Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/109 E. 2023/1948 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/109
KARAR NO: 2023/1948
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2018/1308 Esas – 2019/1118 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçisende; 23.07.2017 tarihinde Esenyurt ilçesi … Mh. … Sokak üzeri adresinde bulunan kabloların müteahhitliğini …’nin yaptığı altyapı kazı çalışmaları esnasında koparılmak ve kırılmak suretiyle hasara uğratıldığını, söz konu hasarlar sebebiyle müvekkil Şirket çalışanı … tarafından Hasar Tespit Tutanağı düzenlendiğini belirterek 8.020,31 TL şirket zararının hasar tarihi 23.07.2017 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, vekalet ücreti ve mahkeme masraflarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu olayda müvekkili idarenin ne olayın sorumlusu ne de kanun gereği tazminatın borçlusu olmadığını, tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara sebep olayda kasıt, ihmal, teseyyüp ya da kusurunun olması; tazminat talep edilen ile hasar arasında bir illiyet bağının bulunması gerektiğini, müvekkili idarenin olayda kastı, kusuru ve ihmalinin bulunmadığını, müvekkili idare birimlerinden Atıksu İnşaat Daire Başkanlığı, Abone İşleri Avrupa 2. Bölge Dairesi Başkanlığı Esenyurt Şube Müdürlüğü, Kanalizasyon Daire Başkanlığı ve Su İnşaat Daire Başkanlığı ile yapmış olduğu yazışmalar ve şifahi görüşmeler neticesi, hasarın meydana geldiği adreste müvekkili idarenin ve müvekkili idarenin müteahhitlerinin her hangi bir çalışma yapmadığına dair bilgi verildiğini, bu sebeple, meydana gelen zararda müvekkili idarenin hiçbir sorumluluğunun olmadığını, davacının olay ile ilgili tuttuğu tutanakların yokluklarında düzenlendiğini bu sebeple kabul etmediklerini, davacının kusur durumunun da araştırılması gerektiğini, davacının hasar tarihinden itibaren faiz istemesiısı mümkün olmadığını, çünkü faiz istenebilmesi için müvekkil idarenin temerrüde düşürülmesinin şart olduğunu, müvekkili idarenin temerrüde düşürülmediğini belirterek işbu davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…İş bu dava, haksız fiil sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Uyuşmazlık, davacının maddi zararına sebebiyet veren hasarın davalı tarafça meydana getirilip getirilmediği, eğer öyle ise gerçek zarar miktarı ve davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir.Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına İBB’ye müzekkere yazıldığı, cevabi yazı gereğince kazı tarihi itibariyle davalı … Genel Müdürlüğüne hasarın meydana geldiği bölgede kazı izni verilmediği bilgisi verilmiştir.
Hasar Tutanağında ismi bulunan … tutanak münzii olarak tanık sıfatıyla ifadesine başvurulmuş ve olay yerine sistem hata verdikten sonra gittiğini, hasarın nasıl ve kimler tarafından verildiğini görmediğini beyan etmiştir.Gerçek zararın tespiti açısından dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve hasar tarihi itibariyle gerçek zararın 8.020,31 TL olduğu tespit edilmiştir.Bu açıklamalar ışığında; davalı …’nin söz konusu bölgede çalışma yapmadığına ilişkin savunması, tanığın hasarın nasıl ve kim tarafından verildiğini görmemiş olması, İBB tarafından söz konusu bölgede …’ye kazı izni verilmemiş olması ve davacı tarafından hasarın davalı tarafından meydana getirildiğine ilişkin tek taraflı tutulan tutanak dışında başkaca delil sunulmamış olması gibi sebeplerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde söz konusu hasarın davalı tarafça meydana getirildiğinin ispatlanamaması sebebiyle davanın reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Tutanak mümzisi tekniker tanık …’in, 28/06/2019 Tarihli 2 nolu celsede huzurda yeminli ifade verdiğini, İSKİ’nin hasar tarihi ve adresinde herhangi bir çalışmanın olmadığını ifade etmesinin lehlerine olduğundan kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız fiil sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir. TBK.m.49 gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Madde 50 gereğince zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir.Davaya konu uyuşmazlık ile ilgili tutanak mümzinin beyanının alınmasına ancak, hasar tespit tutanaklarının aksinin davacı tarafça ispatlanamamasına göre ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi doğru olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmektedir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2019 tarih, 2018/1308 Esas – 2019/1118 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubuyla bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/06/2023