Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/171 E. 2023/2128 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/171
KARAR NO: 2023/2128
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2021
NUMARASI: 2020/419 Esas – 2021/697 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Sebebiyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin, Ümraniye Müdürlük hizmet sahasında, … Mah. … ve …Sk No:… adresinde 07.05.2018 tarihinde ve … Müdürlüğü hizmet sahasında, Ataşehir … Mah. … cad. adresinde 29.03.2018 tarihinde davalı …” nin, Yüklenicisi olan … Yapı A.Ş.’ye yaptırmış olduğu kazı çalışmaları sırasında müvekkili şirkete ait kablo ve altyapı tesislerine hasar verildiğini, müvekkili şirket elemanlarınca hasar tespiti yapıldığını, hasar keşif tutarı formu ve malzeme-işçilik cetveli düzenlendiğini, akabinde, kamusal hizmet niteliğinde olan iletişimin aksamaması adına, ivedilikle müteahhit firma tarafından hasarın giderildiğini, zararın tazmini için alacağımızın tahsili için İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas nolu dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalıların takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalıların itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; İddia edilen hasarların tarihlerinin 2018 yılına ait olduğunu, Bu sebeple öncelikle davacının haksız fiil’e ilişkin talep haklarının dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin olarak da, Davaya konu adreslerde davacının altyapı tesislerine zarar verildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, Hasara ilişkin tutulan tutanaklar polis nezaretinde yada yetkili mercilerce onaylanmadığını ve yalnızca davacının kendi çalışanları tarafından tutulduğunu, Dolayısıyla tutanakların davacının kendi lehine delil ihdası anlamında kabulünün mümkün olmadığından itibar edilemeyeceğini, Tutanağın müvekkil yada bir yetkili tarafından görülmediğini, yada gönderilmediğini, Dosyada bulunan tek delilin ise tutanaklar olduğu düşünüldüğünde davacının kendi lehine tuttuğu tutanaklara istinaden hüküm ihdası hukuka aykırı olacağını, Tutanaklardaki hasar, bedel ve tarihin tümüyle davacının iddiasından ibaret olduğunu, Belirtilen tarihlerde Müvekkil ihale kapsamında altyapı çalışmalarını yürütüyor olsa dahi söz konusu hasarın müvekkil tarafından gerçekleştirildiği anlamına gelmeyeceğini, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla itirazın iptali olarak açılan dava inkar tazminatı taleplerinin yersiz olduğunu, Zira ortada likit hesap edilebilir ve kesinleşmiş bir alacağın olmadığını, Takip miktarı bakımından tutanaklara yansıyan hesap edilmiş bedelin, davacının kendi tek başına yaptığı geçerliliği olmayan bilgimiz dışında ve tek taraflı hesaplamalara dayandığını, Bu sebeple var ise ve bir hasarın onarım ve zarar miktarının belirlenmesi için bilirkişilerden rapor alınması gerekeceğini belirterek davanın öncelikle usulden reddine aksi takdirde davanın Müvekkil açısından reddine, inkar tazminatı açısından likit olmayan yargılamayı gerektiren zarar bakımından reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; Yerinde ve kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde; 07.05.2018 tarihinde Ataşehir İlçesi, … Mahallesi, … ve … Sokak ile 29.03.2018 tarihinde … Mahallesi, … Caddesi üzerinde “2017 Yılı Kadıköy Şube Müdürlüğü Mesuliyet Sahası İçerisinde Atıksu ve İçme suyu Hatlarında Yapım, Bakım ve Onarım İşi” kapsamında … A.Ş. tarafından kanal imalat çalışmaları yapıldığı, ancak imalat çalışmalarının yapıldığı tarihten bu zamana kadar … A.Ş. tarafından İdarelerine altyapı tesislerine hasar verildiğine dair herhangi bir müracaatın bulunmadığının tespit edildiğini, İdareleri ile müteahhit firma arasında yapılan sözleşmede mevcut Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 12/3 maddesinde belirtilen “Projelerin zemine uygulanması sırasında meydana gelen hataların sorumluluğu ve hataların sebep olduğu zararlar ve giderler yükleniciye ait olup, bunun sonucu olarak meydana gelen hatalı işin bedeli de yükleniciye ödenmez.” hususu gereği meydana gelen hasardan yüklenici firma sorumlu olup 09.11.2020 tarih ve … sayı İle kayıtlı … Yapı A.