Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2620
KARAR NO: 2023/3240
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2022
NUMARASI: 2021/1044 Esas – 2022/159 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davalı … arasında 02/10/2018 tarihinde … mahallesi … Sok. No:…de …’in mal sahibi olduğu depo için kira sözleşmesi kurulduğunu, bu sözleşmeye göre müvekkilinin elined bulunan belirli malları kiralananda depo etme ve satacağı makinaları alıcılarına gösterme-showroom olarak kullanmayı amaçladığını, müvekkilinin düzenli kira ödediğini ve kira sözleşmesindeki edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, sorunsuz kiralanan yeri mal sahibi …’in 11/04/2019 tarihinde … San. ve Tic. A.Ş.’ye sattığını, TBK’nın 310 maddesi gereğince yeni malikin kira sözleşmesinin tarafı olduğunu, müvekkilinin kiralanana arada bir uğradığını, kiralananda sürekli firma çalışanı yetkilisi bulunmadığını, kiralanan yerin bir kısmında mülk sahibi davalı …’in tuz işi ve diğer ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, taraflarınca bilindiği kadarıyla …’in satış sonrası kendisine ait kullandığı alanları kiraladığını, belirli süre sonra tahliye edeceğini beyan ettiğini, yani mülk sahibi tarafından 12/09/2019 tarihinde arsa üzerinde ve ayrı halde bulunan depolardaki tüm malların mahkeme kararı bulunmaksızın tahliye edilmeye çalışıldığını, müvekkilinin depoda bulunan değerli makinelerinin kepçe tarzı iş makineleriyle sökülüp orta yere bırakıldığını, bu durumu eski mal sahibi …’in olaydan sonraki günlerde müvekkili şirket yetkilisine haber vermesi ile bilgi sahibi olunduğunu, davalı … Şirketinin hukuka aykırı, ticari basiretten uzak şekilde depoyu tahliye ettiğini, bunları yaparken de fiyatları ziyadesiyle yüksek olan iş makinelerine kullanılmaz derecede zarar vererek dışarı attığını, bu makine ve ekipmanlar ile malzemelerin teslim alındığını, fakat eşyaların zarar gördüğünü ve kısmının kullanılmaz hale geldiğini, müvekkilince teslim alınan bu eşyalar hakkında zarar tespiti yaptırıldığını, bu malların … Bankası aracılığı ile Leasing usulü alındığını, ödemeleri bittikten sonra mülkiyet ve diğer hakları müvekkiline ait olan mallar olduğunu, davalının haksız fiili sonucunda kiracı olarak bulunan … Ltd. Şirketi isimili firmanın haksız fiil akabinde de Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/96 değişik iş sayılı kararı ile delil tespitinde bulunulduğunu beyan ederek daha sonrasında talep miktarını arttırma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin ticari faizi ile beraber zarar tarihi olan 09/09/2019 tarihinde itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte taraflarına iadesine, davanın lehlerine sonuçlanması ihtimali, zarar gören makinelerin değerinin yüksek olması, davalının mal varlıklarını üzerinden çıkarma olasılığı sebebiyle davalı dinlenilmeden ve teminatsız olarak davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği görülmüştür. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili ile davacı arasında davacının belirttiği üzere kira ilişkisi bulunduğunu, bu kira ilişkisi devam ederken müvekkili tarafından maliki olduğu yerin diğer davalı …’ye satıldığını, …’nin satış aşamasında satın alınan yerde kiracıya ait makinelerin bulunduğu gördüğünü, nitekim yerde müvekkiline ait mallar ile birlikte kiracıya ait malların da bulunduğunu, müvekkili ile alıcı arasında protokol imzalandığını, bu protokole göre yer satışı yapıldıktan sonra 4 ay süre ile yerin kullanımının müvekkiline ve yetkilisi olduğu firmaya ait olacağının bu sürenin ardından tahliyesinin gerçekleşeceğinin ifade edildiğini, müvekkili yerin kullanımına devam etmekte iken 09/09/2019 tarihinde davalı … yetkililerince müvekkilinin yere girişinin engellendiğini ve mahkeme kararı olmaksızın yerin tahliye edileceğinin söylendiğini ve yıkıma başlanıldığını, yıkım sırasında müvekkilinin taşınmaz içerisinde bulunan makine ve ekipmanları ile hammadde stokuna zarar verildiğini, bundan dolayı Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/14732 sayılı soruşturma dosyasının yürütüldüğünü, ayrıca müvekkilinin zararlarının tespiti için Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/96 değişik iş sayılı dosyası ile mahallinde tespit yapıldığını ve müvekkilinin bir kısım zararlarının tespit edildiğini, bu süreçte davacıya müvekkili tarafından bilgi verilerek mallarına zarar verildiğinin iletildiğini, müvekkilinin kiralanın satışı yapılana kadar kira ilişkisine sadık kaldığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak