Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/26 E. 2023/3075 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/26
KARAR NO: 2023/3075
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2021
NUMARASI: 2017/1165 Esas – 2021/510 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının davalı şirketin abonesi olduğunu, 06/07/2017 tarihinde …, … Cad. … sok. No:… adresindeki iş yerinde elektriklerin kesik olduğunun fark edildiğini, davalı şirket personelinin arıza ihbarı üzerine bahse konu adreste inceleme yaptığını, yer altında bulunan nötr hat ile enerji gelen hattın birbirini eritmesi sonucunda nötr hatta enerji olduğunu, elektriklerin bunun için kesildiği sonucuna varıldığını, nötr hattın yer altında açık bırakılmasının davalı şirketin kararı olduğunu, arızanın 1-2 günlük çalışma sonucunda giderilebildiğini, arıza giderildikten sonra elektrikli aletlerin zarar gördüğünün tespit edildiğini belirterek davacının uğradığı 21.000,41 TL zararın şimdilik 3.000,00 TL sinin reeskont avans faizi ile tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Elektrik Dağ. ve Perakende Satışına ilişkin Hizmet Kalitesi yönetmeliği kapsamında gerçekleştirilen incelemede davacı şirketin sorumluluğundaki tesislerde dava dilekçesinde iddia edilen hasara sebebiyet verecek herhangi bir arıza veya olumsuzluğun tespit edilemediğini, davalı şirket sorumluluğundaki dağıtım şirketlerinden kaynaklanmadığı tespit edilen hasarların bedelinin davalı şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, dağıtım tesislerinden özellikle trafolardan kaynaklanan hasarların aynı tağıtım tesisinden beslenen geniş alanları etkilemesi ve aynı bölgeden fazla sayıda hasara yol açmasının beklendiğini, ödeme yapılması için hasarın dağıtım şirketinden kaynaklandığının tespit edilmesi gerektiğini davacının iddia ettiği hasar miktarının fahiş olduğunu, hasarın oluşmaması için alınması gereken jeneratör, UPS ve bunun gibi önlemlerin davacı tarafından alınmamış olmasının zarara veya zararın artmasına sebep olduğu da dikkate alınarak karşılıklı kusur esaslarına göre hüküm tesis edilmesi gerektiğini belirterek davacı tarafından iddia edilen hasarın dağıtım tesislerinden değil, iç tesisattan kaynaklandığının kabulüne, davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “…toplanan deliller, hasar ve onarıma ilişkin faturalar, ödeme dekontları, ekspertiz raporu, bilirkişi ücreti, davalı şirketten gelen müzekkere cevapları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin davalının müşterisi olduğu ve işyerine elektrik hizmetinin davalı tarafça sunulduğu ve davacı iş yerinde 06/07/2017 tarihinde davalı şirket çalışanları tarafından yapılan çalışmalarda davacı şirketin bulunduğu sokakta yer alan çalışma yapıldığı, bu nedenle davacı iş yerindeki elektronik cihazların arızalandığı ve hasara uğradığı, davacı tarafça arızalanan cihazların tamirinin yapıldığı ve bedelinin ödendiği, toplam hasar tutarının 21.007,41 TL olduğu, davalı iş yerine yazılan müzekkereye cevaben ilgili adreste 06/07/2017 tarihinde yer altı kablo arızası meydana geldiğinin bildirildiği sabit olup, alınan bilirkişi raporuna göre hasarın, davacı şirkete elektrik verilen şube kablosundaki nötr’ün kopmuş olduğu ve nötr’ün kopma noktasından iş yerine giden kısmına faz iletkenlerinden birisi temas ederek nötr iletkenden de 380 walt faz gerilimi iç tesisata girmiş, davacının iş yerindeki elektrik elektronik cihazlarına 220 walt yerine 380 walt ( aşırı gerilim ) gelerek cihazların zarara uğradığı, dava konusu şube kablosunun işletme sorumluluğu davalı şirkete ait olduğundan % 70 oranında kusurlu olduğu, davacının ise elektrik – elektronik cihazlarının aşırı gerileme karşı korunması için elektrik tesisatını koruma cihazları ile donatmadığından arıza nedeniyle iç tesisatına 220 walt yerine 380 walt gelince elektrik elektronik cihazları aşırı gerilime karşı korunamayarak zarar görmesi karşısında % 30 oranında kusurlu olduğu, hasarın meydana gelmesine davalı tarafça yapılan hasar çalışmalarının sebep olduğu ve davalının % 70 kusuru oranında davacının zararından sorumlu olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne.1-Davanın KABULÜ ile, 14.705,00 TL tazminatın dava tarihindin itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporunda hasarın kaynağı olarak belirtilen şube kablosundaki nötr iletkenlerinden birinin kopmuş olması iddiası gerçek olsa dahi herhangi bir cihaz hasarına yol açmasının teknik olarak mümkün olmadığını, tüm sorumluluğun davacıya ait olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Davacı tarafından, davalının kusurlu davranışları nedeniyle uğradığı zararların tazmini talepli maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesine ve denetime elverişli olmasına, uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranı ile maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine göre davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/1165 Esas ve 2021/510 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.004,49 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 191,82 TL ve 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 753,37 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2023