Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/3327 E. 2022/2587 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3327
KARAR NO: 2022/2587
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2021
NUMARASI: 2014/954 – 2021/1066
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; …’nin mülkiyetin …’ne ait olduğunu, …’nin yapı üzerinde intifa hakkı bulunduğunu, … Ticaret Ltd. Şti. ise söz konusu yapıda kiracı olarak faaliyet gösterdiğini, davalılar tarafından yapımcılığı üstlenilen “…” isimli filmin 15.04.2012 tarihinde Kapalıçarşı’daki çekimleri esnasında senaryo gereği Kapalıçarşı’nın Mahmutpaşa Kapısından uçarak gelen motosikletin Kuyumcular Caddesine doğru süratle giderken …’ye çarptığını, çarpma sonucunda yüzlerce yıllık binanın aynı zamanda vitrin niteliği gören camlarının kırıldığını, taşıyıcı kolonların darbe aldığını, özel el işçiliği ahşap çerçeveleri ve vitrin dekorlarının hasarlandığını ve Anıtlar Yüksek Kurulu ve Belediye’den alınan izinler sonucunda onarımı tamamlanıncaya kadar 75 gün ticari faaliyete kapalı kaldığını, İstanbul 22. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/31 D.İş sayılı dosyası üzerinden tarihi “…” isimli yapıda meydana gelen hasarların tespiti neticesinde hasarların onarılmasının yaklaşık 12.000.00,-TL olacağı bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, 27.04.2012 tarihinde İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/29 D. İş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespit neticesinde çarpma sonucunda oluşan hasarların değerinin 76.535,80.-USD olduğunun yine bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, söz konusu zararlara ilişkin davalılara ihtarname gönderilerek zararların karşılanmasının talep edildiğini ancak taleplerinin reddedildiğini, davacı … bakımından; taşınmaza İlişkin kira gelirinin elde edilememesinden dolayı maddi ve yine davalıların esere basın yoluyla dalga geçer nitelikte beyanları nedeniyle doğan manevi zararlarının, Davacı … bakımından değeri oldukça yüksek olan mücevherlerde oluşan büyük hasarlar ve yapı içerisinde bulunan mağazanın yaklaşık 75 gün kapalı olmasından dolayı milyonlarca liralık kazanç kaybından doğan maddi zararlarının tazminini ile birlikte davalıların haksız fiilleri nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararların tespitinin gerektiğini belirterek Mahkemece tespit edilecek maddi zarara istinaden fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla, 150.000,00.-TL maddi tazminatın ve kişilik haklarının zedelenmesinden ötürü 100.000,00.-TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile verilecek hükmün Türkiye çapında yayınlanan …, … ve … gazetelerinde ikişer hafta ara ile iki defa yayınlanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalı …’in “…” filmi çekimleri için yapımcı firma adına Türkiye’deki işlemleri yürütmekte olduğundan acente gibi davrandığını, bu nedenle herhangi bir kusur ve taraf sıfatı izafe edilemeyeceğinden husumet yönünden usul itibariyle davanın reddinin gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından HMK 107 ve 114/h maddeleri uyarınca şartların oluşmadığını belirterek haksız kazanç sağlamaya yönelik maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; İşbu dava belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından HMK. 107 ve 114/h. maddeleri uyarınca şartları oluşmayan davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafların somutlaştırma yükü ilkesine aykırı olarak dava dilekçesinde her bir hukuki vakianın hangi deliller ile ispatlandığı belirtilmediğinden ve yine dava dilekçesinde netice-i talep kısmında hangi davacı için hangi tazminat kalemi için ne miktar tazminat talep ettiği belirlenemediğinden yani talep konusu açık olmadığından HMK 119. maddesine aykırı dava dilekçesinin reddi gerektiğini, davacı taraf dava dilekçesi ekinde dayandığı delilleri veya belgeleri eklemediğinden HMK 121. maddesine aykırı dava dilekçesinin reddi gerektiğini, davacı tarafların iddia ettiği şekilde bir kusur ve zararın söz konusu olmadığını, HMK’ya aykırı şartları oluşmayan davanın usulden reddine, haksız, kötüniyetli, haksız kazanç sağlamaya yönelik maddi ve hukuki dayanakları yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Limited