Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1479 E. 2023/1698 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1479
KARAR NO: 2023/1698
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2022
NUMARASI: 2020/111 – 2022/1019
DAVANIN KONUSU: Temliknamenin İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin SSK ya sattığı ilaçlar karşılığı bu kurumdan devamlı alacakları doğduğunu, bu alacakların kısım kısım ödendiğini, müvekkilinin SSK alacaklarını zaman zaman üçüncü şahıs müşterilerine temlik ettiğini, SSK tarafından, aşırı miktarda temliklerin geldiği, kurjmdan olan alacakların bu meblağları karşılamasının mümkün olmadığının bildirilmesi üzerine şirket çalışanı …’un şirket muhasebesinde bir kaç çalışanla birlikte bir çok kişiye sahte temlikler yaptırdığı, davalılardan …’nın da bu sahte temliklerden, tamamı Kadıköy …Noterliği’nin, 05/09/2003 tarihli ve …, …, … yevmiye nolu herbiri 250 Milyar TL bedelli 3 adet sahte temlikname ile 750 Milyar TL lik alacağı 15/12/2003 tarihinde SSK’dan tahsil ettiğini, bu durum üzerine müvekkilinin savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ve sanıklar hakkında Kadıköy 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2004/417 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, Beyoğlu 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/70 D.İş sayılı dosyasında yaptıkları müracaat üzerinde yapılan incelemede söz konusu temliklerdeki imzaların müvekkili şirketin tek yetkilisi …’a ait olmadığının saptandığını, Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2004/1103 D.İş sayılı dosyası ile yapmış oldukları ihtiyati tedbir başvurusu üzerine, Mahkemece Kadıköy …Noterliği’nin 07/11/2003 tarihli, … yevmiye nolu 350 Milyar liralık davalı … temliki üzerinde yapılan incelemede imzanın şirket yetkilisi …’a ait olmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine 22/09/2004 tarihli karar ile davalı …’nın gayrimenkulleri üzerine ve davalı … adına düzenlenen temliknamenin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini belirterek, tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, 750 Milyar TL nin 281 Milyar TL faizi ile birlikte davalı …’dan istirdadına, davalı … lehine düzenlenen 350 Milyar TL lik temliknamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Davalı … bakımından sahte imza iddialarını ve bu yöndeki raporları kabul etmediklerini, bu hususta farklı Mahkemelerden alınan raporlar arasında çelişki bulunduğunu, alacağın dayanağının müvekkili tarafından davacı şirket hesabına yapılan 200 Milyar TL lik havale ve kesilen faturalar olduğunu, buna ilişkin havale makbuzu ve faturaların sunulduğunu, davalı … bakımından; davacı şirkete çesitli bankalardan gönderilen havaleler ve kesilen faturalar kaşılığı söz konusu temliknamelerin alındığını, davacı yanın bilerek bu sahteciliği yaptığını, zira ceza yargılamasında sanık …’un beyanında bunu ifade ettiğini, davanın esasına ilişkin olarak ise; sahtecilikle suçlanan şirket çalışanı … ve şirket yetkilisi …’ın birlikte hareket ettiklerini, aksinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, grofoloji raporları arasında çelişki bulunduğunu, temliknamelerin noter huzurunda düzenlendiğini, sanıkların hazırlık soruşturması sırasında verdikleri ifadelerden; muhasebe müdürü …’un şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde finansman sağlamak üzere sahtecilik ve dolandırıcılık eylemlerine katıldığı ve davacı şirket ile çalışanlarının birlikte hareket ettiğinin mutlak olduğunu, noter ve noter görevlisinin de eyleme iştirak ettiğini, davacı şirketin sahtecilik iddiası ile borçtan kurtulmaya ve ödediği bedelleri geri almaya çalışmasının hukuken mümkün olmadığını belirterek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “…. Dosya kapsamına göre; davaya konu temliknamelerin altında davalı şirket ünvanı ile atılan imzanın, şirketi bu işlerde temsile yetkili …’a ait değil, şirketi temsile yetkili olmayan şirket çalışanı …’a ait olduğu, temliknamelerin sahte olarak düzenlendiği, bu sahteliğin Ağır ceza mahkemesinde yapılan yargılamada tespit edildiği anlaşılmakla davaya konu her biri 250.000 TL. tutarlı 3 adet temliknamenin iptaline, bu temliknameler gereğince davalı … tarafından tahsil edilen paranın bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihine kadar işlemiş faiz talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, aynı şekilde davaya konu edilen 350.000 TL. tutarlı temliknamenin sahteliği sebebiyle davanın … yönünden de kabulüne karar verildiği gerekçesi ile; davanın davalı … yönünden Kısmen Kabulü ile; -Kadıköy …Noterliğinde düzenlenen 05/09/2003 tarih, … yevmiye sayılı 250.000.000.000 TL (eski para) bedelli, 05/09/2003 tarihli, … yevmiye sayılı 250.000.000.000 TL (eski para), 05/09/2003 tarihli, … yevmiye sayılı 250.000.000.000 TL(eski para), bedelli 3 adet temliknamenin sahteliği sebebiyle iptaline, -Bu temliknameler gereğince bu davalı tarafından tahsil edilen 750.000 (yeni TL) paranın 232.645,85 TL işlemiş faiziyle birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren asıl alacağa talep gibi yasal faizi yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davanın … yönünden kabulü ile; Kadıköy …Noterliğinin 07/11/2003 tarih, … yevmiye sayılı 350.000.000.000 (eski para) TL miktarlı temliknamenin sahtelik sebebiyle iptaline….” