Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2959
KARAR NO: 2023/2691
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2021
NUMARASI: 2014/1517 Esas – 2021/908 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile …, … Mahallesi, …. Sokak, No: …’de bulunan ve tapunun … pafta, … ada, … parsel sayısında kayıtlı olan … arsa sahipleri arasında Kadıköy … Noterliği’nde yapılan 17.04.2013 tarih ve … sayılı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ile söz konusu yerde bulunan binanın yıkılarak yerine yeni yapılması konusunda anlaştıklarını, 17/04/2014 tarihinde yapı ruhsatının alındığını ve hafriyat çalışmalarına başlanıldığını, 20/06/2014 tarihinde şiddetli yağmur sonucu …’ye ait delik beton büzün ortaya çıktığını, büzün su debisini karşılamaya yetmemesi ve kırık ve delik olması nedeniyle hafriyat alanının su ile dolduğunu, 23/06/2014 tarihinde …’ye başvuruda bulunulduğunu, ancak cevap verilmediğini, müvekkilince suyun hafriyat alanından çıkarıldığını, akmayı önlemek için delik künkün önüne beton istinat duvarı çekildiğini, 19/07/2014 tarihinde şiddetli yağmur nedeniyle künkün patladığını, istinat duvarının yıkıldığını ve hafriyat çukurunun su ile dolduğunu, … haber verildiğini, ancak işlem yapılmadığını, gerekli önlemlerin alındığını, İstanbul Anadolu 18. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/71 D. İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, tespit raporu ile müvekkilinin zararının tespit edildiğini belirterek; 185.822,00 TL’nin olay tarihi olan 19/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu uyuşmazlığın idari yargıda görülmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olduğu alt yapı ve tesislerde herhangi bir arıza tespit edilmediğini, yapan sel sularının hasara sebebiyet verdiğini, yağmur suyu toplaması ve tahliyesinin ilgili belediyenin sorumluluğunda olduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranmayıp oluşabilecek tehlikeleri bertaraf edecek nitelikte yeterli kazı güvenlik önlemlerini almadığını, hasarın meydana geldiği tarihte sel hareketinin meydana geldiğini, olayın tabii afet olması nedeniyle illiyet bağının kesildiğini, talep olunan tazminat miktarının fahiş olduğunu, davada delil olarak gösterilen Değişik İş dosyasının delil tespitine ilişkin bilirkişi incelemesi davalının gıyabında yapıldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…davalı yanın meydana gelen zarardan haksız fiil hükümlerine göre hasar tarihi itibariyle sorumlu olduğu kanaatine varılmakla, Yasa ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda, bu gerekçe ile davanın kısmen kabulüne ….131.598,90 TL nin hasar tarihi olan 19/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Aşan istemin reddine, Davacını tespit dosyasında yapılan masraflara ilişkin talebinini yargılama giderleri arasında değerlendirilmesine,…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davaya konu edilen zararın ortaya çıkmasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin 23.06.2014 tarihinde davalıya başvurmuşsa da bu hususa ilişkin olarak davalı tarafından hiçbir önlem alınmadığını beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kusurun davacıda olduğunu, mahkemece alınan bilirkişi raporları ve toplanan delillerin müvekkilini sorumlu tutmak bakımından noksan kaldığını, eldeki davada tazminat koşullarının oluşmadığını beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Davacı tarafından, davalının kusurlu davranışları nedeniyle uğradığı zararların tazmini talepli maddi tazminat istemine ilişkindir.Yerel mahkeme dosyasında mevcut … Abone İşleri Asya Bölgesi Daire Başkanlığı’nın Kanalizasyon Dairesi Bölge Başkanlığı’na yazdığı … sayılı yazısında “… ada … parseldeki inşaatın hemen yanından geçen 700 mm’lik hattın birleşik sistem, karışık sistem hat olduğu dolayısıyla bu hattı her ne kadar … yapmadı ise de karışık sistem hattın bakım ve onarımının …’ye ait olduğu dolayısıyla bu hattın kendi sistemlerinde kayıtlı olmadığı, … Caddesinin atık su ve yağmur suyunun da buraya bağlı olduğu”nun belirtilmesine, İlk Derece Mahkemesince alanında uzman bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 28/09/2018 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesine ve denetime elverişli olmasına, işbu raporun dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermeye yeter nitelikte inceleme ve değerlendirmeyi haiz olmasına, uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplama ve kusur tespitinin hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine göre taraf vekillerinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1517 Esas ve 2021/908 Karar sayılı kararına yönelik taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 926,00 TL’den mahsubuyla fazla yatırılan 656,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.989,52 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 2.247,38 TL’nin mahsubuyla bakiye 6.742,14 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,7-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/10/2023