Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/116 E. 2023/3082 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/116
KARAR NO: 2023/3082
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2020
NUMARASI: 2018/1322 Esas – 2020/617 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 03/07/2017 tarihinde Esenyurt İlçesi, … Mah. … Cad. No:… önü adresindeki binanın önünde KPD-PAP 1200/0,4 mm kablonun …’nin yapmış olduğu altyapı kazı çalışmaları sırasında koparılmak ve kırılmak sureti ile hasara uğratıldığını, söz konusu hasar nedeni ile müvekkili şirket personeli tekniker tarafından hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, hasar sebebi ile şirketlerinin zarara uğradığını, davalı tarafın rızaen zararların ödemedikleri için alacaklarının hüküm altına alınmasını teminen dava açmak zorunda kaldıklarının, bu sebeplerle 17.035,45 TL şirket zararının hasar tarihi olan 03/07/2017 tarihinden itibaren kısa vadeli avanslara uygulanan değişebilir oranlarda avans faizinin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Açılan davanın tazminat davası olduğunu, borçlar kanununa göre tazminat sorumluluğunun doğması için tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kasıt, ihmal teseyyüp ya da kusur olması, illiyet bağının bulunması gerektiğini, buna ilişkin olarak müvekkili idarenin olayda kasıt, kusur ve ihmalin söz konusu olmadığını, dava dilekçesine konu kazanın olduğu adreste idareye bağlı çalışanlarının bir çalışmasının olmadığını, bu nedenle hasar bedelinin müvekkilinden talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yokluklarında hazırlanan tutanakları kabul etmediklerini, dava konusu olayın incelenmesi sırasında davacının da kusur durumunun incelenmesinin gerektiğini, kabul etmemekle birlikte talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, ayrıca davacı tarafın faiz istemesinin mümkün olmadığını, haksız ve dayanaksız davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacıya ait kabloların ve kablo hattının davalı idare tarafından yapılan kazı çalışması sırasında hasar gördüğünün dinlenen yeminli tanık anlatımı ile sabit olduğu, hasar maliyeti olarak tamiratı yapan üçüncü şahıs firmaya yapılan ödemenin kadri maruf olduğunun teknik bilirkişi raporu ile anlaşıldığı, her ne kadar davalı tarafça söz konusu çalışmanın kendileri tarafından yapılmadığı ileri sürülmüş ise de dinlenen davacı tanığının çalışmanın … çalışanları tarafından yapıldığını açıkça beyan ettiği, zararın haksız fiilden kaynaklanması nedeni ile tanık dahil her türlü delille ispat edilebilmesinin mümkün olduğu, HMK’nun 200.maddesindeki miktar yönündeki sınırlamanın somut olayda uygulanabilirliği bulunmadığı, dolayısıyla gerek yeminli tanık anlatımı gerek tutulan tutanaklar ve gerekse davalı tarafça yapılan diğer bir çok çalışma sonucunda uğranılan zarralardan dolayı bir çok dava görülmesi nedeni ile davalının bu savunmasına itibar edilemeyeceği, aynı yerde alt yapısı bulunan davacı firma ve diğer kuruluşlara bilgi verilmeden ve önlem alınmadan kazı çalışması yapılmasından ve bu çalışma esnasında davacının zarar görmesinden dolayı illiyet bağının ve davalının kusurunun bulunduğu, bu doğrultuda davacının tazminat isteminde haklı olduğu, her iki tarafın da tacir olması sıfatını haiz olması ve meydana gelen zararın davacının ticari alanı çerçevesinde meydana gelmesi nedeni ile ticari faiz talebinin yerinde olduğu, yine haksız fiil hukukunun genel ilkeleri doğrultusunda haksız fiil tarihinden itibaren faiz istenebileceği kanaatine varılarak … Davanın KABULÜ ile, 17.035,45 TL tazminatın olay tarihi olan 03/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı … Genel Müdürlüğü vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … genel müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde; Cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, meydana gelen zararda müvekkil İdarenin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını,
eldeki davada tazminatın koşullarının oluşmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, işçilik giderleri ve araç giderlerinin zarar kapsamına sokulamayacağını, hükmedilen tazminata, hasar tarihinden itibaren faiz işletilmesi ve yasal faiz yerine avans faizine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Davacı telekominikasyon şirketine ait kablolara davalı tarafça yapılan kazı çalışmaları sırasında zarar verilmesi iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır. Dosya kapsamından; dava konusu yerde davalı …’nin kazı işi yaptırdığı, davaya konu hasarın meydana geldiği tarihler, hasarın mahiyeti ve yeri dikkate alındığında davalının hasar meydana gelen sahada kazı çalışması yaptığı, davalı dışında başkaları tarafından kazı çalışması yapıldığının ileri sürülmediği, ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını ispat etiği, davalı tarafın kusurlu eylemiyle zarara sebebiyet verdiği ve dava konusu olayda tazminat şartlarının oluştuğu anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, Davacı kurumun özel hukuk tüzel kişisi olduğu, zararın davacı Telekom işçileri tarafından giderilmediği, hasarın başka firmaya bedeli mukabilinde yaptırıldığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Tarafların tacir olması ve eylemin ticari işletmeyle ilgili hususlardan doğmuş olması karşısında ticari (avans) faizi yürütülmesi hukuka uygun olup davalı İSKİ vekilinin bu yöne değinen istinafı yerinde değildir. (Yargıtay 4. HD’ nin 2014/248 E. – 2693 K. ve 2016/222 E. – 3278 K. Sayılı emsal ilamları) Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Taraflarca talep edilmesi halinde bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Bu duruma göre İlk Derece Mahkemesince faiz başlangıç tarihi olarak haksız fiil tarihinin esas alınması usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 02/11/2020 tarih, 2018/1322 Esas ve 2020/617 Karar sayılı kararına yönelik davalı İSKİ vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.163,69 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 59,30 TL ve 290,84 TL harcın mahsubuyla bakiye 813,55 TL harcın davalı …’den tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2023