Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/489
KARAR NO: 2023/3337
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2021
NUMARASI: 2019/174 Esas – 2021/791 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/07/2018 tarihinde Bayrampaşa İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulanan … Mah. … Sk. N. … Önü Eyüp/İstanbul adresinde davalılar tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkili şirketine ait tesislere hasar verildiğini, müvekkilinin şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelli kapsayan hasar bedeli olan 10.411,86 TL hasar veren aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalılar tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 10.411,86 TL ve işlemiş faiz 379,96 TL olmak üzere İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası başlatıldığını, borçlu İski ve … İnş. Vekillerinin yetkiye, borca ve faize itiraz ettiklerini, takibin durdurulduğunu ve arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını bu sebeplerle itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … San ve Tic. Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili tarafından davacı tarafın belirttiği adreste yapmış olduğu çalışmalarda üzerlerine düşen tüm işleri teknik şartnameye uygun bir şekilde gerçekleştiğini, üstüne düşen sorumluluğu eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, bu sebeple meydana gelen hasarda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının teknik şartnameye uygun imalat yapılmadığını, elektrik hattının nizami şekilde döşenmediğini, elektrik kablolarının yeterince derinde olmadığını, kazı çalışmaları sırasında kabloları koruyacak tuğla ve işaret konulması gerektiğini ancak bu işlemlerin yapılmadığını, davacı tarafça tek taraflı olarak belirlenen hasar bedelinin fahiş olduğunu, ayrıca davacı tarafından tek taraflı olarak belirlendiğini bu bedelin kabulünün mümkün olmadığını bu sebeplerle davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir,Davalı İski vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu adreste müvekkili idare elamanlarınca her hangi bir çalışma yapılmadığını, dava konusu hasarın meydana geldiği tarihte ve yerde İBB başkanlığı yüklenicisi … İnş. A.Ş. Tarafından da çalışma yapıldığını ve hasarın bu çalışmadan kaynaklandığı hususunun açıkça bildirildiğini, el ile yapılan çalışma ile ait yapı hattına zarar verilemeyeceğini, verilmiş bir hasar var ise müvekkili idare elamanlarınca hasarın verilmediğini yüklenici firma çalışanları tarafından çalışma yapıldığından yine taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, her halükarda müvekkili şirketine husumetin yönetilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zararın tazmini için kusur- zarar illiyet bağı oluşmadığını, dava konusu hasar iddiasına bağlı tazminat talebinin muhatabının müvekkilli olmadığını, açılan bu davanın müvekkili tarafından dava konusu zararı ödemekle yükümlü tutulabilmesi için zararın varlığının yeterli olmayıp bu zararın idareye atfı kabil ve isnadının mümkün olması zararla idari eylem veya işlem arasında illiyet bağının bulunması şartlarının bir arada gerçekleşmesinin zorunlu olduğunu, zararın idari eylem veya işlemden değil de zarar görenin veya bir başkasının eyleminden doğması halinde, zararla idari eylem arasındaki illiyet bağının kesilir ve zararın idari eyleme ve idare tüzel kişiliğine bağlanması imkanının ortadan kalkacağını, davacı tarafın hasar bedeli olarak istediği olarak istediği meblağ da fahiş olup neye göre hesaplandığı belli olmayan bu mablağa itiraz ettiklerini düzenlenen hasar tespit tutanağının tek taraflı olarak hazırlandığını, kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.. Davalı …. AŞ. vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin yaptığı çalışmalarda üzerine düşen dikkat ve özeni yerine getirdiğini, kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Açıklanan sebeplerle bilirkişi raporunda kullanılan malzeme bedeli olarak hesaplanan tutar üzerinden kusur oranları gözetilerek kabul, diğer taleplerin ise reddi cihetine gidilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. Ayrıca İİK 67 maddesi gereğince itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi gereğince icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Es sayılı takibine vaki itirazın; 37,48 TL asıl alacak ve 1,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 39,22 TL yönünden İPTALİNE; takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA 2-İtiraz kısmen haksız ve alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 7,844 TL İcra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya VERİLMESİNE, 3-Kötüniyet tazminat talebinin reddine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve denetime elverişsiz olduğunu, deliller tartışılmadan, tanık dinlenmeden, eksik incelemeyle karar verildiğini, araç ve personel gideri, malzeme ve montaj bedeli, eşik kesinti süresi aşım bedeli, etüt koordinasyon bedeli, dağıtılamayan enerji bedeline ilişkin taleplerin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Davalı tarafça yapılan alt yapı çalışması sırasında davacının şebeke hattına verilen zararın tazminine ilişkin yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. Davacı, davalı tarafından enerji kablolarına hasar verildiğini belirterek satılamayan enerji bedeli, etüt koordinasyon bedeli,eşik kesinti süresi aşım bedeli, malzeme bedeli ve (montaj) işçilik giderlerinden oluşan zararının tazminini istemiştir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek ve montaj için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dahil edilemez. Somut olayda davacı taraf kendi işçileri dışında adam tutulup çalıştırıldığını da ispat etmemiştir. Öte yandan, tüketilmeyen elektrik santrallerde otamatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek eneji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türüdür. Kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti (inkıta) süresi belirlenemez ve bu sebeple de satılamayan enerji bedeline hükmedilemeyeceği gibi arızanın ilgili yönetmelik kapsamında belirlenen süre içinde giderilmesi ve eşik süresinin aşılmaması sebebiyle eşik kesinti süresi bedelinin de talep edilemeyeceği anlaşılmaktadır (Yargıtay 4.H.D’nin 2015/10383 E- 2015/12692 K sayılı ilamı). Haksız fiil sebebiyle dışarıdan işçi tutulup zararın giderildiği kanıtlanmadığı takdirde maddi hasar, montaj bedeli, araç eleman bedeli,etüt koordinasyon bedeline dair bu giderleri istenemez (Yargıtay 4.H.D’nin 2018/1089 E -2018/5527 K sayılı ilamı). HMK’nın 198. maddesinde yer alan,“Kanuni istisnalar dışında hâkim delilleri serbestçe değerlendirir” hükmüne istinaden mahkemenin, dosyaya sunulmuş olan delilleri takdirinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesine ve denetime elverişli olmasına, uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine ve dosya kapsamına göre tanık beyanlarının esasa bir katkı sağlamayacağının anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2021 tarih, 2019/174 Esas 2021/791 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 183,62 TL’nin mahsubuyla bakiye 86,23 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/11/2023