğini, davacının yangın ile ilgili sunmuş olduğu ve davalı şirketin mal sahibi olan aynı zamanda davayı da ihbar ettikleri mal sahipleri tarafından alınan özel rapor mahiyetindeki raporu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, söz konusu rapor her ne kadar taraflarına tam anlamıyla tebliğ edilmemişse de dava dilekçesi içeriğinden anladıkları kadarıyla bilimsel gerçeklikten uzak ve varsayımsal olduğunu, olaya ilişkin başlatılan yasal prosedürlerin beklenmeksizin dava açılması davacılar tarafında bir peşin hüküm olduğunu gösterdiğini, asıl kusurlu olanın itfaiye raporu gereğince mal sahiplerinin olduğunu, davacılara karşı tazminat ve diğer yasal haklarının saklı kalması kaydıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Her ne kadar bilirkişi raporunda davalıların kusurlu olduğuna dair bir tespitte bulunulmamış ise de; yangına sebep olan ve davalıların kiraladığı iş yerinin çatısında bulunan korumasız vaziyetteki kablolardan kaynaklandığı, davalı tacir tarafından kiralanan iş yerinin tamamına yakının ve çatısının kolay alev alan yanıcı malzemeden yapılmış olduğu, bu durumda muhtemel bir yangında oluşabilecek zararın ve yangının çevre yapılara sirayet edebileceğinin davalılar tarafından ön görülmesi gerektiği, kabloların yapı içinden değil çatıdan açık durumda geçtiği, bu durumda dava dışı yapı maliklerinin sorumlu oldukları kabul edilse de, yangına sebep olan ve çatıdan geçirilen kabloların yenilenmesi veya güneş ışığı ile olan temasının engellenmesi suretiyle eş deyişle basit bir bakım faaliyeti ile yangın riskinin azaltılabileceği nazara alındığında davalı olan kiracı şirket ile şirket yöneticilerinin kiralayanın bakım yükümlülüğünü yerine getirmemek suretiyle yangının meydana gelmesinde kusurlu oldukları Mahkememizce kabul edilmiştir. Bilirkişi kurulu raporunda davacının zararının toplam 753.966,00 TL olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının taleple bağlı kalınarak; Davacının Davasının kabulüne; Tahsilde tekerrür olmamak şartı ile 10.000,00 TL nin olay tarihi olan 11/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Dosya kapsamından davaya sebep yangın ile ilgili kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını, davanın bina sahibine yöneltilmesi gerektiğini, kendilerinin ve davacıların kiracı olduğunu, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, kusur ve sorumluluğun bina maliklerinin olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davasıdır. 6100 sayılı yasanın 341/3 maddesi gereğince; alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Hükmü gereği her ne kadar dava değeri10.000,00 TL olarak ifade edilmiş ise de davacının fazlaya dair haklarını saklı tutarak eldeki davayı açtığı, dosya arasındaki bilirkişi raporlarına göre davaya konu zararın kesinlik sınırını aştığı anlaşılmakla inceleme yapılmıştır. 6098 sayılı yasanın 69. maddesi gereğince; Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır. Dosya kapsamından davalı şirketin yangın başlayan yerde kiracı olduğu, yangının davalının kullanımında olan yerdeki elektrik tesisatı ve kabloların uygun olmayan kullanım tarzından kaynaklandığı, binada oturma hakkına sahip olan davalı şirketin TBK m 69 gereğince davacıya karşı sorumlu olduğu, dosya kapsamından davacının zararının kabul edilen miktarın üzerinde olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf istemi yerinde bulunmamıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/01/2023 tarih, 2019/536 Esas – 2023/30 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının peşin alınan 171,00 TL’nin mahsubuyla bakiye 512,20 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2023