Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1702 E. 2023/3796 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1702
KARAR NO: 2023/3796
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2021
NUMARASI: 2020/628 Esas – 2021/467Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı borçlu … Genel Müdürlüğü tarafından 12/09/2019 tarihinde Arnavutköy İlçesi, … Mah. … Cad. … üzeri adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gerekli dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkil şirket enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğini tespit edildiğini, meydana gelen hasar ve enerji kesintisinin müvekkil şirket yüklenici şirketi tarafından giderildiği işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıpların müvekkil şirketin maddi zarara sebebiyet verdiğini, davalı/borçlu tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 7.052,82 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiği davalı ödeme emrini aldıktan sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, belirterek davalının icra takibine yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … İnşaat ve Ticaret A.Ş vekili cevap dilekçesinde; Müvekkil şirket aleyhine davacı … A.Ş. tarafından İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile takip başlattığını ve müvekkil şirket tarafından da borca itiraz edildiğini, müvekkil aleyhine de itirazın iptal davası açtığını, davacı dilekçesinde 23/08/2019 tarihinde Arnavuktköy ilçesi … Mah. … Cad. … Fabrikası önü adresinde yapılan çalışma esnasında davalı … Genel Müdürlüğü tarafından gerekli dikkat ve özenin gösterilmemiş olması nedeniyle davacı şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiği ve meydana gelen hasar ve enerji kesintisinin kendileri tarafından giderildiğini bu nedenle de hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kapılar ile maddi zararların oluştuğunu belirttiklerini, müvekkil şirket tarafından davacıya herhangi bir zarar verilmemiş olmakla birlikte dava konusu iddialar mesnetsiz, soyut ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirket devlet kurumlarından ihale ile iş alarak kamu yararına iş yapan saygın bir şirket olduğunu, müvekkil şirketin yapmış olduğu çalışmalarda gerekli tüm izinlerin ilgili kurumlardan alınarak iş yapıldığını, olay tarihinde ilgili adreste hasara uğradığı iddia edilen kabloların Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 58. Maddesinin “Kabloların Döşenmesi” başlıklı b bendi gereğince yönetmeliğe uygun şekilde döşenmediğini, ve gerçekleştiği iddia edilen hasara bunun verdiğinin anlaşıldığını belirterek itirazın iptal davasının reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde: Müteahhit firma ile idare arasında akdedilmiş sözleşmeye göre, işin yapılması sırasında 3. Kişilerin uğradığı zararın müteahhit firmadan kaynaklandığını, idarenin sorumlu olmadığı her türlü hukuki sorumluluğun müteahhit firmaya ait olduğunun kabul edildiğini, dava konusu hasarın gerçekten verildiği kabul edilecek olunsa dahi müvekkil idare ile müteahhit firmalar arasında eser sözleşmesi yapıldığını, işin başından sonuna kadar müteahhit firmanın kendi hesabına ve idareden bağımsız olarak sözleşme konusu işi yapmayı üstlendiğinden iş sırasında verilen zararlardan idarenin sorumlu tutulamayacağını, kaldı ki müteahhit firma ile sözleşmenin Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin ilgili maddeleri gereği işyeri ve çevresinde yeterli güvenlik önlemlerinin alınmaması sebebiyle meydana gelebilecek kazalardan, bu kazaların sebep olacağı can ve mal kaybından ve üçüncü kişilere verilecek her türlü zararlardan yüklenicinin doğrudan sorumlu tutulduğunu, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin Kablolar başlıklı 58. Maddesinin (e) bendine göre kablo tesisleri bulunan kuruluşların bunların yerini tam olarak işaretleyerek belediye ve mülki idare amirliklerine vermesi gerektiğini, davacı idarenin Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğin uygun tesisat yapıp yapmadığını, tespit edilmesi gerektiğini, idare aleyhine davacı şirket tarafından açılan bazı davalarda dinlenen tanıkların tesisatların olması gereken derinlikte olmadığını, tesisatın haritalandırılmadığını, genelde yeterli derinlikte olmadığını aksine yüzeyde olduğunu belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan, mahkememizce verilen kararda dikkate alınmış…1-) Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalıların İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN 4.758,14TL yönünden İPTALİNE, takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2-) Asıl alacağın %20 si olan 951,62TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporuna itirazlarının karşılanmadığını, tüm talepleri yönünden davanın kabulü gerektiğini, mahkeme ilamında yer alan red gerekçesinin hem usule hem de esas ilişkin ciddi eksikler içeriyor olması ve delillerinin tartışılmadan ve değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi sebebiyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, idari yargının görevli olduğunu, idareleri personelinin herhangi bir çalışması olmadığını, zarara sebep olmadıklarından davacının dava ve hukuki menfaatleri olmadığını, Davacı tarafından yapılan tesisat imalat işinin mevzuatına uygun olup olmadığının herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğini, hasar tarihinden itibaren faizin hatalı olduğunu, davanın reddi gerektiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmeden hatalı rapora göre karar oluşturulduğunu, müvekkili şirket kazı çalışmasını yaparken gerekli izinleri aldığını, Kabloların ilgili yönetmeliğe uygun olarak yeterli derinlikte döşenmediğini, tanıklarının dinlenmediğini, keşif yapılması gerektiğini, elektrik sistemlerinin proje ve yapı tekniğine uygun olarak döşenip döşenmediği, hangi kabloların hangi derinlikte döşeneceği hususlarının araştırılmadığını, davanın tümden reddi gerektiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız fiil iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00 TL’ye çıkartılmıştır. Bu durumda, davalıların istinaf talebine konu kabul edilen miktar 4.758,14 TL, davacının istinaf talebine konu reddedilen miktar 2.294.68 TL olup, miktar itibariyle kesin karar olduğundan, verilen karara karşı yasa yolu kapalı bulunmaktadır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf dilekçelerinin İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/06/2021 tarih, 2020/628 Esas – 2021/467 Karar sayılı ilamının miktar itibariyle kesin nitelikte olması sebebiyle 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince ayrı ayrı REDDİNE, 2-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine, harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 3- Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/12/2023