Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1109 E. 2023/1105 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1109
KARAR NO: 2023/1105
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2022 Ara Karar
NUMARASI: 2022/1078 – Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin yurt dışına ihracat yapmakta olduğunu, ülkeye döviz girdisi sağlayan bir tekstil şirketi olduğunu, ilgili ticari faaliyetlerini; İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, … Mahallesi … Ada .. Parsel … Blok dubleks atölye niteliğindeki … ve … bağımsız bölüm numaralı taşınmazların ara katlarında kiracı olarak yürüttüğünü, İOSB yönetimi tarafından 07/10/2022 tarihli ” işyeri açma ve çalışma ruhsatları iptali” hakkında yazısı ile … Şirketin No: …, … ve … numaralı adreslerde faaliyet gösteren iş yerlerine ” iş yerlerinin onaylı mimari projesine aykırılık” gerekçesi ile söz konusu iş yerlerine ait işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptaline karar verildiğini, işbu hukuka aykırı işlem neticesinde müvekkilin mal üretim işlerinin durduğunu ve ticari hayatının sekteye uğradığını, müvekkili şirketin kullanımında olan bahse konu bağımsız bölümlerin işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptali işleminin, telafisi olmayan sonuçlar doğuracağından ve müvekkil şirketin ticari faaliyetlerini bitireceğinden Hmk Madde-389 ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” ve Hmk Madde 390 “Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir.(3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükümleri gereğince işbu tedbir kararının müvekkil Şirket nezdinde yüksek önem taşıdığını, müvekkil şirketin ticari faaliyetlerine devam edebilmesi ve telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçilmesi kapsamında önem arz ettiğini, İkitelli Organize Sanayi Bölgesinin vermiş olduğu hukuka aykırı kararların müvekkilini zarara uğratacağından işbu dava kapsamında tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Somut olayda davacı taraf davalı …’nde kiracı sıfatıyla ticari faaliyetini sürdürmekte iken davalı yönetiminin 07/10/2022 tarihli ” işyeri açma ve çalışma ruhsatları iptali” kararı ile çalışma faaliyetlerine son verildiğini, bu hususun davacı şirketin ticari faaliyetlerine devam edebilmesi ve telafisi mümkün olmayan zararına sebep olacağından bahisle ihtiyati tedbir talep ettiği görülmüştür. Belirtilen ilkeler doğrultusunda davacı vekilinin tedbir talebinin bu aşamada yerinde olmadığı, 6100 sayılı HMK’nun 389.maddesinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceği, devamı maddelere göre ayrıca yaklaşık ispatın aranması, , ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekliliği, taraflar arasındaki hak ve adalet dengesi birlikte değerlendirildiğinde, HMK’nun 389, 390/3.maddeleri karşısında tedbir talebinin hukuki ve fiili dayanaklarının bu aşamada bulunmadığı, davacının ihtiyati tedbir talebine dayanak olarak dava dilekçesinde herhangi bir bilgi ya da belge ibraz etmediği, tedbir talebinin dosyaya yeni delillerin ibraz halinde yargılamanın her aşamasında yeniden talep edilebileceği hususları nazara alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir şartlarının oluşmasına rağmen mahkemece, talebin reddine dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde, “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir…” hükmü yer almakta olup, nihai kararla elde edilebilecek sonuca ihtiyati tedbirle karar verilemeyeceğinden ve uyuşmazlık konusu, yargılamayı gerektirdiğinden ilk derece mahkemesince verilen karar doğrudur. Bu sebeple davacı vekilinin istinaf istemi yerinde değildir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2022 Ara Karar tarihli, 2022/1078 Esas sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubuyla kalan 99,20 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/04/2023