Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/3654 E. 2022/2950 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3654
KARAR NO: 2022/2950
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2017/823 Esas – 2019/1055 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile … İşletmecilik arasında 01/06/2015 tarihi itibariyle kira sözleşmesi imzalandığını, … AVM nin giriş katında kiracı olarak kuyumculuk işlettiğini, müvekkilin işyerinin 01/07/2017 tarihinde gece yarısı sonrası 04:20 itibari ile 5 kişilik bir grup tarafından gasp edildiğini, davalı … İşletmecilik A.Ş’nin TBK 49. Ve 66. Maddesine göre kusurundan dolayı müvekkiline ait çalınan saat 108.362,00 İsviçre Frangı, pırlanta yüzük ve kolye ucu maliyet değeri olan 5.200 USD ve muhtelif birçok ziynet eşyasının maliyet bedeli olan 48.076,00 TL bedelli alacak davasının kabulüne karar verilmesini, olay tarihi itibariyle en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava türünün ne olduğunu açıkça belirtmediğini, HMK 2. Maddesi gereğince haksız fiilden kaynaklanan zararın tazmini davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, meydana gelen olayda müvekkilinin kusuru ve ihmali olmadığını, davacının gerekli tedbir ve özeni göstermediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen hukuki ve maddi sebeplerle meydana gelen hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, davacının gerçekleşen rizikoda davalı AVM Güvenlik görevlilerinin kusurunun varlığının ve hasarın 3. Şahıs MMSGŞ kapsamında kaldığını iddiasının mesnetsiz olduğunu, davalı kiracıya ait kıymetlerde yağma hırsızlık sonucu meydana gelen hasar da gene poliçe şartları uyarınca teminat dışı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince “…11/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: “Dava konusu olayan meydana gelmesinde davalı … şirketinin %70 oranında kusurlu bulunduğu, davacının ise %30 oranında kusurlu bulunduğu, davacının toplam zararının 379.164,00 TL olduğu, bunun kusur oranlarına göre 265.414,80 TL’sinden davalı … şirketinin sorumlu bulunduğu, davalılar arasındaki sigorta sözleşmesine istinaden düzenlenen poliçe klozları da dikkate alındığında dava konusu olayın sigorta kapsamında bulunmadığı” bildirilmiştir. Alınan rapora itiraz üzerine yeni oluşturulan bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınmıştır. Alınan 05/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle:” Davacının kiracı olarak işyerinin bulunduğu AVM’nin işletmecisinin davalı … şirketi olduğu, davalı şirketin AVM’nin emniyet ve güvenliğini sağlamayı taahhüt ettiği halde dava konusu olayın meydana gelmesine mani olmadığı, koruma ve güvenlik sağlama görevini aksattığı, dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi özen yükümlüğüne uymadığı ve olayın meydana gelmesinde %70 oranında kusurlu bulunduğu, davacının ise gerekli tedbirleri almamakla %30 oranında kusurlu bulunduğu, davacının toplam zararının 382.974,62 TL olduğu, bunun kusur oranlarına göre 268.082,23 TL’sinden davalı … şirketinin sorumlu bulunduğu, davalılar arasındaki sigorta sözleşmesine istinaden düzenlenen poliçe klozları da dikkate alındığında dava konusu olayın sigorta kapsamında bulunmadığı” bildirilmiştir. Alınan bilirkişi kurulu raporlarında verilen kusur oranları birbirini teyit eder mahiyette olup, zarar miktarı konusunda göz ardı edilebilecek miktarda fark bulunduğu görüldüğünden itiraz üzerine alınan ikinci bilirkişi kurulu raporu gerekçesine nazaran kabule şayan bulunarak hükme esas alınmıştır. …Davalı … şirketi vekili taraflar arasındaki kira sözleşmesindeki özel şart gereğince dava konusu zararın kendilerinden istenemeyeceğini ileri sürmüş olduğundan bu savunma üzerinde durulması gerekmiştir. Gerçekten de davacı ile davalı … şirketi arasındaki kira sözleşmesinin 9.3. maddesinde “…hırsızlık ve sair suç sayılan eylemlerde kiraya verene rücu etmeyeceğini peşinen kabul eder:” hükmü bulunduğu hususu tartışmalı değildir. Davacı ile davalı arasındaki kira sözleşmesindeki bu hüküm 3. kişilere yapılacak ödemeyle oluşacak rücu talebine ilişkin olduğu; oysa davacının dava konusu olayda bizzat zarara uğradığı ve talebinin de rücuya ilişkin bulunmadığı, haksız fiil hükümlerine göre tazmin talebine ilişkin bulunduğundan bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varılarak iş bu savunmaya itibar edilmemiştir. Her ne kadar davacı davalı sigorta şirketine de husumet yöneltmiş ise de zararın sigorta kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere, bilirkişi raporlarına ve tam dosya kapsamına göre … Sigorta Şirketi hakkındaki davanın REDDİNE,Davalı …… AŞ hakkındaki davanın Kısmen kabulü ile 265.414,80 TL alacağın 01/07/2017 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı AVM Yönetimi ile Diğer davalı … Sigorta A.Ş arasında 09.11.2016 başlangıç, 05.11.2017 bitiş tarihli ve … Poliçe Nolu Ticari/Sinai İşletme Sigortası sözleşmesi yapılmıştır. Bu sigorta poliçesinin 3. Sayfa ve 3. Maddesinde; “sel veya su baskını, yer kayması, kar ağırlığı deni ları çarpması, deprem ve yanardağ püskürtmesi, kira kaybı, hırsızlık, üçüncü şahıs sorumluluk, sigorta bedeli ve primi yazılı olanlar sigorta kapsamına dahildir.” Şeklinde poliçe düzenlenmiştir. bu husus ise sigorta bedeli ve primi yazılı aynı poliçenin 2. Sayfasında Taşıyan Tazminatlar, Çevre Kirliliği Zararları, Yangın, İnfilak, Duman, Dahili Su, Seylap, Deprem, GLKHH/TS sonucunda meydana gelecek zararlar ” şeklindeki zarar kalemleri belirtilse de müvekkilimin gerçekleşen hırsızlık olayında oluşan zararı maddi zarar olmakta ve sigorta şirketinin bu zarar kaleminin karşılaması gerektiğini, Zararın Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet teminatında değerlendirilerek bahisle rucu imkanı olduğundan davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve 50. maddesi gereğince, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Mahkemece TBK madde 49 md. hükümlerine uygun olarak yargılama ve değerlendirme yapıldığı anlaşılmıştır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, zararın poliçe kapsamında bulunmamasına göre, özellikle delillerin değerlendirilmesinde ve hukukun uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemesine göre ilk derece mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/823 Esas – 2019/1055 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile kalan 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,5- HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/12/2022