karşı tarafa bilgi verdiğini, bu zararların sorumlusunun … olduğunun belirtildiğini beyan ederek müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili firmanın 11.04.2019 tarihinde “… sok. No:… adresinde bulunan fabrika binası ile arsasını … isimli kişiden satın aldığını, Satın alma aşamasında fabrika binası ile kapalı eklentilerinin boş olduğunu, boş olarak müvekkili firmaya teslim edildiğini, bahse konu 02.10.2018 tarihli kira sözleşmesinden haberleri olmadığını, Müvekkilim firmanın haberinin olmadığı bir kira sözleşmesinin tarafı olmasının (tapu kayıtlarında da böyle bir kira ilişkisi görünmemektedir) mümkün olmadığını, Taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi içinde kaldığını, OSB lerinde tüm taşınmaz satışları ve kiralamaları OSB Yönetiminin karar ve onayına tabi olduğunu, Müvekkili firmanın bu taşınmazı satın almadan önce yazılı dilekçe ile OSB yönetimine başvuru yapıp, onay aldığını (4562 sayılı OSB Kanunu mad. 18 ve OSB Yönetmeliği mad. 63 ), davalı müvekkili firma tarafından 2019 yılı 4. Ayında satın alındığını, yaklaşık bir yıldır bu taşınmazın tarafında olmasına rağmen ne davacı firma yetkilileri ne de bu firmanın çalışanları ile hiç karşı karşıya gelinmediğini, Bu 1 yıl içinde buraya 800.500 USD lik makineyi showroom amaçlı olarak koyduğunu beyan eden firma yetkilileri ve çalışanlarının buraya gelmemesinin akla mantığa, tacirliğe ve hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu, Davacı-müvekkilim firma söz konusu taşınmazı satın almasından sonra inşaat çalışmalarına başladığı, diğer davalı … isimli kişi veyahut başka bir kişi firma kiracısı olmadığı, … ile görüşerek bu taşınmazı satın aldığını, ilanda bulunan resimlerde … isimli kişiye ait olan fabrika binasının arka ve yan kısmında boş arsa üzerinde bulunan tuz hammaddelerini, plastik depolarını ve hurda olduğunu beyan ettiği bir kısım makine teçhizatları göründüğünü, Ayrıca Savcılık şikayetinden sonra taşınmazı satan emlakçı ile görüşülmüş ve kendisinden bu resimlerin talep edildiğini, İş bu emlakçı tarafın çektiği tüm resimlerin (15.09.2018 tarihli) tarafına gönderildiğini, bu resimler incelendiğinde kapalı alanların boş olduğu, arsa da tuz hammaddelerini, plastik depolarını ve bir kısım makine teçhizatlarının olduğu, Davacı-Şikayetçinin dilekçesinde bahsetmiş olduğu makinelerin fabrikanın arka kısmında duvara istiflenmiş olan makineler olduğu ve emlakçı tarafından 07.09.2019 tarihinde müvekkili firma yetkilisine gönderilen fotoğrafta ise fabrikanın sağ yan kısmında istiflenmiş halde göründüğünü, Çorlu Sulh Hukuk Mah. Nin 2019/81 Diş dosyası ile tespit yaptırılmış olup, 06.09.2019 tarihinde yapılan keşif ile fabrikanın boş olduğu, kapalı olmayan arsa üzerinde bir takım malzemeler bulunduğunun tespit edildiğini, dava dilekçesinde bahsedilen Leasing sözleşmesi ve Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesi 2019/96D.İş sayılı dosyadan alınan Bilirkişi Raporu tebliğinden sonra ayrıca beyanda bulunacağını, davacının dava dilekçesinde …in satış sonrası kendisine ait kullandığı alanları kiraladığını ve belirli süre sonra tahliye edeceğini beyan ettiğini, davacı firma yetkilileri ile davalı … isimli kişi aralarında anlaşarak planlı olarak davalı-müvekkili firmadan haksız kazanç elde etmek için iş bu davayı açmış ve aralarında sonradan kira sözleşmesi yaptığını ileri sürmüştür. İlk Derece Mahkemesince; “…6100 sayılı HMK md.4’ün “dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği” şeklindeki düzenlemesi dikkate alınarak…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. ve 115. maddeleri gereğince 1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın görev sebebiyle USULDEN REDDİNE, 2-Görevli Mahkemenin Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı … vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Kira sözleşmesi bulunmadığından görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Kira sözleşmesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi başlıklı HMK Madde 4(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, Eldeki dosyada; Kira sözleşmesinden kaynaklı maddi zararın tahsili talebi sebebiyle Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olup görev, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı … vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2022 tarih, 2021/1044 Esas 2022/159 Karar sayılı kararına yönelik davalı … San. Tic. A.ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubuyla bakiye 189,15 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023