Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/572 E. 2023/2768 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/572
KARAR NO: 2023/2768
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2021
NUMARASI: 2020/240 Esas – 2021/632 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918S.K.Hariç))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılar/borçlular tarafından 27.11.2018 tarihinde Sefaköy İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan Bağcılar İlçesi, … Mahallesi, … Sokak adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisinin müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderilmiş olup işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj ve işçilik gibi bedellerin zarar verenden tahsili amacıyla KDV dahil toplam 12.961,24 TL borcun davalı yana tahakkuk ettirildiğini, davalılar/borçlular tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 12.961,24 TL hasar bedeli i1e 345,16 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 13.306,40 TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını ve borçluya Örnek No: … ödeme emri gönderildiğini, davalıların ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlunun itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe, takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’ilerine külliyen itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçluların itirazı ile mezkur icra takibinin durdurulmasının akabinde işbu dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası için dava şartı teşkil eden 6102 S.’lı TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, görüşme sonunda anlaşılamaması üzerine ilgili anlaşamama tutanağı tanzim edilmiş olup işbu dava dilekçemiz ekinde Sayın Mahkemenize sunulduğunu, borçlular borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de itiraz, haksız ve dayanaksız olduğunu, davalıların her ne kadar borçlarının bulunmadığından bahisle borca itiraz etmiş ise de icra takibine konu olan alacağın, davalıların kusurlu şekilde yürüttüğü kazı çalışmaları sebebiyle uğranılan maddi zararlardan ibaret hasar bedeli olup zarar veren davalıların bedelden sorumlu olduğunu, ayrıca davalılar/borçlular tarafından müvekkili şirket tesislerine hasar verilmiş olup söz konusu zarar verici eylemin niteliği itibariyle haksız fiil teşkil etmesi ve haksız fiilden doğan davalarda “zarar görenin yerleşim yeri” icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkisinin bulunması dolayısıyla zarar gören müvekkili şirketin yerleşim yerinin tabi olduğu İstanbul Adliyesinin icra daireleri ve mahkemeleri İİK 50. Maddesinin atfı ve HMK’nın 16. Maddesi gereği yetkili olduğunu, söz konusu hasar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiğini, borçluların, haksız fiilden kaynaklı müvekkili kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediğini, hasar bedelinin alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiklerini, hasara ilişkin tutanaklar incelendiğinde huzurdaki davanın haklılığı ve davalıların itirazlarının haksızlığının ortaya çıkacağını, bu sebeplerle, borçlunun itirazının iptaline ve hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye hükmedilmesini, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamını, davalılar/borçlular aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafından 27.11.2018 tarihinde Sefaköy İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan Bağcılar ilçesi, … Mahallesi, … adresinde yapıldığı iddia edilen çalışmalar sırasında davacıya ait tesislere zarar verildiği belirtilerek müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, taraflarınca icra takibine itiraz edildiğini ve davacı tarafından bu kez itirazın iptali davası açıldığını, davacı tarafından; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemiyle müvekkili şirket aleyhine açılan iş bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğundan davanın reddine karar verilmesini, davacının her ne kadar yapılan alt yapı çalışması esnasında tesislerine zarar verildiğini iddia etmekteyse de, anılan mahalde anılan tarihte müvekkili şirket tarafından her hangi bir çalışma yapılmadığını, hasar mahallinde müvekkili şirketçe her hangi bir çalışma yapılmadığını tekrarla; dava dilekçesinde de belirtildiği üzere iddia edildiği gibi bir hasarın varlığı halinde söz konusu hasarın muhatabının müvekkili şirket değil, diğer davalı …Taah.Ltd.