Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1119 E. 2023/3427 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1119
KARAR NO: 2023/3427
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2021
NUMARASI: 2021/91 Esas – 2021/935 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Sebebiyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Fatih İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:.. Önü adresinde yapılan çalışma, 20.12.2019 tarihinde Zeytinburnu İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:.. adresinde yapılan çalışma, 22.01.2020 tarihinde Zeytinburnu İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:.. adreslerinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmediğini, bu sebeple müvekkili şirketinin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini ve söz konusu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıplar müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, bu sebeple davalılar tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine, davalılar aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 8.506,14 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapılmış beyan ederek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek, davalıların itirazının iptaline ve hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş ve … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; Açılan davanın ve yapılan tüm taleplerin haksız ve kötüniyetli bir dava olduğundan, hem usulen hem de esasen reddi gerektiğini, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacının alacak iddialarını müvekkili şirkete yöneltilemeyeceğini, teknik olarak söz konusu alacak talebinin kabulü mümkün olmadığını, günlük yapılan rutin ve/veya planlı bakım onarım kazı çalışmalarının çoğunda diğer alt yapı kuruluşlarına ait, alt yapı tesislerine rastlanıldığını, alt yapı tesislerinin şartnamesine uygun döşetilmediği birçok durumda alt yapı tesislerine kazı çalışması sırasında kazı ekiplerimizce hasar verilmekte ve sonrasında ilgili alt yapı kuruluşunca bu hasarlar tutanak haline getirenler oluşan hasar ve ceza bedelinin ödenmesine yönelik müvekkili şirkete karşı hukuki süreç başlatıldığını, alt yapı konusunda gayri nizami ve gayri fenni altyapı sistemine sahip olan … A.Ş. nin hatları kazı çalışmalarının çoğunda hasara uğradığını, bu hasarlanmaların büyük çoğunluğu alt yapı hatlarının fen ve sanat kaidelerine, teknik şartnamelere uygun olarak döşenmemesi, gerekli ikaz ve uyarı önlemlerinin alınmamasından kaynaklandığını, su, doğalgaz, kanalizasyon, yağmursuyu, elektrik, telekomünikasyon vb. birçok alt yapı ile kazı çalışmaları esnasında karşılaşılmakta olduğunu, yapının çeşitliliğinin artmış olması alt yapıya sahip kamu kurum kuruluşları ile tüzel kişiliklerin alt yapılarını fen sanat kaidelerine uygun hale getirmesi yönündeki gerekliliği arttırmakta olduğunu, oluşan kazı ve altyapı hasarı istatistiğinde elektrik altyapısı hasarı en başta geldiğini ve bunun da altyapının gayri fenni bir şekilde döşenmiş işletilmekte olmasından kaynaklandığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Davanın hak kaybı oluşmaması açısından zamanaşımı ve hak düşürücü süre sebebiyle reddi gerektiğini, davalı kurumun dava konusu zararlardan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, söz konusu hasarın müteahhit firma ile davalı kurum arasındaki sözleşmenin yapım işleri genel şartnamesi ilgili maddeleri gereği üçüncü kişilere verilecek her türlü zararlardan yüklenici firmaların sorumlu olduklarını, gerçekleştiği yerde herhangi bir üçüncü kişi tarafından herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığının belirlenmediğini, diğer davalıların ya da dava dışı üçüncü kişilerin sorumlu olduklarının anlaşılması durumunda davalı kurumun sorumlu tutulamayacağını, davacının davalı ile ilişkisini ispat etmek zorunda olduğunu ve davalı idarenin üçüncü kişilerin eylem ve işlemleri sebebiyle davacıya verdiği zarardan sorumlu olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacının ispata yarar somut hiçbir delil ve belge sunmadığını, davacının söz konusu hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğu ve yasanın emredici hükmüne rağmen mevcut tesisatın yasada belirlenen şekilde döşemediğini, zaman zaman tesisatlarına zarar verilmesine kendi eylem ve kusuru ile sebebiyet verdiğini, davacının elektrik kablo döşeme işinin mevzuata uygun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davanın reddini yargılama ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Diğer davalı … Genel Müdürlüğü ise, davalıların yüklenici olduğu alt yapı işinin ihale edeni, dolayısıyla asıl işveren konumunda olup meydana gelen zararın gerçekleşmesine sebep olan sözleşmesel ilişkinin tarafı konumundadır. Bu sebeple meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunmaktadır. Tüm bu açıklamalar ışığında; Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporundan; Davanın kısmen kabulü ile; davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi ile takibin toplam 556,66 TL üzerinden ve asıl alacağa işleyecek yasal faiz ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi ile takibin toplam 749,72 TL üzerinden ve asıl alacağa işleyecek yasal faiz ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi ile takibin toplam 471,61 TL üzerinden ve asıl alacağa işleyecek yasal faiz ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, takip konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine…1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; a-Davalıların İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi ile takibin toplam 556,66 TL üzerinden ve asıl alacağa işleyecek yasal faiz ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Takip konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, b-Davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi ile takibin toplam 749,72 TL üzerinden ve asıl alacağa işleyecek yasal faiz ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Takip konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, c-Davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi ile takibin toplam 471,61 TL üzerinden ve asıl alacağa işleyecek yasal faiz ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Takip konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, 2-Kötüniyet tazminatı taleplerinin yasal şartlar oluşmadığından REDDİNE, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı ve davalı … vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Zararın oluşumunda kusurları olmadığını, itirazlarının bilirkişi raporunda karşılanmadığını, tüm talepleri yönünden davanın kabulünün gerektiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekilince istinaf dilekçesinde; Zararın oluşumunda kusurları olmadığını, bilirkişi raporunda hesaplamaların yanlış olduğunu, kusurlarının olmadığının tespit edildiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.ek yapılmıştır. Dava; Haksız eylemden kaynaklanan alacağın tahsili için itirazının iptali davasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın 110. maddesi gereğince davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır. Davacının, aynı davalıya karşı olan birbirbirinden bağımsız birden fazla talebini, aralarında bir derecelendirme ilişkisi yani aslilik – fer’ilik ilişkisi kurmadan aynı dava dilekçesinde, ileri sürmesine davaların yığılması denir. Buna göre eldeki davada, objektif dava yığılması mevcuttur. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00 TL’ye çıkartılmıştır. Bu durumda, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında toplam 3.262,19 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında toplam 2.470,03 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında toplam 2.773,92TL üzerinden icra takibi yapıldığı, Bu durumda, davacı vekilinin istinaf talebine konu olan kabul ve redde ilişkin bulunan tutarlar, miktar itibariyle kesin olup karara karşı yasa yolu kapalı bulunmaktadır. Buna göre maddi tazminat talebine ilişkin hükmün, ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığı, maddi tazminat yönünden ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu, dolayısıyla istinaf edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacı ve davalı … vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2021 tarih, 2021/91 Esas 2021/935 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekili ve davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf dilekçelerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1 b. maddeleri gereğince ayrı ayrı REDDİNE, 2- İstinafa başvuran taraflarca peşin yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine, 3-İstinafa başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/11/2023