Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2285 E. 2023/1660 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2285
KARAR NO: 2023/1660
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2020
NUMARASI: 2019/567 Esas – 2020/460 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/07/2018 tarihinde Avcılar İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan … Mahallesi, … Caddesi, No:.. Arnavutköy/İSTANBUL adresinde davalı …-… San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılan alt yapı çalışması sırasında müvekkilİ şirkete ait tesislere hasar verildiğini, müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 7.278,06-TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalı/borçlu …-… San. ve Tic. A.Ş. tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 7.278,06-TL hasar bedeli 412,76-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 7.690,82-TL’nin tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalı borçlunun borca ve icra takibine itiraz ettiğini, arabuluculuk son tutanağından anlaşılacağı üzere tarafların anlaşamadığını, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, borçlunun haksız fiilden kaynaklı müvekkili kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediğini, hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiğini, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kurum içerisinde yapılan yazışmalar neticesinde belirtilen tarihlerde belirtilen adreslerde, … tarafından herhangi bir kazı çalışması yapılmadığını, …’ın doğalgazın dağıtım işini Enerji Piyasası Denetleme Kurumundan (EPDK) aldığı Dağıtım Lisansı çerçevesinde yine bu kurumun çıkardığı Yönetmelikler, Tebliğler, aldığı Kararlar ve Doğalgaz Piyasası Kanununa göre yürütmekte olduğunu, bu yasal düzenlemeler doğrultusunda …’ın, ancak doğalgazın şehir içi dağıtımını ve satışını yapmakta olduğunu bunun dışında başka hiçbir faaliyet gerçekleştiremeyeceğini, buna göre müvekkili şirketin …’ın asıl işinin İstanbul ili genelinde doğalgazın sürekli ve güvenli bir şekilde dağıtımını gerçekleştirmek olduğunu, EPDK tarafından yayınlanan Doğalgaz Piyasası Tesisler Yönetmeliği’nin 6. maddesinde “Tesislerin yapım ve hizmet faaliyetlerinin, sertifika sahiplerine yaptırılması zorunludur.” hükmü yer aldığını, yine Doğalgaz Piyasası Sertifika Yönetmeliği’nin 5.maddesinde ‘”doğalgazla ilgili herhangi bir yapım ve hizmet faaliyeti, sertifika sahibi olmayan kişiler tarafından gerçekleştirilemez.” hükmünün yer aldığını, yasal düzenlemeye göre doğalgazın alt yapısıyla ilgili her türlü yapım işlerinin EPDK’dan yapım ve hizmet sertifikası almış kişi kurum ve kuruluşlara yaptırılmak zorunda olduğunu, …’ın Yapım ve Hizmet Sertifikasının olmadığını, …’ın ihale etmiş olduğu yapım işlerinden doğan sorumluluğunun eser sözleşmesinden doğan sorumluluk olduğunu, müteahhitin üçüncü kişilere vermiş olduğu zararlardan dolayı ihale makamı olan …’ın asli veya müteselsil veya kusursuz sorumluluğunun bulunacağını iddia etmenin ve ihale makamı …’a meydana gelen bu hasardan dolayı kusur yüklemenin ve tazminat talebi yöneltmenin hukuken mümkün olmadığını, müteahhit firmaların vermiş olduğu hasarlara ilişkin olarak iş sahibine husumet yöneltilmeyeceğine dair bir çok emsal mahkeme kararlan ve yargıtay kararları bulunduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Tüm dosya kapsamından; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü’nün 02.11.2019 tarihli ve … sayılı yazısı ile 05.07.2018 tarihinde Arnavutköy İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi üzerinde herhangi bir kurum ya da kuruluşa kazı izni verilmediğinin bildirildiği, dava dilekçesi ile 05/07/2018 tarihinde davacıya ait tesislerin hasara uğradığının beyan edildiği, dosyaya ibraz edilen delillerin mübrez olduğu, ayrıca ibraz edilen deliller çerçevesinde tarafların haklılık durumunun ve zarar miktarının 6100 Sayılı Kanunun 266.md uyarınca genel bilgi veya tecrübeyle hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konulardan olduğu anlaşılmakla dosya kapsamında bilirkişi incelemesine ve tanık beyanlarına itibar edilmemiştir.Meydana gelen zararın davalı tarafından meydana getirilmediğinin Mahkememizce kesin kanaat hasıl olmakla …Davacının davasının REDDİNE, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin saha personelleri marifetiyle meydana gelen hasar olgusunu tüm detaylarını hasar anında kayıt altına almak suretiyle 6098 S.’lı TBK’nun 49. Maddesinde haksız fiilin ispatı için aranan olguları belgelediğini ve böylelikle üzerine düşen ispat külfetini yerine getirdiğini, saha personelince ilk elden tutulan Hasar Tespit Tutanaklarının aksi davalı yanca ispat edilinceye kadar geçerli olduğunu, olay mahallinde altyapı kazı çalışması olmadığına dair bir cevap verilmemiş olup; yalnızca altyapı kazı çalışması izni bulunmadığının belirtildiğini, tanık beyanlarına neden itibar edilmediğinin gerekçeli kararda tartışılmadığını, Yerel Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız eylemden kaynaklanan alacağa yönelik itirazın iptali davasıdır. İlk Derece Mahkemesi hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğinin, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun aradığı şartlara uygun şekilde ayrıntılı olarak açıklandığı Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini detaylarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. HMK’nın 198. maddesinde yer alan,“Kanuni istisnalar dışında hâkim delilleri serbestçe değerlendirir” hükmüne istinaden Yerel mahkemenin dosyada mevcut olan delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. TBK.m.49 gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Madde 50 gereğince zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. Yine ispat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Dosyada mevcut delil durumuna göre,davacı tanığı … tespit tutanağı formunda imzasının bulunmadığı, diğer tanık … ın tutanak içeriğine dair herhangi bir beyanının bulunmadığı, ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici sebeplere, dosyada mevcut delil durumuna göre, ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını ispat edememesine, İlk Derece Mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/567 Esas ve 2020/460 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 132,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 47,9‬0 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/05/2023