Ş.’ye yazılan yazımızla … Yapı A.Ş. hasar bedelinin Ödenmesine dair gerekli tebliğin yapıldığını, Adı geçen firma ile İdare arasında akdedilen sözleşmeden bir suretinin dilekçeleri ekinde ibraz edildiğini, Gerek ana sözleşmede gerekse de sözleşmenin eki olan Özel şartnamede de düzenlendiği gibi, firmanın 3. Şahıslara verdiği zararlarından firmanın sorumlu olduğunu, Müteahhit firmanın müvekkil idare …’ nin yüklenicisi olmasının …’ nin sorumluluğunu gerektirmeyeceğini, Davanın husumetten reddinin gerektiğini, Müvekkil idare ile yüklenicileri arasında işlerin yapılması amacıyla istisna akdi yapıldığını, Sözleşme gereği yükleniciler kendi hesabına ve müvekkil idareden bağımsız olarak işi yapmayı üstlendiklerini, Müvekkil İdare İle müteahhit firma … Yapı A.Ş. arasında akdedilen Sözleşmede ve eki olan Özel Şartname’de, yüklenicinin 3. şahıslara verdiği zarardan kendisinin mesul olduğunun kararlaştırıldığını, Bu sebeple iş bu dava konusu yerde diğer davalı, iş sırasında başkalarına zarar vermişse bile bundan bizzat kendisinin sorumlu olduğunu, Bağımlılık ilişkisi bulunmadığından Müvekkil idarenin sorumlu (müvekkil İdare) sorumlu tutulamayacağını, Öncelikle dava konusu hasarın meydana gelmesinde, Davacının müterafik kusur durumunun da araştırılması gerektiği kanaatinde olduklarını, Yani hasar iddiasına konu davacıya ait altyapı tesislerinin, projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediği araştırılarak, incelenmesi gerektiğini, İstenilen tazminat bedelinin fahiş olduğunu, Oluştuğu iddia olunan hasardan bu kadar zarar bedelinin çıkamayacağını, Piyasa rayiçlerine uygun olmadığını savunarak haksız ve dayanaksız davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, dosya inşaat mühendisi bilirkişi ve elektrik mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek düzenlenen denetime uygun olan rapor da dikkate alınarak, … Genel Müdürlüğünün yüklenicisi davalı … A.ş. tarafından, 07.05.2018 ve 29.03.2018 tarihlerinde, … Mah. … ve ….Sk No:… Ataşehir/İstanbul adresi ve … Mah. … sok. Ataşehir/İstanbul adreslerinde yapılan kazı çalışmaları sırasında, davacı … A.Ş.’ye ait altyapı tesisine ve kablolarına hasar verildiği, Davalı yüklenici … A.ş. tarafından, bölgede alt yapısı olabilecek … A.Ş.’ye bilgi verilmeden, gözcü talep etmeden ve alt yapı araştırması yapmadan kazıya başlandığı, Hasara, Kazı çalışmaları yapan davalı yüklenici … A.ş. personelinin tedbirsizliği ve dikkatsizliği sebebiyle sebebiyet verildiğinden, kazı çalışmaları yapan davalı yüklenici … A.ş. personelinin tedbirsizliği ve dikkatsizliği sebebiyle sebebiyet verildiğinden, %100 kusurlu olduğu, Hasara sebep olan davalı yüklenici … A.ş. ile diğer … Genel Müdürlüğü arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereği, meydana gelen hasardan ve hasar bedelinden, Davalı yüklenici … ile diğer davalı işveren … Genel Müdürlüğünün, Müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Davacı … A.Ş.’ye ait alt yapı kablolarına ve tesisine verilen hasarın giderilmesi için gereken onarım/hasar bedelinin 6.696,27 TL olduğu kanaatine varılarak …1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Davalının İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış itirazın kısmen iptali ile takibin 6.696,27 TL asıl alacak üzerinden takip şartlarındaki haliyle aynen devamına, 2-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 3-Davalıların İİK 67/2 maddesi gereğince asıl alacak 6.696,27 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin zaman aşımı defi taleplerinin ve husumet itirazlarının reddine,…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkil İdare ile yüklenici firmalar arasında yapılan Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 12/3. MaddesinE göre “Projelerin zemine uygulanması sırasında meydana gelen hataların sorumluluğu ve hataların sebep olduğu zararlar ve giderler yükleniciye ait olup,tüm aksaklıklardan firmanın sorumlu olduğunu, bu sebeple davanın husumetten reddi gerektiğini, bilirkişi raporunda hasarın oluştuğu adreslere ait eksik hususların tespit edilmediğini, müterafik kusurun araştırılmadığını, haksız fiil sebebiyle tazminat talep edildiği halde avans faizi hesaplanmasının hukuka aykırı olduğundan kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Yapı A.