Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/920
KARAR NO: 2023/3268
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2021
NUMARASI: 2021/242 Esas – 2021/685 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı …’ın www…com adlı platform üzerinden müvekkil şirket ile ilgili “…” başlığı altında yayınlamış olduğu içerik ile müvekkili ve çalışanları hakkında asılsız ve gerçek dışı, yanıltıcı iddia ve ithamlarda bulunduğunu, davalının yazmış olduğu içeriğın herkes tarafından ulaşılabilen tüm Türkiye çapında kullanılan www…com platformu üzerinden bir çok kez görüntülendiğini ve davalının bu eylemlerinin müvekkili şirketin ticari itibarına ciddi anlamda zarar verdiğini, müvekkilinin itibarini zedeleyerek kendilerine duyulan güvenin sarsılmasına ve müşteri portföyünün azalmasına sebep olduğunu, davalının iddialarının gerçek dışı olduğunu müvekkili şirketin davalıya yapılan işlemde bir kusurunun olmadığını ileri sürerek izah ettikleri ve re’sen göz önünde bulundurulacak sebeplerle öncelikle davalarının kabulüne, www…com sitesinde ki www…com’da ki https//www… linkinde yer alan yoruma dava sonuçlanana kadar kaldırılması için mahkemece tedbir konulmasına ve 30.000,00 TL manevi zararın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı taraf, müvekkilimin “www…com” adlı platform üzerinden, göz altlarına yapılan yanlış uygulamadan dolayı yaşadığı olumsuz deneyimi diğer tüketiciler paylaşmış olmasından ötürü ticari itibarının zarar gördüğünden bahisle manevi tazminat talebi ile dava açtığını, davanı haksız, mesnetsiz ve hakkaniyete aykırı olduğunu reddi gerektiğini, davanın TTK’nın 5/A-1 kapsamında dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olup konusu bir miktar paranın ödenmesi olan işbu davanın dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması zorunluluğu bulunduğunu, bu sebeplerle dava şartı yokluğunda usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkememizin görevli mahkeme olmadığını, görevli mahkemenin tüketici ilişkisinden kaynaklı olması sebebiyle Tüketici mahkemelerinin görev ve yetkisi alanında olduğunu, müvekkilinin yapılan işlem öncesinde bilgilendirilmediği gibi işlemin kompilikasyonları hakkında da aydınlatılmadığını, müvekkiline alerji testi yapılmadığını, uygulamadan kısa bir süre sonra müvekkilinin göz çevresinde morarmalar, şişlikler ve gözle görülür deformasyonların ortaya çıktığını, yapılan hatanın giderilmesi için davalılara başvurulduğunu, yapılan ikinci müdahaleninde sonucu değiştirme bakımından etkili olmadığını, davacıdan hizmet alan müvekkilinin sağlığını kaybettiğini, kötü bir görünüm elde ettiğini, bu sebeple yaşadığı mağduriyeti başka tüketicilerin yaşamaması için paylaşım yaptığını, bu tutumun davacının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemeyeceğini savunarak öncelikle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile dava şartı yokluğu sebebi ile davanın usulden reddine, bu talebimiz kabul edilmemesi halinde davacı tarafın tedbir talebinin reddine, koşulları oluşmayan haksız ve mesnetsiz davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 09/02/2021 tarih, 2021/61 esas, 2021/97 karar sayılı dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli İstanbul Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine dair kararı sonrasında davacı vekilinin başvurusu üzerine dosya mahkememize tevzii edilerek yargılamaya mahkememizce devam edilmiştir. … Dava, TTK’nun 55 ve devam maddeleri gereğince haksız rekabetin meni ve manevi tazminat istemine ilişkindir. TTK 5/a maddesi gereği dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartı olarak düzenlenmiştir. Davacı vekili tarafından 15/10/2021 tarihli celsede dava manevi tazminat talebine ilişkin olduğundan dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı beyan edildiğinden…1-Davanın Arabulucuk Kanunun 18/A-2 ve HMK 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden arabuluculuk dava şartı ise de, davacı tarafın aynı zamanda marka ve tasarım haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i taleplerinde bulunduğundan tazminat talebi dışındaki davalar arabuluculuğa tabi olmadığından kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız fiil iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri; Sorumluluk; Özel durumlar; Haksız rekabet başlıklı TBK’nın Madde 57: Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı halinde zararının giderilmesini isteyebilir. Ticari işlere ait haksız rekabet hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Kanun maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Aynı Kanun’un 5/2. maddesinde ticari davaların, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi olan yerlerde o yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleceği hükme bağlanmış, maddenin 3. fıkrasında; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olarak belirlenmiştir. Dosya kapsamından davalının tacir olmadığı ve eldeki davanın da 6102 Sayılı TTK 4. ve 5. maddesinde sayılan ticari davalardan olmadığı, taraflar arasında haksız rekabet durumunun bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde açıkça Borçlar Kanunundan kaynaklanan haksız fiil hükümlerine göre ticari itibarının zarara uğratılmış olduğunu iddia etmesine göre Borçlar Kanununa göre davacının kişilik haklarının saldırıya uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi gerektiği anlaşılmış olup bu durumda, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Görev, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. Bu sebeplerle İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/61-97 esas ve karar sayılı, 09/02/2021 günlü görevsizlik kararı hukuka ve aykırı görülmüştür. İlk derece mahkemesinin İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/61-97 esas ve karar sayılı, 09/02/2021 günlü görevsizlik kararına karşı, karşı görevsizlik kararı vermesi gerekirken davanın ticari dava olarak nitelendirilip zorunlu arabuluculuğa tabi olduğundan bahisle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usule aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının bu sebeple kaldırılmasına karar verilmiştir. HMK 355. maddesi gereğince mahkemenin görevine ilişkin resen yapılan istinaf incelemesine göre, davacı vekilinin istinaf başvurusu hukuken incelenmemiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle HMK 355. maddesi gereğince resen yapılan istinaf incelemesine göre davacı vekilinin istinaf talebinin usulen kabulüne, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olarak belirlenmesine, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi yönünde görevsizlik kararı verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan sebeplerle USULEN KABULÜ ile, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2021 tarih, 2021/242 Esas 2021/685 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olarak belirlenmesine, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine iadesine, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. ve 362/1/c maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023