Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2229 E. 2023/1092 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2229
KARAR NO: 2023/1092
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/06/2021
NUMARASI: 2020/707 Esas – 2021/479 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Sebebiyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/03/2018 tarihinde … mah. … adresi ile … caddesi kesişiminde Kadıköy /İstanbul adresinde davalı tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkil şirkete ait tesislere hasar verildiğini, şirket elemanlarınca hasarın tespit edildiğini, akabinde kamusal hizmetin aksamaması adına müteahhit firma tarafından hasarın giderildiğini bu takibe ilişkin ödeme emri davalılara tebliğ edilmiş olup davalı taraf yetkiye ve borcun tamamına itiraz ettiğini, davalıların hasarın meydana gelmesinde müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu tüm bu sebeplerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu hasarın meydana gelmesinde ve tarih ve adreste müvekkil idare tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığını, davacı tarafın sunduğu hasar tutanaklarında adı geçen ve müvekkil idarenin yüklenicisi olduğu iddia edilen tuna yapı ile ilgili müvekkil idare kayıtlarında herhangi bir bilgiye rastlanmadığını, adı geçen firmanın iski’nin değil başka bir kurumun müteahhidi olduğunu, dava konusu hasarın gerçekleştiği adreste ve tarihte müvekkil idareye ait herhangi bir çalışma yapılmadığını, avans faizi talep edilemeyeceğini, tüm bu sebeplerle davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Dosyamız arasına celp edilen İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takipte ödeme emrinin davalı/borçluya 28/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği davalının/borçlunun 01/11/2019 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır. Huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, davacı, davalının 21/03/2018 tarihinde Örnek mah. … adresi ile … caddesi kesişiminde Kadıköy /İSTANBUL adresinde davalı tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkil şirkete ait tesislere hasar verildiğini, belirterek uğradığı zararın giderilmesini talep etmiştir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle ;zararın İski Genel Müdürlüğü koordinesinde yürütülmekte olan çalışma esnasında dikkatsiz ve özensiz çalışılması sonucu … A.Ş ye ait kablonun koparılması sonucunda meydana geldiği,16.256,16 TL şirket zararının olduğu, Ödenen tutarın makul tutarlar içinde ve … A.Ş. fiyatlarına uygun olduğu, Hasarın onarımı için kullanılan emtiaların kullanılması gerekli ve hasar onarım bedelinin haddi layığında olduğu bildirilmiştir. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalının meydana gelen zarardan sorulumlu olduğu ve hasar bedelinin 16.256,16 TL olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.,Gerçek zarar miktarı olarak tespit edilen 16.256,16 TL’nin haksız fiil tarihi olan 21/03/2018 itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilerek, davanın kabulü yolunda aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur. Davacının icra inkar tazminat yönünden yapılan değerlendirme ise; zarar miktarı yargılama ile belirlenmiş olduğu anlaşıldığından davacının yüzde yirmi icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaati gelmiş olmakla….1-Davanın KABULÜNE,2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, 3-Dava konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, kazı çalışması yapılıp yapılmadığının ilgili belediyeden sorulmadan eksik inceleme ile yasal faiz dışında faizle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olması sebebiyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır Dava; Haksız fiilden kaynaklanan alacağın tahsili için İİK. nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi geregince, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır. Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesine ve denetime elverişli olmasına, uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine, haksız fiil hükümleri gereğince davalının oluşan zarardan sorumlu olmasına, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf istemi yerinde değildir. TTK’nın 3. maddesine göre bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. 3095 sayılı Kanun’un 4089 sayılı Kanun ile değişik 2. maddesinin 2. fıkrasında “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir.” Davalı İSKİ TTK m 16/1 gereğince tacir olup, davacı tacirin ticari faaliyetine konu zararına avans faizi uygulanmasında kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/1496 Karar No : 2020/4392, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10816 Karar No: 2018/6621). Bu durumda davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/06/2021 tarih, 2020/707 Esas ve 2021/479 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.110,45 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 277,00 TL’nin mahsubuyla kalan 833,45 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/04/2023