Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/288 E. 2022/2342 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/288
KARAR NO: 2022/2342
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2019
NUMARASI: 2018/1319 Esas – 2019/1220 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 29.08.2017 tarihinde, Küçükçekmece İlçesi … Mahallesi … Caddesi ile … Sokak kesişimi adresinde müvekkiline ait RP Kablo ve KPD-PAP 1800/0.4 mm kablonun müteahhitliğini davalı …’nin yapmış olduğu altyapı kazı çalışmaları esnasında kopartılmak ve kırılmak sureti ile hasara uğratıldığını, söz konu hasarlar nedeniyle müvekkil çalışanı (Tekniker) … tarafından Hasar Tespit Tutanağı düzenlendiğini, olaya ilişkin, Hasar Keşif Tutarı Formu (Malzemeler ve İşçilik Giderleri ayrı ayrı hesaplanarak), e-fatura, Hasar Tespit Tutanağı, Günlük Şantiye Defteri, Şematik, Saha Tutanağı ile şirketi Üst Yazılarının dilekçe ekinde sunulduğunu, hasarlar sebebiyle müvekkili şirketin zarara uğramış olduğunu belirterek 11.262,19-TL şirket zararının hasar tarihi olan 29.08.2017 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan değişebilir oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yapılan adreste müvekkil idare elemanlarınca değil dava dışı İdare müteahhitlerinden … Tic. A.Ş‘nin çalışması olduğunu, hasarın meydana gelmesinde müvekkili idarenin değil, dava dışı … Tic. A.Ş.’nin kusurunun olduğunu, kaldı ki ilgili müteahhit tarafından gerçekleştirilen çalışmaların sigorta kapsamında olması nedeniyle müvekkili idareye husumetin yönlendirilmesinin doğru olmadığını, bu yüzden davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, haksız fiil koşullarının oluşmadığını, düzenlenen hasar tesbit tutanağı tek taraflı olarak hazırlanmış olup, kabul edilebilmesi mümkün olmadığını, zira dava hasar alacağından kaynaklanan maddi tazminat davası olması nedeniyle yasanın öngördüğü faiz yasal faiz olduğunu, açıklanan nedenlerle, davanın öncelikle, müvekkili idarenin söz konusu hasar ile doğrudan veya dolaylı olarak bir ilgisinin bulunmaması hasebiyle husumet yönünden, davacı vekilinin müvekkili idarenin doğrudan veya dolaylı olarak sebep olmadığı bir hasarın bedelini talep edemeyeceği hasebiyle esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… davacıya ait kabloların ve kablo hattının davalı idare tarafından yüklenici firmaya verilen alt yapı çalışmaları sırasında hasar gördüğü, bu hasarın davacı tarafça 3.şahıs bir firmaya ücreti mukabilinde gidertildiği, ödenen ücretin o günkü piyasa koşulları için makul olduğu, davalı idarenin yapılan alt yapı çalışmalarını inkar etmeyip bu çalışmaların kendileri tarafından sözleşmeyle yüklenici firmaya verilmesi nedeni ile yüklenici firma tarafından yapıldığını belirttiği, bu konudaki sözleşmedeki sorumluk hükümlerinin sözleşmelerdin nispiliği ilkesi uyarınca sözleşmeye yabancı olan 3.kişi durumunda bulunan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu doğrultuda davacının tazminat isteminde haklı olduğu, her iki tarafın da tacir sıfatını haiz olması ve meydana gelen zararın davacının ticari alanı çerçevesinde meydana gelmesi nedeni ile ticari faiz talebinin yerinde olduğu, yine haksız fiil hukukunun genel ilkeleri doğrultusunda haksız fiil tarihinden itibaren faiz istenebileceği kanaatine varılarak davanın kabulüne …11.262,19-TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 29/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı … vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Dava dışı şirketle müvekkili idare arasında yapılan sözleşmenin “istisna (eser) sözleşmesi” olduğunu, istisna sözleşmesinde işverenle çalıştırılan kişi arasında tabiyet ilişkisi bulunmadığından, iş sahibi olan müteahhidin haksız eyleminden ileri gelen zararlardan iş sahibinin BK’nun 55. maddesi uyarınca sorumlu tutulamayacağını, idarenin temerrüdü söz konusu olmadığından, ancak dava tarihinden sonrası için faize hükmedilmesi gerektiğini, dava haksız fiile dayalı olarak açıldığından ve müvekkil idare Kamu Kurumu olduğundan, yerleşik yargıtay içtihatlarına göre ancak yasal faize hükmedilmesi gerektiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız fiil nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı … Genel Müdürlüğü ile diğer davalı arasında, imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca TBK’nın 66. maddesi anlamında adam çalıştıran ilişkisi vardır. Davalılar arasında yapılan sözleşmede, işin yapımı sırasında verilecek zararlardan …’nin sorumlu olmadığı belirtilse dahi, sözleşme hükümlerinin taraflar arasında geçerli olacağı ve 3. kişi olan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu hali ile davalı … Genel Müdürlüğünün de diğer davalı ile birlikte zarardan müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf istemi yerinde değildir. Haksız fiile dayalı olarak açılan davalarda faiz başlangıç tarihinin haksız fiilin gerçekleştiği tarih olduğu ve İlk Derece Mahkemesince de bu yönde karar verildiği anlaşılmakla davalı … vekilinin bu yöne değinen istinaf istemi yerinde değildir. Tarafların tacir olması ve eylemin ticari işletmeyle ilgili hususlardan doğmuş olması karşısında ticari (avans) faizi yürütülmesi hukuka uygun olup davalı … vekilinin bu yöne değinen istinafı yerinde değildir. (Yargıtay 4. HD’ nin 2014/248 E. – 2693 K. ve 2016/222 E. – 3278 K. Sayılı emsal ilamları) Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf istemlerinin HMK’ nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/1319 Esas – 2019/1220 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davalı vekilinin istinaf isteminin HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 769,32-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL maktu ve 137,93-TL nispi harcın mahsubu ile kalan 576,99-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/10/2022