Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2995 E. 2023/2695 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2995
KARAR NO: 2023/2695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2021
NUMARASI: 2020/585 Esas – 2021/857 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketin müdürlük hizmet sahasında 17.01.2018 günü … ilçesi, … Mah. … sok. üzeri adresinde Davacı şirkete ait … AP 300*0.5 mm kablosu davalı tarafından yapılan kazı çalışması sırasında davacı şirkete ait kablo ve güzergaha hasar verildiği, hasar nedeniyle şirket elemanlarınca hasarın tespit edildiği, hasar keşif tutarı formu ve malzeme-işçilik cetveli düzenlendiği, kurumsal hizmet niteliğinde olan iletişimin aksamaması adına, ivedilikle müteahhit firma tarafından zararın giderildiği, davacının uğramış olduğu zararın tahsili için Büyükçekmece … İcra müdürlüğü … E. Numarasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının işbu takibe itiraz ettiğini, haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.İlk Derece Mahkemesince; “… Dosyada tanık dinlendiği, davacının delillerini sunduğu, İstanbul Belediyesine yazı yazıldığı, elektronik mühendisi bilirkişisi …dan rapor alındığı, raporun denetime ve hükme elverişli olduğu, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine itirazın, alacak talebinin haksız fiilden kaynaklanması, haksız fiilin meydana geldiği yerinde yetkili olması sebebiyle yerinde görülmediği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nın mahkememize verdiği yazı cevabında kazı işlem tarihlerinin 08.01.2018-14.01.2018 tarihleri arasında gösterildiği, davacının uyaptan sunduğu fotoğrafta …’ye ilişkin işaretin olduğunun görüldüğü, bu nedenle haksız fiile konu zararın davalıdan kaynaklı olduğunun değerlendirildiği, bilirkişi raporunun denetime ve hükme elverişli olduğu, zararın ve talep edilebilecek faizin hesaplandığı, faizin Emsal Yargıtay 3 HD’nin ESAS NO: 2018/4234, KARAR NO: 2018/8853 ilamlarında da belirtildiği üzere yasal faiz olması gerektiği, davacının davalıdan olay tarihi olan 17.01.2018 tarihinden takip tarihi olan 08.01.2020 tarihine kadar olan 721 gün üzerinden %9 yasal faiz oranı üzerinden (12.191,22 TL*721*9/36500: 2.167,36 TL) faiz talebinde bulunabileceği, mahkememizce sehven bu miktar üzerinden faiz talebinin kabul edilmesi gerekirken raporda hesaplanan daha yüksek orandaki faiz oranı üzerinden hesaplanan faize hükmedildiği, davalı İski’nin husumet itirazının kazı izninin …’ye verilmesi ve İski’nin aralarında akti ilişki bulunan müteahhid firmaya dava açma hususunda muhtariyetinin bulunması sebebiyle yerinde görülmediği, açıklanan nedenlerle …1-Açılan itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile Davalın Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 12.191,22 TL asıl alacak, 4.045,75TL işlemiş faiz üzerinden devamına, devamına karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz oranının uygulanmasına 2-Alacak talebinin yargılamayı gerektirmesi sebebiyle likit olmadığı bu nedenle İİK’nun 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluşmadığından bu talebin reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı … vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Hasara sebep olan çalışmanın müvekkili idare tarafından yapıldığına dair bilirkişi raporunda bir tespite dahi yer verilmediğini, arızanın gerçekleştiği yerde idarenin yüklenici firması olan …. San. ve Tic.. AŞ ve … ortaklığı tarafından İçmesuyu ve atık su yapım ve onarım işi kapsamında iki baca arası kazı çalışması yapıldığını, idarenin firmalar üzerinde TBK. Madde 66 kapsamında gözetim ve denetim sorumluluğu olmadığından müvekkilinin sorumluluğunun doğmayacağını beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız fiil iddiasına dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. TBK.m.49 uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Madde 50 uyarınca zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur.Yine ispat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Dosyada mevcut delil durumuna göre, ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını ispat etiği, davalının kusurlu eylemiyle zarara sebebiyet verdiği ve dava konusu olayda tazminat şartlarının oluştuğu anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir.Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/1598 E – 2019/5590 K sayılı ilamı ve aynı mahiyette bir çok ilamında belirtildiği üzere; adam çalıştıranın sorumluluğu olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 66. maddesinde; ”Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre; adam çalıştıran ile zarar veren kimse arasında bir çalıştırma ilişkisi bulunması halinde TBK’nun 66.maddesi uyarınca sorumluluk söz konusu olacaktır. Bilindiği gibi adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu değil, olağan sebep sorumluluğudur. Burada yasa adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklenmiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisinin kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir.Adam çalışanın sorumluluğunu düzenleyen TBK madde 66 düzenlemesinin lafzından da anlaşılacağı üzere çalışan kendisine verilen işin yürütülmesi sırasında, 3.kişilere verdiği zararlardan, istihdam eden kusursuz olarak sorumludur. Dosya kapsamından; Davalı ile dava dışı yüklenici şirket arasında, TBK’nın 66. maddesi anlamında adam çalıştıran ilişkisi olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne değinen istinafı yerinde değildir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/585 Esas ve 2021/857 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.109,47 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 59,30 TL ve 208,19 TL’nin mahsubuyla bakiye 841,65 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/10/2023