Şti olup, müvekkili şirketin hasarla bir ilgisi bulunmadığını, müvekkil Şirketle, …Tic.ve Taah.Ltd.Şti arasında 22.07.2014 tarihli sözleşme imzalanmış olup … İnş. Tic.ve Taah. Ltd. Şti ile müvekkili şirket arasındaki sözleşme kapsamında üçüncü kişilere verilecek zararlardan diğer davalı şirketin sorumlu olacağının açıkça düzenlendiğini, işbu davanın konusunun hasar olup hasarın da haksız fiil niteliğinde davalardan olduğunu, huzurdaki davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafından Etüt Koordinasyon Bedeli, montaj, araç ve işçilik bedellerinin de talep edildiğini, davacının hiçbir somut delile dayanmadan altyapı çalışmaları esnasında tesislerine zarar verildiğini iddia ettiğini ancak dosyaya hiçbir somut delil sunamadığını, oysa ki hasarın meydana geliş şekli, kim tarafından hasar verildiği vs hususların somut delillerle ispat edilmesi gerektiğini, başka bir deyişle alacaklının açtığı itirazın iptali davasında takip talebinde talep ettiği alacağının bulunduğunu ispat külfetinin bizzat kendisinde olduğunu, dosya kapsamında ise davacının iddialarını ispata yarar hiçbir delil olmadığının açık olduğunu, somut olayda davacının da kusur durumunun da araştırılması gerektiğini, hasar verildiği iddia edilen tesislerin teknik şartnamelere ve mevzuata uygun olup olmadığının tespit edilmesi gerekirken tek taraflı bayanlar üzerine hiçbir somut delile dayanmadan açılan huzurdaki davayı kabul etmediklerini, huzurdaki davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla , faize itiraz ettiklerini, tüm bu beyanlara ek olarak davacının icra takibinde hangi tarihten itibaren faiz istediğinin anlaşılmadığını müvekkili şirketin davacıya kesinleşmiş bir borcu bulunmadığı gibi davacı tarafından da ihtarname gönderilmediğini, işbu sebeple müvekkili şirketin temerrüdü söz konusu olmayıp faizi ve faiz oranını da kabul etmediklerini, davacının icra inkar tazminat talebinin haksız olup kötü niyet tazminat talepleri bulunduğunu, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için talep edilen alacağın likit bir başka anlatımla belirgin olması gerektiğini, Mahkemece resen dikkate alınacak sair hususlara binaen; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddini talep etmiştir. Davalı … İnşaat Ticaret Ve Taahhüt Limited Şirketi cevap dilekçesinde; Davacı şirketin, dava dilekçesinde müvekkile şirketin 27.11.2018 tarihinde alt yapı çalışmaları esnasında “Bağcılar İlçesi, … Mahallesi, …Sokak” adresinde bulunan tesislerine hasar verdiğini, hasarın davacının yüklenici şirketi tarafından giderildiğini, onarım için kullanılan malzeme, montaj ve işçilik gibi bedellerin müvekkile şirkete tahakkuk ettirildiğini, bunun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, bu takibe müvekkil şirket tarafından haksız ve dayanaksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek huzurdaki davayı ikame ettiğini, ancak haksız ve mesnetsiz olarak müvekkili şirket aleyhine açılan işbu davanın reddinin gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesini ve davacının hukuka aykırı takip sebebi ile dava konusu miktarın %20’sinden az olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Tüm dosya kapsamından ve mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporundan; davacının toplam zararının 571,11TL malzeme bedeli olduğu, olay tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizin ise 19,57TL olduğu anlaşılmakla;…Davanın KISMEN KABULÜ ile;1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile; Takibin 571,11 TL asıl alacak 19,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 590,68 TL üzerinden devamına, 2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Deliller tartışılmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğini, tüm alacak kalemlerinin kabulü istemiyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; İİK 67. maddesine göre itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince yaptırılan inceleme sonucunda bilirkişi tarafından tanzim edilen kök ve ek raporların dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesine ve denetime elverişli olmasına, uzman bilirkişi raporlarında belirtilen tespitlerin hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine göre davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/07/2021 tarih, 2020/240 Esas 2021/632 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 218,00 TL’nin mahsubuyla bakiye 51,85 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11/10/2023