Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/922 E. 2023/98 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/922
KARAR NO: 2023/98
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2017/1342 Esas – 2020/734 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Maddi Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin dava konusu taşınmazda kiracı olarak ikamet etmekte olduğunu, davalıların müvekkilinin kiracı olarak ikamet etmiş olduğu adresteki binanın arka bahçesinde baz istasyonları bulunduğunu, 24/09/2015 tarihinde davalılara ait baz istasyonlarının elektrik bağlantı kablolarında oluşan arıza nedeniyle meydana gelen ısınmanın kablo izolelerini tutuşturmasıyla çıkan yangın sonucunda müvekkilinin işyerinde bulunan eşyaların hasara uğrayarak kullanılamaz hale geldiğini, yangın sebebiyle işyerinde uğramış olduğu hasarların tespitini İstanbul Anadolu 18. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/125 D. İş sayılı dosyası ile yaptırdığını, müvekkilinin bu yangın sebebiyle işyerindeki tüm malzemeleri ve ekipmanları hasara uğrayarak kullanılamaz hale gelmesi neticesinde iki ay boyunca iş yapamadığını, bu sebeple kazanç kaybına da uğradığını, bu sebeplerle yargılama sonucunda müvekkilinin zararı tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 10.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği 24/09/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili dilekçesinde; Davaya konu yangının meydana geldiği taşınmazın sahipleri olan dava dışı … ve … tarafından, taşınmazlarında meydana gelen hasarın tespiti ve giderimi talepli davanın İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1162 esas sayılı dosyası ile ikame edildiğini, davanın hali hazırda ön inceleme aşamasının tamamlanmış olduğunu, işbu dosyada da davaya konu yangına ilişkin kusur tespiti yapılacak olması ve buradan elde edilecek sonucun işbu davanın da akıbetini etkileyecek olması sebebiyle söz konusu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili dilekçesinde; Davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili dilekçesinde; Davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, dosya kapsamında alınan bilirkişi ve ek bilirkişi heyet raporları, itfaiye yangın raporu dikkate alındığında dava konusu yangına davalı … A.Ş.’ye (… A.Ş.) ait anten tesisatı ile ilgili güç kablolarının sebep olduğu, dosyaya konu yangının ortaya çıkmasında davalı … şirketinin kusurunun yanında, yangın sonrası yanlış ve yanıcı malzeme seçimi nedeniyle yangının hızlanmasına ve artmasına sebep olan dava dışı bina maliklerinin de kusurlu olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiştir. Anılan sebeplerle davacı tarafça talep edilen hasar bedelinin (yangın sebebiyle oluşan zarar bedelinin) kabulü ile; 26.397,60 TL’nin olay tarihi olan 24/09/2015 tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den ( … A.Ş.) tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında herhangi bir kusuru olmayan (kusurlu olduğu ispat edilemeyen) davalılar … A.Ş. ve … A.Ş hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.Davacı, dava dilekçesi ile meydana gelen yangın sebebiyle davacı şirketin çalışamaması sebebiyle kazanç kaybına uğradığını, uğramış olduğu kazanç kaybının da davalılardan tahsilini talep etmiş ise de; 05/10/2020 tarihli ek bilirkişi heyet raporu dikkate alındığında 2013-2016 yıllarında ticari kazanç elde edemediği, şirketin bu dönemde zarar ettiği açıkça tespit edildiğinden, davacının kazanç kaybı talebinin reddine karar verilmiştir. Davanın KISMEN KABULÜNE, 1-Davacı tarafça talep edilen hasar bedelinin (yangın sebebiyle oluşan zarar bedelinin) kabulü ile; 26.397,60 TL’nin olay tarihi olan 24/09/2015 tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den ( … A.Ş.) tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davalılar … A.Ş. Ve … A.Ş hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle REDDİNE, 3-Davacının kazanç kaybına yönelik maddi tazminat talebinin REDDİNE” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı … A.Ş. vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; Cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla yangının müvekkili şirkete ait baz istasyonundan çıkmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, yangının meydana gelmesinde müvekkili şirketin %80 asli kusurlu olduğu yönündeki hüküm gözardı edilerek hasar bedelinin tamamının müvekkili şirkete yüklendiğini,somut olayda üçüncü kişilerin de kusurları olmasına rağmen ayrıca Yerel Mahkeme de bu kanaatte iken müvekkili Şirkete herhangi bir indirim yapılmadan bütün hasardan müvekkili Şirketin sorumlu tutulmasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu,6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 52. Maddesi uyarınca müvekkili lehine tazminattan indirim yapılması gerektiğini beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, davacı tarafından, davalının kusurlu davranışları sebebiyle uğradığı zararların tazmini talepli maddi tazminat istemine ilişkindir.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 52. maddesi;”Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükmünü havi olup dava konusu yangının meydana gelmesinde davacının herhangi bir kusuru bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf istemi yerinde değildir.Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Aynı Kanun’un 163. maddesinde ise; “Alacaklı borcun tamamının veya bir kısmının ifasını dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder.” Müteselsil sorumluluk; zarar görene, diğer borç ilişkilerine oranla zarar verenler karşısında güçlü ve ayrıcalıklı bir durum sağlar. Buna göre, zarar gören tazminatın tamamını, dilediği takdirde zarar verenlerin tamamından talep edebileceği gibi, bir kısmından veya sadece birinden de talep edebileceğinden davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf istemi yerinde değildir. İlk Derece Mahkemesince yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen alanında uzman bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen bilirkişi raporlarının dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesine ve denetime elverişli olmasına, uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur tespiti ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1342 Esas ve 2020/734 Karar sayılı kararına yönelik davalı … A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.803,22 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 59,30 TL ve 391,05 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 450,35 TL’nin mahsubuyla bakiye 1.352,87 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı … A.Ş.’nce istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/01/2023