Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1924 E. 2022/2104 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1924
KARAR NO: 2022/2104
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2022
NUMARASI: 2021/831 – 2022/284
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; ödavalı/borçlu tarafından müvekkili şirket altyapısına Gaziosmanpaşa İşletme Müdürlüğü sorumluluk sahası içinde bulunan Sultangazi ilçesi, … Mahallesi, … Sk. No: … adresinde … Genel Müdürlüğü tarafından nakil vasıtası ve diğer sebeplerle 23.07.2018 tarihinde hasar verildiğinin tespit edildiğini, kesinti ile ilgili olarak müvekkili şirketin personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan şirket altyapısının onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 3.917,18-TL+KDV toplamı 4.622,27-TL borç tahakkuk ettirildiğini, davalı/borçlu tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine toplam 4.776,13-TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalının ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, yapılan itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu beyanla, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; haksız ve mesnetsiz bu davanın reddi gerektiğini, işbu davada mahkemenin görevli olmadığını, davalı müvekkilinin ifa ettiği görevin kamu görevi ve kamu hizmeti olduğunu, kamu hizmetinin yerine getirilmesi sırasında meydana geldiği iddia edilen zararın idari yargı alanında hizmet kusuru oluşturacağının aşikar olduğunu, taraflar arasında sözleşme, satış gibi özel hukuka ilişkin işlemler söz konusu olduğunda özel hukuk hükümleri geçerli olacağını, bu durumun tüm kamu kurumları için de geçerli bir durum olduğunu, dava konusu olayda ise özel hukuk hükümleri değil, İ.Y.U.K. hükümlerinin uygulanmasını gerektiren tam yargı davasının konusunu oluşturan bir zarar durumu söz konusu olduğunu, bu nedenle açılan davanın görev yönünden reddi gerektiğini, huzurda açılan davada idarelerine husumet tevcih edilemeyeceğini, işbu davada davanın muhatabının müvekkili değil, yüklenici firma olduğunu, meydana gelen zarar ile müvekkili arasında uygun illiyet bağı olmadığını, müteahhit firmalarla müvekkili arasında altlık-üstlük ve tabiiyet ilişkisi bulunmadığını, müteahhit ile idareleri arasındaki sözleşmeye ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına binaen sözkonusu hasar nedeniyle idarelerine husumet tevcihinin mümkün olmadığını, davanın ihale yüklenicisi firmaya ihbarı gerektiğini, bu kapsamda davanın … A.Ş …’ye (… Sokak No… Kadıköy/İstanbul) ihbarını, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın hasar bedeli olarak istediği meblağın da fahiş olup bu meblağa itiraz ettiklerini beyanla, işbu davanın husumet ve esas yönünden reddine, davanın … Tic. A.Ş.’ye ihbarını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davalı … Genel Müdürlüğü, İdari ve mali özerkliğe sahip Kamu tüzel kişiliğine haiz bir Kamu kurumu olup, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşıdığı, Mahkememiz dosyasında … Genel Müdürlüğü yönünden açılan davanın “görülen Kamu hizmetinin yöntemi, kanuna uygun olarak yürütülüp yürütülmediği , zararın doğumunda hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığı” nın belirlenmesi gerekecektir. Bu hususlar ancak İdari Yargıda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi gereği çözümlenebilecektir, bu nedenle mahkememizce … Genel Müdürlüğü yönünden açılan davada davalının yargı yolu itirazı kabul edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlığın idari yargılama usulüne tabi ve tam yargı davası olarak görülmesi gerektiğinden davanın dava şartı yokluğundan yargı yolu bakımından usulünden reddine karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; …’nin tacir olduğunu , mahkemenin görevli olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; Haksız eylemden kaynaklanan alacak için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 16’ya göre; kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarının dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir. 2560 sayılı … Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda, … Genel Müdürlüğü’nün genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetleneceği, yıllık çalışma ve yatırımlarının bilançolarda belirlenerek genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülünde düzenleneceği belirtilmiştir. … 2560 sayılı Kanun kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı kabul edilmelidir. Davalının haksız eylem teşkil eden faaliyetinden kaynaklanan bu uyuşmazlığın da, yerleşik yargısal uygulamalarda görüldüğü gibi, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. (HGK’nın 21/09/1983 gün ve 1980/11-2721; 1983/823 ile 29/11/1995 gün ve 1995/11-647; 1995/1043 sayılı kararları) Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-4 uyarınca kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/04/2022 tarih, 2021/831 Esas – 2022/284 karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından peşin olarak yatırılan 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile harç iade müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m.353/1-a/4 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.22/09/2022