Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2698 E. 2023/2296 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2698
KARAR NO: 2023/2296
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2020
NUMARASI: 2017/90 Esas – 2020/364 Karar
DAVANIN KONUSU: Haksız Fiil Sebebiyle Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; İş makinesi tesciline sahip … plaka numaralı ekskavatörün dava dışı … A.O.’na ait olduğunu, söz konusu makinanın 05.09.2013 tarihinde dava dışı … A.O.’dan 3 yıllığına kiralandığını, daha sonra davalı şirkete ait … ve HES inşaat işini dava dışı … ve … adi ortaklığı yüklenici sıfatı ile üstlendiği işi yapmakta iken iş makinesi adi ortaklık tarafından kiralanmak üzere şantiyeye gönderildiğini, ancak kira sözleşmesi yapılmadan yapım sözleşmesinin 22.03.2016 tarihinde feshedildiğini, şantiyede kalan makineyi davalı firmanın çalıştırmaya devam ettiğini, davalının makineyi hiçbir bedel ödemeden 22.03.2016 tarihinden itibaren çalıştırmaya devam ettiğini, makinenin iadesi için davalıya 20.05.2016 tarihinde ihtarname gönderdiğini, davalının 25.05.2016 tarihinde verdiği cevapta makinenin kendilerinde olduğunu ve kira bedelini adi orataklığa ödediğini ifade ettiğini, ihtarnameden aylar sonra 24.09.2016 tarihinde tespite konu iş makinesinin müvekkili şirket tarafından teslim alındığını, makinenin davalı tarafından kullanılırken müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını, dava konusu iş makinesinde olduğu gibi makinelerin günlük çalıştırıldığını ve kazacının yüksek olduğunu, makine teslim alındığında müvekkili şirket çalışanları tarafından yapılan kontrollerde makinenin yürüyüş ve motor kısmında, yükleme borularında ve kova bağlantı yerlerinde arızaların görüldüğünü, bunun üzerin Sulh Hukuk Mahkemesi kanalıyla tespit yaptırıldığını, bilirkişi tarafından araçta meydana gelen hasar ve değer tespiti yapıldığını, bütün bu sebeplerle, fazlaya ilişkin her türlü haklan saklı tutarak yargılama sırasında belirlenecek miktar üzerinden dava değerini belirlemek üzere 1.000,00 TL iş makinesini kullanmaktan yosun kalma bedelinin davalının elinde bulunduğu tarihten itibaren, makineye verilen zarar sebebiyle 1.000,00 TL’nin zarar verme tarihinden ve değer kaybı sebebiyle 1.000,00 TL’ nin zarar verme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 14/11/2019 tarihli dilekçesi ile davalı tarafça makinenin kullanıldığı süreçte yoksun kalınan kira kaybı sebebiyle talebini 57.822,00-TL, hasar onarım bedeli bakımından 11.304,00-TL olarak artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin dava konusu iş makinesinin adi ortaklıktan alt kira sözleşmesi olarak kiralandığını, adi ortaklığın da makineyi davacıdan kiraladığını, davacının makineyi adi ortaklığa teslim ettiğini açıkça belirtiğini, bu nedenle müvekkili ile davacının arasında bir kira sözleşmesi olmadığını, müvekkilinin makinenin kira bedelini adi ortaklığa ödediğini, aralarındaki alt kira ilişkisi sona erdiğinden makinenin taraflarınca davacıya 24.09.2016 tarihinde teslim edildiğini, asıl kira ilişkisi ile alt kira ilişkisinin farklı olduğunu, müvekkilinin kira sözleşmesine konu araç bedelinin tamamını kiraladığı şirkete ödediğini, davacı yanla arasında ilişki olmadığından kullanım bedeli talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın aktif husumet yönünden reddini, makinede meydana geldiği iddia edilen hasalardan ilgilerinin olmadığını, makinenin teslim tutanağı ile teslim edildiğini ve hiçbir çekince olmaksızın makinenin teslim alındığını, dava konusu makinenin 2007 model olduğunu, ancak rapor hazırlayan bilirkişinin bazı parçaların yıpranması ve ömrünün dolmasını dikkate almadığını, bütün bu sebeplerle, davarım husumet yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasında kira akdi olmaksızın, davalının haksız olarak dava konusu aracı kullandığı ve kullanım sebebiyle davacı yana bedel ödemediği anlaşılmış, Mahkememizce alınan 01/11/2019 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmış, davalının 4 ay boyunca iş makinesini haksız kullanımı sebebiyle toplam 38.548,00 TL yoksun kalınan kira bedeli ödemesi gerektiği, yine zamanaşımına uğramayan kısım yönünden 1.000,00 TL hasar bedeli, 500,00 TL değer kaybı bedeli ödemesi gerektiği anlaşılmış… …Davanın Kısmen Kabulü ile, davacının talep ettiği yoksun kalınan kira kaybı yönünden; 38.548,00-TL’nin 1.000,00 TL’sine dava tarihinden, bakiye 37.548,00TL’sine ıslah tarihi olan 16/11/2019 tarihinden itibaren, değer kaybı yönünden; 500,00TL ve hasar bedeli yönünden 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte olmak üzere toplam 40.048,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye hasar bedelinin zamanaşımı sebebiyle, bakiye yoksun kalınan kira kaybı ve değer kaybı talebinin ise esastan reddine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yargılama sırasında belirlenecek miktar üzerinden dava değeri belirlenmek üzere açılan davanın belirsiz alacak davası olarak kabulünün gerektiğini, belirsiz alacak davasında dava tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin alacağın tamamı için kesildiğini, dava değerinin yargılama sırasında belirlenmesi üzerine karşı tarafça yapılacak zaman aşımı itirazına itibar edilmemesi gerektiğini, davalının tacir olduğunu, basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, kira sözleşmesi yapılmadan haksız yere kullandığı iş makinesinden iyi niyetli olarak yararlandığı ileri sürülerek yoksun kalınan kira kaybının kısmen reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, araçta meydana gelen hasar ve arızalar giderilmiş olsa da araçta değer