Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2232 E. 2023/1093 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2232
KARAR NO: 2023/1093
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2019/642 Esas – 2020/692 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/08/2018 tarihinde müvekkili şirketin Sefaköy İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan Küçükçekmece İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No: … adresinde 186 çağrı merkezine gelen ihbara istinaden Arıza Onarım Bakım ekipleri tarafından yapılan kontrolde davalı Küçükçekmece Belediyesinin alt yüklenicisi olan … İnş. Tic. Ltd. Şti tarafından müvekkili şirkete ait AG Yeraltı kablosuna hasar verildiğinin tespit edildiği, müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesini müteakip … Mahallesinde hasara maruz kalan AG Yeraltı kablosunun onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 6.849,51 TL + KDV toplam 8.082,42 TL hasar verenler aleyhine borç tahakkuk ettirildiği, hasar bedelinin ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2018/44093 Esas sayılı dosyasıyla icra takibine başlandığı ve davalıların takibe itirazı üzerine işbu davanın açılması zarureti doğduğu belirtilerek; davalının mezkur icra dosyasına vaki itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesi talep etmiştir. Davalı belediye vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetkili icra dairesi ve mahkemelerin Küçükçekmece Adliyesi olduğunu, görevli mahkemenin ise idare mahkemeleri olduğundan bahisle yetki ve yargı yolu itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak; müvekkili belediyenin diğer davalı şirkete hasarın olduğu yerdeki yol bakım ve onarım işini verdiğini, elektrik işi ile alakalı olarak müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen zararın zamanaşımına uğradığından bahisle zamanaşımı itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak; düzenlenen “dağıtım tesislerine verilen hasar bedeli formu” başlıklı belgenin gerçek zararı belirleyici nitelikte olmadığını, %25 oranında kesilen ceza bedelinin yasal dayanağının bulunmadığını, elektrik kablolarının mevzuat gereği gibi döşenmediğini, müvekkilinin bir kusurunun olmadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Somut olayın değerlendirilmesinde, alınan ve hüküm kurmaya uygun bulunan bilirkişi heyeti raporuna göre somut olayın meydana gelmesinde davalıların bir kusurunun bulunmadığı, kusurun zarar gören kabloları mevzuat uygun döşemeyen, bu kapsamda denetimlerini yapmayan davacı tarafta olduğu anlaşılmakla meydana gelen zarardan davalıların sorumluluğunun olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın reddine karar verilmiştir.somut olayın değerlendirilmesinde, alınan ve hüküm kurmaya uygun bulunan bilirkişi heyeti raporuna göre somut olayın meydana gelmesinde davalıların bir kusurunun bulunmadığı, kusurun zarar gören kabloları mevzuat uygun döşemeyen, bu kapsamda denetimlerini yapmayan davacı tarafta olduğu anlaşılmakla meydana gelen zarardan davalıların sorumluluğunun olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın reddine karar verilmiştir. Davalı taraflarca kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de; tarafların olaydaki kusur durumunun keşif ve bilirkişi incelemesi ile ortaya çıktığı, bu kapsamda davacı yanca yapılan takibin kötü niyetle yapıldığına yönelik mahkememizde kanaat oluşmadığından davalıların bu talebinin reddine ” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını, hasar tarihindeki değil, keşif tarihindeki kablo durumunun incelendiğinin, kazı çalışmasında kabloların hasarlanmasında davalıların kusurlu olduğunu, aksine mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız fiile dayalı zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici sebeplerle, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesine ve denetime elverişli olmasına, uzman bilirkişi raporunda belirtilen tespitlerde bir usulsüzlük görülmemesine, davacının zararından haksız fiil hükümlerine göre davalıların sorumlu olmamasına, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf istemi yerinde değildir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2020 tarih, 2019/642 Esas 2020/692 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 142,45 TL’nin mahsubuyla kalan 37,45 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/04/2023