vekili cevap dilekçesinde; İşbu dava belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından HMK. 107 ve 114/h. maddeleri uyarınca şartları oluşmayan davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafların somutlaştırma yükü ilkesine aykırı olarak dava dilekçesinde her bir hukuki vakianın hangi deliller ile ispatlandığı belirtilmediğinden ve yine dava dilekçesinde netice-i talep kısmında hangi davacı için hangi tazminat kalemi için ne miktar tazminat talep ettiği belirlenemediğinden yani talep konusu açık olmadığından HMK 119. maddesine aykırı dava dilekçesinin reddi gerektiğini, davacı taraf dava dilekçesi ekinde dayandığı delilleri veya belgeleri eklemediğinden HMK 121. maddesine aykırı dava dilekçesinin reddi gerektiğini, davacı tarafların iddia ettiği şekilde bir kusur ve zararın söz konusu olmadığını, malik haricindeki intifa hakkı sahibi ve kiracı şirketin hangi hukuki sebebe dayalı olarak manevi zarara uğradıklarını ispat etmeleri gerektiğini, davacıların bu konuda kendileri ile alay edildiği iddiasında bulunmuş ise de, hukuki savunmada bulunmanın “alay” olarak nitelendirilemeyeceğini, manevi tazminat taleplerinin zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerekmekte iken fahiş derecede manevi tazminat talep edilmesi kabul edilemeyeceğinden işbu talebin reddinin gerektiğini, HMK’ya aykırı şartları oluşmayan davanın usulden reddine, haksız, kötüniyetli, haksız kazanç sağlamaya yönelik maddi ve hukuki dayanakları yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;”… tarafından talep edilen 75 günlük yoksun kalınan kazanç kaybı istemine gelince yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere anıt eserin onarımı için Bölge kurulunun vermesi gereken uygunluk belgesinin alınması için belli bir prosedürün işletildiği, bunun için 75 gün boyunca taşınmazda ticari faaliyette bulunulamadığı ve davacının bu nedenle yoksun kalınan kazanç kaybı zararının söz konusu olduğu, zararın miktarına yönelik yapılan itirazlar nedeniyle net cironun hesaplanabilmesi için davacıların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmesine rağmen ticari defterlere taşınma nedeniyle ulaşılamadığı belirtildiğinden sadece dosyaya ibraz edilen Kurumlar Vergi Beyannameleri ve resmi kayıt ve verilere göre hesaplama yapılması gerektiği, bu nedenle en son alınan 21.06.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre resmi kayıtlar baz alındığında yoksun kalınan kazanç kaybının 25.752,75-TL olduğu, Mütisad Mücevher Tasarım İhracat ve Sanayiciler Derneği cevabi yazısı dayanak alındığında ise 129.375,00-TL olduğu tespit edilmiş olup söz konusu derneğe davacıların üye olması nedeniyle tarafsız olamayacağı ve her türlü şüpheden ani olarak tespit edilmesi gereken kazanç kaybı yönünden esas alınamayacağı anlaşılmakla resmi kayıtlara göre tespit edilen 25.752,75-TL yoksun kalınan kazanç kaybı zararının kabulüne ve bu talep yönünden açılan davanın kısmen kabulüne davacılardan … tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine, davacılardan … tarafından açılan davanın Kısmen kabulüne, maddi tazminat davası yönünden davanın kabulüne, 12.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 12/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davası yönünden davanın reddine…” karar verilmiştir.Verilen karara karşı taraflar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararda yasal faizin açıklanması gerekirken faiz oranı gerekçelendirilmeden hüküm oluşturulmasının usule aykırı olduğunu, mahkemece dava tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılarak yasal faiz üzerinden değerlendirme yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, tadilat nedeniyle hafta içi 75 gün ve toplamda 110 gün …’nin kapalı kaldığını ancak mahkemenin kira sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle kar kaybına ilişkin talebin reddine karar verildiğini, mahkemece hasar gördüğü iddia edilen mücevherat üzerinde yapılan hesaplamalar kapsamında karar verilmesinin ticari teamüllere aykırı olduğunu, vergi beyannameleri üzerinden hesap yapılmasının yetersiz olduğunu, dosyadaki mevcut raporların göz ardı edilerek değerli taşların 4C özelliklerine bakılması yönünden herhangi bir çelişki bulunmadığı