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dairemizin 06/02/2020 tarihli, 2019/2054 E. – 2020/137 K sayılı ilamında; “…. Bu hali ile; Kadıköy … Noterliği’nin 07/11/2003 gün ve … sayılı temliknamesinin sahteliği ile ilgili iddianın mahkemesince değerlendirilmesi açısından, İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/79 Esas (Eski Esas 2010/126) sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmesi beklenilerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenilmeden sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle; davalı … vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf talebinin usulen kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının istinaf yasa yoluna başvuran davalı … yönünden kaldırılarak, ceza dava dosyasının bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre delillerin değerlendirilerek hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine iadesine…” karar verilmiştir. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesince; “… Davaya konu temlikname ve bağlı ikrazat sözleşmesindeki imzaların davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürün olmadığı farklı raporlarla tespit edilmiş olmakla birlikte; bu imzaların davacı şirket yetkilisi …’ın onayı ile dava dışı … tarafından imzalandığı, bu durumda yetkisiz kişiye bilerek imzalatılmak suretiyle verilen temliknameden dolayı borçlu olunmadığı iddiasının hakkın kötüye kullanımı niteliği taşıdığı, davacı şirket yetkilisi … aleyhine sahtecilik-dolandırıcılık eylemlerine bağlı yapılan yargılamada İstanbul Anadolu 4.Ağır Ceza mahkemesince zamanaşımı sebebiyle düşme kararları verildiği, bu temliknameden dolayı borçlu olmadığı iddiasını davacının kanıtlaması gerekeceği, ancak davacı tarafça temliknamenin sahteliğine dayanıldığı, sahte düzenlenmesinin ise davacı şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde olduğu kanaatine varılarak, davalı … yönünden davanın reddine, diğer davalı … yönünden daha önce verilen hüküm İstinaf edilmeksizin kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına davalı … yönünden Kadıköy … Noterliği’nin 07/11/2003 tarih ve … yevmiye numaralı 350.000.000.000 TL ( eski para ) miktarlı temliknamenin sahtelik sebebiyle iptali talebinin reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davaya konu temliknamedeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, davada ispat külfetinin davalı tarafta olduğunu, ve davalının alacaklı olduğunu ispat edemediğini, benzer davalarda müvekkili şirketin sorumlu olamayacağına dair verilen kararların temyiz incelenmesinden geçerek kesinleştiğini, bilirkişi raporlarında da imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiğini ve ceza yargılamasında sanık olarak yargılanan müvekkili şirket çalışanı …’un şirket yetkilisi adına şirket yetkilisinin imzasını taklit ederek imzaladığını beyan ettiğini belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Temliknamenin iptali talebine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Somut olayda, İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/126 E. – 2012/191 K sayılı dosyasında, davalı … yönünden resmi belgede sahtecilik suçundan beraat kararı verilmiş ve temyiz incelemesinde zaman aşımı sebebiyle düşme kararı verilerek kesinleşmiştir. Yine davalı … yönünden dolandırıcılık suçundan zaman aşımı sebebiyle düşme kararı verilmiş ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Dava konusu, Kadıköy … Noterliği’nin 07/11/2003 tarih ve … yevmiye nolu temlikname ve buna bağlı ikrazat sözleşmesindeki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmadığına ilişkin bilirkişi raporu mevcut olsa da söz konusu ceza yargılamasında sanık olarak yargılanan davacı şirket eski çalışanı …’un beyanları ve dosya kapsamından imzaların davacı şirket yetkilisinin onayı ile şirket çalışanı … tarafından atıldığı, dava konusu temlikname dışında başka işlemlerde de bu şekilde hareket edilerek şirketin mali sıkıntılardan kurtarılmaya çalışıldığı, bu bağlamda imza yetkisi bulunmayan şirket çalışanına imzalatılmak suretiyle düzenlettirilen temliknamenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği, ayrıca davacı şirket yetkilisi … hakkında İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/126 E. -2012/191 K sayılı dosyasında sahtecilik ve dolandırıcılık fiilleri sebebiyle yürütülen kovuşturma neticesinde zaman aşımı sebebiyle düşme kararı verildiği anlaşılmaktadır. Temliknamenin davacı şirket yetkilisinin bilgisi çerçevesinde imzaya yetkisi olmayan şirket çalışanı … tarafından imzalanarak düzenlendiği anlaşıldığından HMK’nın 198. maddesinde yer alan,“Kanuni istisnalar dışında hâkim delilleri serbestçe değerlendirir” hükmüne istinaden Yerel mahkemenin dosyaya sunulmuş olan delilleri takdirinde bir isabetsizlik görülmemektedir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2022 tarih, 2020/111 E. – 2022/1019 K sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/05/2023