Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1591 E. 2023/1635 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1591
KARAR NO: 2023/1635
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021
NUMARASI: 2020/233 Esas – 2021/722 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; İstanbul Küçükçekmece İlçesi … Mah. … Sk. No:… adresinde davalı tarafın yaptığı çalışma sebebiyle davacıya ait enerji dağıtım alt yapısına zarar verdiğini, davacının bu hasarı gidermek için yüklenici firmaya ödeme yaptığını, davalı tarafın hasar bedelini ödememesi sebebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız takip yapıldığını, bu takibe itiraz edildiğini, takip durdurulduktan sonra güncel duruma göre değil de sadece takip konusu 595,05 TL’nin ödendiğini, yapılan ödemenin kısmi ödeme olması sebebiyle öncelikle faiz, masraf ve ferilerinden düşülmesi gerektiği, dolayısıyla 451,84 TL asıl alacağın halen ödenmediğini, itirazın haksız olduğunu, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatı talep edilmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Zaman aşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının olduğunu, tam yargı davası olduğundan davada idari yargının görevli olduğunu, adli yargı görevli olsa bile ticaret mahkemesi yerine asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, öncelikle böyle bir hasarın olup olmadığının tespiti, bu hasara yüklenici firma sebep olmuş ise de o zaman davanın yüklenici firmaya karşı açılması gerektiğinden davanın husumet sebebiyle reddini, böyle bir çalışmalarının olmadığını, davalının zarara yol açmadığını, davacı tarafın elektrik kablosunu döşeme işini mevzuata uygun yapıp yapmadığının tesipt edilmesi gerektiğini, belirli likit bir alacak olmadığı, temerrüt durmunun bulunmadığından faizin istenemeyeceğini, davanın yüklenici firma olan … Anonim Şirketi’ne ihbar edilmesi gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…İcra dosyası celbedilmiş, yapılan incelemede 17/01/2018 tarihinde icra takibinin yapıldığı, takip sonucu davalı borçlunun 02/02/2018 tarihinde borca, süreye, husumete, yetkiye itiraz ettiği ancak bu itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediğinden itirazın iptali davası için 1 yıllık sürenin geçmediği, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın görev itirazı da vardır. Görev kamu düzenini ilgilendirir. Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1446 Esas 2013/1783 Karar tarihli kararında benzer nitelikli bir davada uyuşmazlığın davalı idarenin (İSKİ) hizmet kusurundan kaynaklandığını, dolayısıyla idari yargının görevli olduğuna dair karar vermiştir. Dosyamızda da davanın davalı İSKİ’nin yaptırdığı iş nedeniyle davacının uğradığı zarara ilişkindir. Bu işin bizzat davalı İSKİ idaresince yapılması veya yüklenici firma aracılığıyla yaptırması sorumluluğu kaldırmaz. Davanın haklı olup olmadığı davadan önce davalı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme gibi hususlar görevli idari yargı tarafından değerlendirilmelidir. 2560 Sayılı Yasa ile kurulan İSKİ İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bağımsız bütçeli kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluştur. İSKİ personeli 657 Sayılı Kanun’a tabidir. İSKİ’nin görevi kamu hizmetidir. Personeli kamu personelidir. İSKİ malları kamu malıdır. Dava konusu hizmetin yüklenici firma aracılığı ile yapılması bunun kamu hizmeti sıfatını ortadan kaldırmaz. Uyuşmazlığın bu kamu hizmetinden kaynaklanması nedeniyle davanın idari yargıda görülmesi gerekir. Bu nedenle görevsizlik kararı verilmiştir. Her ne kadar bu konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15/06/2012 tarih 2012/168 Esas – 2012/397 Karar sayılı kararı ile bu tür davalarda davalı İSKİ’nin tacir sayılması ve davanın adli yargıda görülmesi gerektiği yazılı ise de Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görevi ve kararındaki gerekçe göz önüne alındığında bu tür İ İSKİ’nin bizzat yaptığı veya yüklenici firmalara yaptırdığı hizmetin kusurundan kaynaklanan davalar idari yargıda görülür…Davacının davasının idari yargının görev alanına girdiğinden GÖREV YARGI YOLU ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Zararı doğuran fiilin idarenin özel hukuk sorumluluğu kapsamında bulunduğu, dolayısıyla ihtilafın haksız fiil hükümlerine göre adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız eylemden kaynaklanan alacağa yönelik itirazın iptali davasıdır. Davalı kamu kurumu olup kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları kapsamında yapmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 16’ya göre; kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarının dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir.2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda, İSKİ Genel Müdürlüğü’nün genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetleneceği, yıllık çalışma ve yatırımlarının bilançolarda belirlenerek genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülünde düzenleneceği belirtilmiştir.Bu kapsamda İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün de 2560 sayılı Kanun kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı kabul edilmelidir. Davalının haksız eylem teşkil eden faaliyetinden kaynaklanan bu uyuşmazlığın da, yerleşik yargısal uygulamalarda görüldüğü gibi, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir (HGK’nın 21/09/1983 gün ve 1980/11-2721; 1983/823 ile 29/11/1995 gün ve 1995/11-647; 1995/1043 sayılı kararları).Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile yargı yolu sebebiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun değildir.Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince kaldırılmasına, zikredilen eksiklikler tamamlanıp yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan sebeplerle KABULÜ ile, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2021 tarih, 2020/233 Esas – 2021/722 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine iadesine,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. ve 362/1/g maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/05/2023