Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1193 E. 2023/1282 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1193
KARAR NO: 2023/1282
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2023
NUMARASI: 2020/509 Esas – 2023/42 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün 2014/29224 Esas sayılı dosyası ile müvekkili nezdindeki makine ve diğer taşınır malların haczedildiğini, söz konusu hacizlerin haksız ve mesnetsiz olduğu İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi 13/12/2018 Tarih, 2016/1405 Esas ve 2018/1168 Karar Sayılı İlamı ve İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi 13/12/2018 Tarih, 2016/1404 Esas ve 2018/1162 Karar Sayılı kesinleşen ilamları ile sabit olduğunu, arabulucuya başvurulmuş ise de, 28.02.2020 tarihinde anlaşmama ile neticelendiğini, müvekkili şirkete ait taşınır mallara ve makinelere el konulduğunu ve muhafaza altına alınarak da müvekkilinin bu mallar üstünde tüm yönüyle tasarruf yetkisinin ortadan kaldırıldığını, müvekkili şirketin ticari yaşamının büyük derecede engellendiğini, iş ve alış-veriş yapamaz hale geldiğini, müvekkili şirketin haksız, mesnetsiz haciz ve muhafaza sebebiyle uğradığı maddi ve manevi zararın tespiti ile ödetilmesini, haczedilerek muhafaza altına alınan techizat ve makineler sebebiyle müvekkilinin yoksun kaldığı kâr ile makinelerin yeniden çalışır hale getirilebilmesi için gerekli bakım-onarım ve montaj ücretinin hesaplattırılmasını, malların geri teslim alınması sırasında ödenen nakliye ücretinin de maddi zarar olarak hesaplanmasını, haksız ve mesnetsiz haciz sebebiyle müvekkilnin işlerden geri kaldığını yeni sipariş de alamadığını, müvekkili şirketin ticari itibarının da alenen sarsılması sebebiyle de manevi zararının oluştuğunu ve manevi tazminata hak kazandığını, haksız haciz ve muhafaza sebebi ile oluşan şimdilik 1.000 maddi tazminat ile 20.000,00.-TL manevi tazminatın, zararlarının oluştuğu tarihlerden itibaren avans faizleri ile ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davanın süresi içinde açılmamış olup zamanaşımına uğradığını, BK.72/1 maddesine göre haksız fiil sebebiyle talep edilen maddi manevi tazminat davalarında zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl, fiil ile fail daha sonra öğrenilse bile her halükarda 10 yıl olduğunu, somut olayda İİK’da öngörüldüğü gibi haciz ve muhafaza işlemi uygulandığını, üçüncü kişinin istihkak iddiasının tutanağa geçirildiğini, davalı şirketin kambiyo senedi alacağına ilişkin olarak borçlular …, … San.Tic.Ltd.Şti.ve … San.ve Tic.Ltd.Şti.aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yine davalı şirketin kambiyo senedi alacağına ilişkin olarak borçlular … Tic.ve San.Ltd.Şti., … ve … İnş.San.Tic.Ltd.Şti.aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi ve muhafazası için 31.10.2016 tarihinde gerçekleştirilen işbu haciz işlemi sırasında davacı şirket adına istihkak iddiasında bulunulduğunu, borçlu …San.Tic.Ltd.Şti. ‘nin menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi ve muhafazası için 31.10.2016 tarihinde gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında davacı şirket adına istihkak iddiasında bulunulduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına ilişkin olarak davacının istihkak iddiasına yaptıkları itiraz üzerine İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 04.11.2016 tarih 2016/1325 E., 2016/804 K. Sayılı kararı ile takibin devamına karar verildiğini, yine İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E.sayılıdosyasına ilişkin olarak davacının istihkak iddiasına yapılan itiraz üzerine İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 04.11.2016 tarih 2016/1327 E., 2016/805 K. Sayılı kararı ile takibin devamına karar verildiğini, mezkur kararların haciz işleminin ve İİK m. 97 gereğince işlem yapılmasının hukuka uygun olduğunu tevsik ettiğini ve kesin nitelikte bulunduklarını, İstanbul 23.İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1405 esas ve 2016/1404 esas sayılı istihkak davalarından verilen kararların işbu davada kesin hüküm teşkil etmediklerini, davacı şirket ortağı ile borçlu şirket eski ortağı arasında akrabalık bağı gereği organik bağ olduğunu, 3.kişi şirket ortağı olan ve haciz mahallinde hazır bulunan …’ın borçlu şirket eski ortağı …’ın kardeşi olduğunu, borçlunun alacaklarından mal kaçırmak kastıyla akrabası üzerinden ticari faaliyetini yürüttüğünü, haciz mahallinde yapılan evrak araştırmasında borçlu şirket eski ortağı …’a ait evraklar bulunduğunu, borçlu şirket ile 3.kişi şirketin aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ” Davanın kısmen kabulü ile 71.955,00-TL forklift kiralama bedeli, 2.900,00-TL iade edilmeyen kompresör bedeli, 944,00-TL nakliye gideri, 1.757,80-TL tamir-bakım masrafı, 6.500,00-TL yediemin ücreti olmak üzere toplam 84.056,80-TL alacağın, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığı da dikkate alınarak, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yine olay sebebiyle davacının ticari itibarının zedelendiği yönünde mevcut delil durumu itibariyle herhangi bir olumlu kanaate erişilemediğinden manevi tazminat talebinin de reddine” karar verilmiştir. Verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Maddi zararlarının eksik hesap edildiğini, faizin olay tarihinden başlatılması gerektiğini, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davanın zamanaşımına uğradığını, haksız haczin söz konusu olmadığını, işlemlerin takip hukuku çerçevesinde ve takip hukukuna uygun olarak devam ettiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, kusurları ve sorumluluklarının olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, haksız haciz sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. 