kaybı meydana geldiğini, davalının haksız eylemi ve kusuru sebebiyle orjinalliğinden değer kaybetmesi sebebiyle davalının değer kaybından da sorumlu olduğunu ve değer kaybı talebinin reddine karar verilmesinin haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Islah ile artırılan kısımların zaman aşımına uğradığını, müvekkili şirketin alt kiracı olduğunu, kira sözleşmesinin yazılı şekil şartına tabi olmadığını, müvekkilinin makinayı alt kira sözleşmesiyle kiraladığını ve elinde haksız olarak bulundurmadığını, bu sebeple ecrimisil sorumluluğu bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır Dava; Haksız fiil sebebiyle maddi tazminat talebine ilişkindir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; 6100 sayılı HMK’ nun 107. Maddesi gereğince belirsiz alacak davası; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukuki ilişki ile asgari bir miktar ya da değer belirterek alacak davası açabilmesi belirsiz alacak davası ile mümkündür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davasında davacının iddianın genişletilmesi yasağı olmadan ve karşı tarafın rızasına ve ıslaha da gerek kalmaksızın talep sonucunu artırabileceği kabul edilmiş, maddenin gerekçesinde de bu dava ile ilk dava tarihinde zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Somut olayda dava dilekçesinde yargılama sırasında belirlenecek miktar üzerinden dava değeri belirlenmek üzere 1.000,00 TL makineyi kullanmaktan yoksun kalınması sebebiyle uğranılan müspet zarar, 1.000,00 TL makineye verilen zarar sebebiyle tazminat ve 1.000,00 TL makinede meydana gelen değer kaybı sebebiyle talep edilmiş olup, bu haliyle davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Belirsiz alacak davasında dava tarihi itibariyle zaman aşımı kesildiğinden artırılan kısım yönünden zaman aşımı işlemeyecektir. Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı, davalının dava dışı şirketlerle arasında alt kira sözleşmesi olduğuna dair iddiasını ispat edemediği ve davacı şirkete ait iş makinesini haksız olarak kullandığı, makinede yapılan onarım sebebiyle değer kaybının meydana geldiği ve buna göre bilirkişi raporunda hesaplanan bedelin tamamına hükmedilmesi gerekirken alacağın bir kısmının zaman aşımına uğradığı ve davalının haksız kullanımdan 20/05/2016 tarihli ihtarname ile haberdar olduğu gerekçesiyle 4 aylık kullanım bedeline hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeplerle davacı vekilinin bu yöne dair istinaf istemi yerinde olduğundan kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Davanın, 6100 Sayılı HMK’nın 107. maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açıldığından zaman aşımı ilk dava tarihi itibariyle kesilmiş olacağından yargılama sırasında bilirkişi incelemesi ile belirlenen bedel yönünden artırılan kısımlara dair zaman aşımı söz konusu olmayacaktır. 6100 Sayılı HMK’nun 190/1. maddesi gereğince, ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davalı alt kira sözleşmesi ile iş makinesini elinde bulundurduğunu ve kullandığını ileri sürmüştür. Dosyada mevcut davalı şirket ile dava dışı adi ortaklık arasında düzenlenen 22/03/2016 tarihli “Makine Ekipman Ve Şantiye Tesisleri Kullanma Sözleşmesi ” başlıklı sözleşme ve ekindeki araç-makine listesi incelendiğinde davacı şirkete ait iş makinesinin söz konusu listede yer almadığı görülmektedir. Davalı tarafça alt kira sözleşmesi kurulduğu ve bu kapsamda davacıya ait iş makinesinin kullanıldığı ispat edilememiştir. Bu sebeple davalı vekilinin istinaf istemi yerinde olmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan hususlar gereğince davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davanın kısmen kabulü ile yoksun kalınan kira bedeli olarak 57.822,00 TL, hasar onarım bedeli olarak 11.304,00 TL ve değer kaybı olarak 500,00 TL olmak üzere toplam 69.626,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, değer kaybı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddi yönünden yeniden karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/06/2020 tarih 2017/90 Esas – 2020/364 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu kapsamda; 3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, yoksun kalınan kira bedeli olarak 57.822,00 TL, hasar onarım bedeli olarak 11.304,00 TL ve değer kaybı olarak 500,00 TL olmak üzere toplam 69.626,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, değer kaybı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.756,15 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 51,24 TL, 1.150,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.201.24 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.554,91 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan 51,24 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, 1.150,00 TL ıslah harcı ve toplam müzekkere, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere 2.045,00 TL olmak üzere toplam 3.277,64 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre 3.253,38 TL’sinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 1.06 TL’sinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1). maddesine göre 11.140,16 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1-2). maddesine göre 500,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.735,68 TL nispi istinaf ve karar harcından peşin alınan 684,00 TL’nin mahsubuyla bakiye 2.051,68 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedikmesine,5/c- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 48,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 210,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/07/2023