Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/45 E. 2023/3077 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/45
KARAR NO: 2023/3077
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/04/2021
NUMARASI: 2018/1118 Esas – 2021/447 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/06/2017 tarihinde Küçükçekmece İlçesi … Caddesi üzerinde davalılardan … adına müteahhitliğini diğer davalı … İnşaat’ın yapmış olduğu altyapı kazı çalışmaları esnasında müvekkile ait kablonun koparılmak suretiyle hasara uğratıldığını, söz konusu hasara ilişkin müvekkil şirket çalışanı tekniker … tarafından hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, olaya ilişkin kanıtların dilekçe ekinde sunulduğunu, uğranılan zararın giderildiğini ancak davalılar tarafından rızaen ödenmeyen alacağın hüküm altına alınmasını teminen dava açılması zaruriyeti oluştuğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne 9.703,49 TL alacağın hasar tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasınını kısa vadeli avanslara uygulanan değişebilir oranlarda avans faizi, vekalet ücreti ve mahkeme masraflarıyla birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; İddia konusu haksız eylemi yapanın idareleri olmadığını, hasara neden olan firmanın … İnşaat şirketi olduğunu, idareleri ile yüklenici arasında imzalanan sözleşmeye göre ortaya çıkabilecek her türlü zarar, hasar, şikayet ve ziyandan dolayı maddi, manevi, hukuki ve cezai olarak her türlü ziyandan yüklenicinin sorumlu olduğunu, zarara neden olan müteahhidin ne ihale makamının istihdam ettiği kişi ne de Borçlar Kanunu 100. Maddesi anlamında yardımcı kişi olduğundan ihale makamı hakkında açılan davanın husumet yokluğu göründen reddinin gerektiğinin belirtildiğini, davanın bu sebeple husumet yönünden reddinin gerektiğini, yüklenilen işi yapacak olan firma elemanlarının müvekkil idarenin gözetim ve denetiminde olmadığını, davacı tarafından tutulan hasar tespit tutanağının tek taraflı olarak hazırlandığını ve bunun kabul edilemeyeceğini, bu nedenlerle davacı ile doğrudan bir ilgisi olmadığından davanın husumet nedeni ile reddine, davanın esastan reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacıya ait kabloların ve kablo hattının davalı idare tarafından yapılan kazı çalışması sırasında hasar gördüğünün dinlenen yeminli tanık anlatımı, dosyaya sunulan fotoğraflardan ve bilirkişiler tarafından yerinde inceleme sonucunda düzenlenen rapor içerinden anlaşıldığı, bu hasarın davacı tarafça 3.şahıs bir firmaya ücreti mukabilinde gidertildiği, ödenen ücretin o günkü piyasa koşulları için makul olduğu, her ne kadar alt yapı çalışması yapıldığı inkar edilmiş ise de gerek fotoğraf ve bilirkişi incelemesinden ve davalı tarafça yapılan diğer bir çok çalışma sonucunda uğranılan zarralardan dolayı bir çok dava görülmesi nedeni ile davalının bu savunmasına itibar edilemeyeceği, aynı yerde alt yapısı bulunan davacı firma ve diğer kuruluşlara bilgi verilmeden ve önlem alınmadan kazı çalışması yapılmasından ve bu çalışma esnasında davacının zarar görmesinden dolayı illiyet bağının ve davalının kusurunun bulunduğu, bu doğrultuda davacının tazminat isteminde haklı olduğu, her iki tarafın da tacir olması sıfatını haiz olması ve meydana gelen zararın davacının ticari alanı çerçevesinde meydana gelmesi nedeni ile ticari faiz talebinin yerinde olduğu, yine haksız fiil hukukunun genel ilkeleri doğrultusunda haksız fiil tarihinden itibaren faiz istenebileceği kanaatine varılarak davanın kabulüne … …9.703,49 TL hasar bedelinin hasar tarihi olan 5/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalılar … Genel Müdürlüğü ve davalı … Anonim Şirketi vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde; Hasarın müvekkili idare tarafından verilen bir hasar olmadığını, söz konusu hasarın gerçekleştiği yerde müvekkili tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığını, hasar verilmiş olsa bile müvekkilince dava dışı üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı bir sorumluluğunun bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hükmedilen faiz türünün yanlış olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; İddia olunan hasarın meydana geldiği adreste müvekkilinin hiçbir çalışması olmaması ve bu nedenle kusur izafe edilemeyeceğini, zamanaşımı, husumet yokluğu ve diğer itirazlarının dikkate alınmadığını beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız fiile dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince 03/12/2021 tarihli kararı ile davalı … A.Ş. vekilinin istinafının reddine karar verilmiş ise de davalının istinaf isteminin yasal 2 haftalık süre içerisinde yapıldığı ve yine istinaf başvuru harcı ile nispi harcının aynı yasal süre içerisinde yatırıldığı, ayrıca davalı vekilince yatırılan gider avansının eksik kalan 106,41-TL lik nispi harcın çok üzerinde olduğu, ancak yine de davacı vekilince 106,41-TL lik nispi harcın ikmal edildiği, buna göre davalı … A.Ş. vekilinin istinaf dilekçesinin geçerli olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince 03/12/2021 tarihli istinafının reddi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı … Genel Müdürlüğü ile diğer davalı arasında, imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca TBK’nın 66. maddesi anlamında adam çalıştıran ilişkisi vardır. Davalılar arasında yapılan sözleşmede, işin yapımı sırasında verilecek zararlardan …’nin sorumlu olmadığı belirtilse dahi, sözleşme hükümlerinin taraflar arasında geçerli olacağı ve 3. kişi olan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu hali ile davalı … Genel Müdürlüğünün de diğer davalı ile birlikte zarardan müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmakla davalı … vekilinin bu yöne değinen istinafı yerinde değildir. Tarafların tacir olması ve eylemin ticari işletmeyle ilgili hususlardan doğmuş olması karşısında ticari (avans) faizi yürütülmesi hukuka uygun olup davalı … vekilinin bu yöne değinen istinafı yerinde değildir. (Yargıtay 4. HD’ nin 2014/248 E. – 2693 K. ve 2016/222 E. – 3278 K. Sayılı emsal ilamları) 6098 sayılı TBK md. 72’ye göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Dosya kapsamından davacının zararı ve faili öğrendiği tarihin 5/6/2017 , davanın açıldığı tarihin ise 21/11/2018 olduğu, bu haliyle davanın süresinde açıldığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf istemi yerinde değildir. Yerel mahkeme dosyasında mevcut hasar tespit tutanağı, olay yerine ait fotoğraf, tanık beyanı, faturalar ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davalıların alt yapı kazı çalışmaları esnasında davacı şirkete ait kabloyu kopartarak zarara uğrattıkları, buna göre davacının dava dilekçesindeki iddiasını ispat etmiş olduğu, İlk Derece Mahkemesince yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesine ve denetime elverişli olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların o günkü piyasa koşulları nazara alındığında yerinde olduğu anlaşıldığından davalılar vekillerinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2021 tarih, 2018/1118 Esas ve 2021/447 Karar sayılı kararına yönelik davalılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 662,84 TL istinaf karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 106,41 TL ve 59,30 TL’nin mahsubuyla bakiye 497,13 TL harcın davalı … Genel Müdürlüğünden tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 662,84 TL istinaf karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 106,41 TL ve 59,30 TL’nin mahsubuyla bakiye 497,13 TL harcın davalı … Anonim Şirketi’nden tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,7-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2023