6098 sayılı yasanın 72. maddesine göre, Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Dosya kapsamına göre haczin haksızlığı ve tazminat yükümlüsü istihkak davası neticesinde 30/10/2019 tarihinde belirlenmiş ve dava 14.03.2020 tarihinde zamanaşımı dolmadan açılmıştır. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf istemi yerinde değildir. Haksız haciz, haksız fiil niteliğindedir. Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri 6098 sayılı yasanın 49-76 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Kanunun verdiği yetkiye dayanan ve bu yetkinin sınırları içinde kalan bir fiil, zarara yol açsa bile, hukuka aykırı sayılmaz. Haklı savunmada bulunan, saldıranın şahsına veya mallarına verdiği zarardan sorumlu tutulamaz. Somut olayda davacı İcra takibinin tarafı değildir. Davacının malları, takip borçlusuna ait olduğundan bahisle haczedilip muhafaza altına alınmıştır. Davacı tarafından açılan istihkak davası kabul edilerek malların takip borçlusuna değil de davacıya ait olduğu belirlenmiş ve haciz kaldırılmıştır. Bu durumda haczin haksız olduğu sabittir. Davalı her ne kadar takip hukukuna uygun olarak muhafaza eyleminin gerçekleştiğini bunda kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ileri sürmüş ise de zarar takip hukukuna uygun ifa edilen muhafaza işleminden değil doğrudan haksız haciz (haksız fiil) eyleminden kaynaklanmaktadır. Muhafaza işleminin İİK m 97 hükmüne uygun olması haczi haklı hale getirmez. Uyuşmazlığa, olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun 50. maddesi uygulanmalıdır. Belirtilen hükümler gereğince; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir. Mahkemece 71.955,00-TL forklift kiralama bedeli, 2.900,00TL iade edilmeyen kompresör bedeli, 944,00 TL nakliye gideri, 1.757,80 TL tamir-bakım masrafı, 6.500,00 TL yediemin ücreti olmak üzere toplam 84.056,80 TL gerçek zarar kapsamında hesaplanmış olup hükme esas alınan rapor ve yapılan hesap gerçek zarar kapsamında usul ve yasaya uygundur. Tarafların bu yöndeki istinaf istemleri yerinde değildir. Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişi , takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz (Emsal Yargıtay 4. HD nin 06.07.2020 gün ve 2019/2535 E -2020/2544 K sayılı ilamı) Her ne kadar davacı haksız haciz sebebiyle manevi tazminat talep etmiş ise de davalının takibe konu alacağının gerçek bir alacak olması, takip borçlusu firmanın eski ortağının haciz yapılan iş yerinde bulunması, burada çalışan konumunda olması, ve davacı şirket ortağıyla akrabalığının bulunması ,haczin İİK 97 kapsamında gerçekleşip aşamada icra mahkemesince takibin devamına karar verilmiş olması göz önüne alındığında davalının haciz işleminde kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğundan söz edilemez. Manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Haksız fiilde; zarar, eylemin gerçekleştiği tarihte meydana gelmiş olup, faiz başlangıcı da haksız fiil tarihi olmalıdır. Eldeki davada somut olayın özelliklerine göre haczin haksız olduğu 30.10.2019 tarihinde kesinleşen istihkak davası sonucu belirlenmiştir. Haczedilen menkullerin de bu tarihte davacıya alındığı haliyle teslim edilmesi gerekir. Davacının zararı hacizli malların teslim alınması için yapılan masraf, teslim edilemeyen malın değeri , ikame bedele ilişkindir. Zararın mahiyetine göre faizin hacizli malların davacıya teslimi gereken tarih olan 30.10.2019 tarihinden başlatılması gerekirken dava tarihinden faize hükmolunması isabetli olmamıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin faiz başlangıç tarihi yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 gereğince kaldırılmasına, yeniden esas hakkında; Davanın kısmen kabulü ile, 71.955,00 TL forklift kiralama bedeli, 2.900,00 TL iade edilmeyen kompresör bedeli, 944,00 TL nakliye gideri, 1.757,80 TL tamir-bakım masrafı, 6.500,00 TL yediemin ücreti olmak üzere toplam 84.056,80 TL alacağın 30.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/01/2023 tarih 2020/509 Esas – 2023/42 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu kapsamda; 3- Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 71.955,00 TL forklift kiralama bedeli, 2.900,00 TL iade edilmeyen kompresör bedeli, 944,00 TL nakliye gideri, 1.757,80 TL tamir-bakım masrafı, 6.500,00 TL yediemin ücreti olmak üzere toplam 84.056,80 TL alacağın 30.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve manevi tazminat talebinin reddine,4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.741,92 TL harçtan peşin alınan 358,63 TL peşin+1.421,82 TL ıslah olmak üzere toplam 1.780,45 TL’nin mahsubuyla bakiye 3.961,47 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan 2.824,50 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan yargılama masrafının kısmen kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.277,24 TL’sinin davalıdan tahsiliyle davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, ayrıca davacı tarafından yatırılan 1.780,45 TL harcın davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, 4/c- Davalı tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 50,00 TL yargılama giderinin kısmen kabul ve red oranına göre hesaplanan 9,68 TL’sinin davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/(2). maddesi gereğince 13.449,09 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/(2). maddesi gereğince maddi tazminat yönünden 200,00 TL, manevi tazminat yönünden 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle, davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.741,92 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 1.438,90 TL harcın mahsubuyla eksik kalan 4.303,02 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 5/c- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 492,00 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 107,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 599,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/04/2023