ş. vekili istinaf dilekçesinde; Yerel mahkemesince 13/10/2021 tarihli duruşma sırasında mazeretin kabulüne karar verilmesine rağmen aynı duruşma dahilinde sözlü yargılamaya geçildiğini, mazeretli davalı taraf yokluğunda sözlü yargılama evresi tamamlanarak usule aykırı şekilde hüküm oluşturulduğunu, zararın müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmediğini, yerel mahkeme ve bilirkişi tarafından sadece davacı yanın tek taraflı ve soyut olarak oluşturduğu hasar tutanağına atıf yapıldığını, tahkikat aşamasında keşif dahil hiçbir araştırma yapılmadığını, hatalı ve eksik bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, davacının soyut iddiasını kanıtlanamadığını, bilirkişi raporunda, davacıya ait yer altı kablolarının hasar öncesi yönetmeliklere uygun olup olmadığıyla ilgili herhangi bir değerlendirme yapılamamıştır.” şeklinde belirtildiği; likit ve belirlenebilir olmayan alacak için icra inkar tazminatı alınmasının hatalı olduğunu, müvekkil şirket bakımından pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız eylemden kaynaklanan alacağa yönelik itirazın iptali davasıdır. Ön İnceleme ve Tahkikat başlıklı HMK Madde 320(1) Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.(2) Daha önce karar verilemeyen hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.(3) Mahkeme, tarafların dinlenmesi, delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemlerinin yapılmasını yukarıdaki fıkrada belirtilen duruşma hariç, iki duruşmada tamamlar. Duruşmalar arasındaki süre bir aydan daha uzun olamaz. İşin niteliği gereği bilirkişi incelemesinin uzaması, istinabe yoluyla tahkikat işlemlerinin yürütülmesi gibi zorunlu hâllerde, hâkim gerekçesini belirterek bir aydan sonrası için de duruşma günü belirleyebilir ve ikiden fazla duruşma yapabilir.İlk derece mahkemesince 14.10.2021 tarihli celsede; “G.D: davalı … vekilinin mazeretli sayılmasına ancak dava basit yargılamaya tabi olduğundan sırf mazeretli sayılmasından dolayı ve dosyanın geldiği aşamada dikkate alınarak duruşma ertelenemeyeceğinden dosya incelendi, tahkikata son verildi. Sözlü yargılamaya geçildi.” şeklinde karar verildiği anlaşıldığından davalı … Yapı A.Ş. vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir. TBK.m.49 gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Madde 50 gereğince zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. Yine ispat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Somut dosya bakımından; Davacının alt yapı kablolarına davalılar tarafından zarar verildiğinin davacı taraf çalışanlarınca tutulan tutanak ve davacı şirket personeli tarafından, hasar tespiti sırasında çekilen ve dosyaya sunulan fotoğraflardan, çalışanların iş kıyafetlerinde … yazdığı ve kazı yapılan bölgeye konulan Uyarı levhasında da “Kadıköy Şube Müdürlüğü İçme suyu bakım onarım çalışması, Yükleni … Yapı A.Ş.” yazdığı, hasarın meydana geldiği 2 adreste de Davalı … Yapı A.Ş. tarafından kazı çalışması yapıldığı ve her iki adresteki hasarların davalı … Yapı firmasının kazı çalışması sırasında meydana geldiği, mahkemece alınan bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamaların denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince verilen karar doğru olup, davalılar vekillerinin bu hususlara yönelik istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava konusu alacak haksız eylemden kaynaklığından likit olmayan alacak için icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinden davalı … Yapı A.Ş. vekilinin istinaf sebebi yerindedir. Davalılar … A.