Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2179 E. 2023/1175 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2179
KARAR NO: 2023/1175
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2021
NUMARASI: 2019/340 – 2021/551
DAVANIN KONUSU: Haksız Haciz Sebebiyle Uğranılan Zararın Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. borcundan dolayı, müvekkili şirketin malvarlığına haciz işlemi uygulandığını; müvekkili tarafından İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/655 E. sayılı dosyası ile istihkak davası açıldığını; ilgili dosyada haczedilen malların satılmaması için malların değerinin tamamını karşılar teminat karşılığında tedbir kararı verildiğini; müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına 44.750,00 TL değerinde kesin ve süresiz teminat mektubunun 17/07/2017 tarihinde sunulduğunu; ilgili yargılamada “karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verildiğini; karar tebliğ edilmediğinden teminat mektubunun halen icra dairesinde mevcut olduğunu, ilgili yargılamada sunulan bilirkişi raporlarında malların müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin haksız haciz sebebiyle zarara uğradığını, bu sebeplerle müvekkili tarafından icra dosyasına haciz baskısı altında yatırılan 6.500,00 TL tutarındaki bedelin, yatırıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte iadesine, tazminat alacaklarının hesabı mümkün olmadığından belirsiz alacak olarak şimdilik 1.000,00 TL tutarındaki bedelin ticari avans faizi ile birlikte iadesinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının istihkak iddiasının mal kaçırmak amacıyla muvazaalı şekilde ileri sürüldüğünü; mülkiyet karinesinin borçlu ve dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, haciz işleminin İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/657 E. 2017/481 K. Sayılı kararına binaen İstanbul … İcra Müdürlüğünün 05/07/2017 tarihli kararıyla uygulandığını, haciz işleminin gece yarılarına kadar sürmesinin karşı tarafın haciz işlemine direnmesi neticesinde gerçekleştiğini ve bu durumun haciz tutanakları ile kanıtlanabileceğini, davacının dosyaya yatırdığı meblağın mercii kararı ile yerine getirilen haciz işleminin gereği olduğunu ve asıl zarara uğrayanın alacağını tahsil edemeyen müvekkili olduğunu, dava dilekçesinde iddia edilen hususların gerçekleşmediğini belirterek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Davacı vekili tarafından yargılama sırasında 1.000,00 TL’lik maddi tazminat talebi, 500,00 TL teminat mektubunun kullanılmamasından kaynaklı faiz ve zarar alacağı, 250,00 TL’si müşteri çevresinin kaybedilmesinden doğan maddi zarar, 250,00 TL’si teminat mektubu sebebiyle bankaya ödenen masraf ve komisyon olarak açıklandığından ve davacı tarafından talep arttırım dilekçesi ile arttırılan talep sadece teminat mektubu komisyon ve masraf bedeli olduğundan bu talebin dava başlangıcında 250,00 TL olduğu gözetilerek arttırılan 2.314,23 TL ile bu talep arasındaki farkın dava değeri olarak belirtilmesi ve bu husustaki eksik harcı yatırması için davacı vekiline 2 hafta kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı tarafından eksik harcın tamamlandığı, daha sonra davacı vekili tarafından 09/06/2021 tarihinde sunulan ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde belirtilen maddi tazminat kalemlerinin tümünü “1.000,00 TL teminat mektubu sebebiyle bankaya ödenen masraf ve komisyon zararı alacağı” olarak ıslah ettiğini bildirdiği anlaşılmıştır. Ancak davacının ıslahı belirli taleplerin dava konusu olmaktan çıkarılmasına ilişkin olduğundan talep daraltımı niteliğinde olduğu sonucuna varılmış, talep daraltımı da feragat hükmünde olduğundan fazlaya ilişkin kısım açısından davanın reddine karar verilmiştir. Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, 8.814,23 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 6.500,00 TL’lik kısıma 05/07/2017 tarihinden itibaren 2.314,23 TL’lik kısıma dava tarihi olan 31/05/2019 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Borçlu tarafından mal kaçırıldığı kanaatiyle haciz işlemi uygulandığını, somut olayda haksız haciz unsurlarının bulunmadığını ve bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız haciz sebebiyle maddi tazminat talebine ilişkindir. Haciz işleminin, borçlu olmadığını bildiği kişi veya borçluya ait olmadığını bildiği eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur. Haksız takip ve haciz, haksız fiil niteliğindedir. Uyuşmazlığa, olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun 50. maddesi uygulanmalıdır. Belirtilen hükümler gereğince; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir (Yargıtay 4 HD’nin 2021/17980 E. – 2022/9874 K. Sayılı ilamı). Haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde mevcut bulunması gerekir. Aksi halde, haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusudur. Eylem ile zararlı sonuç arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerek ve yeterlidir. Haciz isteyen alacaklı haksız çıktığı takdirde, borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan kusursuz olarak sorumludur. Ancak bu durumda dahi uğranılan maddi zararın ispatı zorunludur (Yargıtay 4 HD’nin 2016/14413 E. – 2019/483 K. Sayılı ilamı). Somut olayda dava dışı borçlu yönünden zaman aşımı sebebiyle icra takibinin geri bırakılmasına karar verildiği, davalı tarafın muvazaa iddiasını ispat yönünde somut bir delil sunmadığı, dava dışı borçlu şirket ile davacı şirket arasında mevcut bir ilişkinin ispatlanamadığı ve bu kapsamda haczin haksız olduğu anlaşılmaktadır. Davacı haksız haciz sebebiyle davalıya ödediği para ve icra dosyasına sunulan teminat mektubu için ödenen komisyon bedeli kadar zarara uğramış olup, somut verilere dayalı ve denetime elverişli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak zararın tazminine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2021 tarih, 2019/340 E. – 2021-551 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 602,10 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 150,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 451,58 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/04/2023