halde görevleri dışında inceleme yapan ve hukuki dayanaktan yoksun olan en son bilirkişi raporunun esas alınarak hüküm oluşturulduğunu ve buna göre raporlar arasında çelişki giderilmeden karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, manevi tazminat yönünden taleplerinin reddedilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; … LTD ŞTİ yönünden pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, olayın 15/04/2012 tarihinde gerçekleştiğini, davanın 12/04/2013 tarihinde açıldığını ve ıslahın 09/12/2019 tarihinde yapıldığını, ıslah dilekçesinin tebliğinden sonra süresi içinde zaman aşımı def’ini ileri sürdükleri TBK 72. madde uyarınca zaman aşımı süresinin geçtiğini ancak zaman aşımı itirazının mahkemece değerlendirilmediğini, kapalı çarşıda bulunan bir kuyumcu dükkanının 75 gün basit bir cam hasarı için kapalı kalmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın 2012 yılına ilişkin ticari defterlerini kaybettiğini ileri sürdüğünü, 75 gün kapalı kalmaya ilişkin zararın ispatlanamadığını, davacı tarafın cam hasarına ilişkin hiçbir fatura sunmadığını, sadece davalı beyanına dayalı olarak mücevher hasarı kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını bu nedenle davanın külliyen reddi gerektiğini, ıslah edilen miktardan kabul edilen miktar düşüldükten sonra ret miktarı olan 1.301.249,22-TL üzerinden sadece Boybeyi Kuyumculuk yönünden davalılar lehine 78.303,72-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 9.775,21-TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacılardan … yargılama aşamasında 14/10/2016 tarihinde vefat etmiştir. Mahkemece davacılar vekiline veraset ilamı sunmak ve mirasçıları davaya dahil etmek üzere 29/05/2018 tarihinde duruşmada davacılar vekiline süre verilmiş olup, davacılar vekilince 11/06/2018 tarihli dilekçe ekinde …’nin veraset ilamı dosyaya sunulmuştur. İlk derece mahkemesince mirasçılar yönünden taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiştir. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. (HMK m.50 ve TMK m.28/1) Bu nedenle davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Bu durumda TMK’nın 605 vd.maddeleri uyarınca işlem yapılır. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen başka bir ifadeyle mirasçıları da ilgilendiren yani mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı( veya mirasçılar tarafından) devam edilir. Bu davalar mal varlığı haklarına ilişkin davalardır. Bu halde ölen tarafın mirasçıları, davayı zorunlu dava arkadaşı olarak hep birlikte takip ederler. Dava devam ederken davacı ölürse, davacının mirasçıları, davayı zorunlu dava arkadaşı olarak hep birlikte takip edebilirler. Ölen taraf davalı ise, davacı, davayı kural olarak davalının mirasçılarının hepsine karşı birlikte devam ettirebilir. Bu durumda davalı taraf açısından zorunlu dava arkadaşlığı söz konusudur. Somut olayda, davacı … dava devam ederken vefat etmiş olup, vekil ile vekil eden arasındaki vekalet ilişkisi de ölümle sona ermiştir. Davacı … mirasçıları arasında el birliği mülkiyeti bulunduğundan mirasçılara dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve bilirkişi raporları (davaya açıkça muvafakatlarının olup olmadığı şerhi düşülmek suretiyle ) tebliğ edilmeli, mirasçıların tamamının davaya muvafakat etmesi halinde davaya devam edilmesi, tamamının muvafakatinin sağlanamadığı taktirde terekeye temsilci tayin edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Buna göre; taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun usulen kabulü ile ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin hükmün HMK’ nın 353/1-a.4 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve zikredilen eksiklikler tamamlanıp yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/954 E. – 2021/1066 K sayılı kararının HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırılan toplam 242,10-TL (80,70*3)-TL ve davalılar tarafından peşin olarak yatırılan toplam 4.254,60-TL (1.418,20*3) istinaf karar ve ilam harçlarının talepleri halinde kendilerine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile harç iade müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m.353/1-a/4 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.10/11/2022