Ş. İle … arasındaki sözleşmeye göre, davalı idarenin kamusal faaliyetleri niteliğinde olan alt yapı çalışmalarında tüm sorumluluğu yüklenici firmalara bırakılmasının sadece sözleşen tarafları bağlayacağı, zarar gören 3.şahıslar yönünden idarenin sorumluluğunu tümüyle ortadan kaldırmadığı, …’nin denetim ve gözetim yükümlülüğünün devam ettiğinden davalı … vekilinin husumet yönünden davanın reddine dair istinaf sebebi yerinde değildir. Dava konusu alacağın icra takip ve ödeme emrinde asıl alacağa işleyecek değişen oranlarda avans faizi talep edildiği, Tarafların tacir olmasına göre işleyecek faiz yönünden icra takibindeki şartlarla takibin devamına karar verilmesi doğru olup, … vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir. Yukarıda açıklanan hususlar gereğince davalılar vekillerinin istinaf talebinin kısmen kabulüne ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden,1-Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi İle, Davalının İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış itirazın kısmen iptali ile takibin 6.696,27 TL asıl alacak üzerinden takip şartlarındaki haliyle aynen devamına, 2-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 3-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine, 4-Davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin zaman aşımı defi taleplerinin ve husumet itirazlarının reddi yönünden yeniden karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalılar vekillerinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜ ile İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/419 Esas – 2021/697 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu kapsamda; 2- Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜNE, Davalıların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile takibin 6.696,27 TL asıl alacak üzerinden takip şartlarındaki haliyle aynen devamına, 3- Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE, 4- Alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin REDDİNE, 5- Davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin zaman aşımı def’i taleplerinin ve husumet itirazlarının REDDİNE, 6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 457,42 TL nispi karar ve ilam harcının peşin yatırılan 101,68 TL’nin mahsubuyla bakiye 355,74 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b-Davacı tarafça yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 101,68 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı olarak toplam 163,88 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 1.511,50 TL masraf olmak üzere toplam 1.675,38 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre 1.332,60 TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 6/c-Davalı … tarafından yapılan 60,00 TL yargılama giderinden red edilen bölüm üzerinden 12,60 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine, 6/d-Davadan önce gidilen arabuluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 1.049,93 TL’sinin davalılardan müteselsilen, 270,07 TL’sinin de davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, bu sebeple bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına, 6/e-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1). maddesine göre kabul edilen bölüm üzerinden 6.696,27 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/f-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1-3). maddesine göre reddedilen bölüm üzerinden 1.722,94 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine, 7- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı taraflarca yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7/b-İstinaf yargılaması için davalılarca ayrı ayrı yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan tahsiliyle ayrı ayrı davalılara verilmesine, 40,00 TL istinaf gideri davalı … Yapı A.Ş. tarafından karşılandığından davacıdan tahsiliyle adı geçen davalıya verilmesine, 7/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 9- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeri düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/07/2023