Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1824 E. 2023/748 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1824
KARAR NO: 2023/748
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2021
NUMARASI: 2019/294 Esas – 2021/364 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafından 7.11.2017 düzenleme ve 30.11.2017 vade tarihli 24.000 TL bedelli bonoya istinaden 02.01.2018 tarihinde İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/4 sayılı dosyası nezdinde ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu ve müvekkil aleyhinde 5.1.2018 tarihinde ihtiyati haciz kararının alınmış olduğunu, bu kararın davalı vekili tarafından İst. … icra müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına konu edildiğini, bunun sonucu olarak müvekkilin işyerine gidilerek mallar üzerinde muhafaza tedbirlerinin uygulandığı ve banka hesaplarına blokenin konulmuş olduğunu, söz konusu icra dosyasından gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini ve İst.23. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/51 esas 2018/1224 karar sayılı dosyasından dava açıldığını, söz konusu mahkemenin imzaya ve borca yapılan itirazı kabul ettiğini ve bu suretle icra takibinin durdurulması yönünde hüküm kurmuş olduğunu, bu kararın 26.02.2019 tarihinde kesinleşmiş olduğunu, dolayısıyla kesinleşmiş bu mahkeme kararıyla davalı tarafın haksız olduğunun ortaya çıkmış olduğunu, müvekkilin İst. … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yapılan haciz sırasında senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını söylemesine ve hatta imza sirkülerinde göstermesine rağmen müvekkilin beyanlarına itibar edilmeyerek haciz ve muhafaza işlemlerinin uygulanmış olduğunu, Anadolu … icra müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasında haciz ve muhafaza işlemleri uygulanarak demirbaş eşyalar yediemine teslim edilmiş olduğunu, toplam değeri 1,400 TL olan malların yedieminden geri alınması için 1000 TL masraf istenmekte olduğunu, ancak müvekkilin ekonomik sıkıntılar dolayısıyla bu bedeli ödeyemediğini, mallara haciz konulması ve muhafaza altına alınması sebebiyle müvekkilin iş yapamaz bale gelmiş olduğunu ve iş yerini kapatmak zorunda kaldığını, ayrıca istanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasından Ankara kargo genel müdürlüğü ile Ankara kargo İstanbul Anadolu bölge müdürlüğüne … haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve bu haciz ihbarnameleri sebebiyle davacı müvekkili ödenmesi gereken 34.551,98 TL hakkedişlerin hiçbirisinin ödenmeyerek müvekkilin o dönemlerde henüz vadesi gelmemiş borçlarından mahsup edilerek davacı müvekkilin zarara uğratıldığını, müvekkilin bu haciz ve muhafaza işlemleri sebebiyle esnaf çevresinde iflas eden ve kendisine güvenilmez bir işletmeci olarak görülmeye başlandığını, müvekkilin İst 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/51 esas sayılı 2018/1224 karar sayılı davayı ikame ettiğini bu dava dosyasını takip etmek amacıyla kendisine bir avukat tutmak zorunda kalan müvekkilin avukatına 4.000 TL avukatlık ücreti ödediğini, müvekkilin İst. 1. icra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/45 esas ve 2018/1259 karar sayılı dosyasında yine harç ve yargılama gideri adı altında 830 TL masraf yatırmış olduğunu ve bu miktar ölçüsünde de yine zarara uğratılmıştır olduğunu, ayrıca haksız ihtiyati haciz sebebiyle müvekkilin yaşadığı sıkıntılı durumlar sonucunda müvekkilin yuvasının dağılmış olduğunu bu çerçevede İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesinin 2018/70 esas ve 2018/130 karar sayılı kararıyla 21.3.2018 tarihinde boşandığını, bu dava bakımından 3.000 TL avukatlık ücreti 280 TL yargılama masrafları ödemek zorunda kaldığını, belirterek haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan 10.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi olmak üzere 50.000 TL tazminat bedelinin haksız ihtiyati haciz kararının verildiği 05.01.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı müvekkilin dava dışı … adlı kişiden alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla adı geçen tarafından müvekkile, keşidecisi davacı …, lehtarı … olan 7.11.2019 düzenleme, 30.11.2017 vade tarihli ve 24.000 TL bedelli bono ve keşidecisi davacı … lehtarı … olan, … tarafından da …ya ciro edilen 14.10.2017 düzenleme, 18.11.2017 vade tarihli ve 20.000 TL bedelli bonoyu ciro ederek teslim ettiğini, vade tarihlerinde söz konusu senet bedellerinin ödenmediğini, 24,000 TL bedelli bono için: İstanbul 11. asliye ticaret mahkemesinin 2018/4 sayılı karan ile ihtiyati hacız kararı alındığını, daha sonra 8.1.2018 tarihinde İst. … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, bu takip kapsamında 18.1.2019 tarihinde ihtiyaten fiili hacze gidildiğini, davacı/ borçlunun İst. 23. icra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/51 esas 2018/1224 karar sayılı imza ve borcu itiraz davasının kabul edilmesi ve kesinleşmesi ile sonuçlanmış olduğunu huzurdaki davanın dayanağının İst. … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan bu fiili haciz olduğunu, 20.000 TL bedelli bono için: İst. … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, bu dosyada herhangi bir haciz uygulamasının yapılmadığını, davacı/borçlunun İst. 1. icra Hukuk Mahkemesinin 2018/45 esas 2018/1259 karar sayılı imza ve borca itiraz davasının kabul edilmesi ve kesinleşmesi île sonuçlanmış olduğunu, her iki takibe ilişkin olarak da bonolarda düzenleyen olarak yer alan imzanın davacıya ait olmadığının bilirkişi raporları ile ortaya çıkmasının sonucunda müvekkil dava dışı … tarafından dolandırıldığını anlamış ve savcılığa başvuru yapmış olduğunu, İst. 26. asliye ceza mahkemesinin 2019/493 esas sayılı dosyası ile dava dışı … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan ceza davasının açılmış olduğunu, müvekkilinin aleyhine yöneltilen huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın müvekkil yönünden reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Haczin haksız olduğu sabit olmakla beraber; davacının maddi tazminat talebine konu olan, İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/51 E. Sayılı dosyasında icra mahkemesinde kendisini avukat ile temsil ettirmek için ödemiş olduğu vekâlet ücreti, yargılama giderleri ; yargılama giderlerinden olup, o davanın ve takibin ferisi niteliğindedir ve ilgisi bulunduğu asıl dava veya takipte hüküm altına alınır. Her dava ve takip kendi içerisinde değerlendirildiğinden, o dava ve takibe ilişkin yargılama giderleri ayrı bir dava konusu yapılamaz. Davacı taraf İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında davalı tarafından başka bir bonoya istinaden takip başlatıldığını ve icra hukuk mahkemesinde ve icra dosyasında masraf yaptığını yapılan masrafları maddi tazminat talebinin konusu olduğunu belirtmişse de ihtiyati haciz kararına konu olmadığı anlaşıldığından maddi tazminat kapsamında değerlendirilmemiştir. Davacı taraf ihtiyati haciz uygulanması sebebiyle eşinden boşandığını ve İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesinin 2018/70 E. Sayılı dosyasında yargılama gideri, harç ve avukatlık masrafı ödediğini belirterek maddi tazminat talebinin konusu olduğunu belirtmişse de uygulanan haciz ile arasında uygun illiyet bağı bulunmadığından maddi tazminat kapsamında değerlendirilmemiştir. Davacı taraf gönderilen haciz ihbarnamesi sebebiyle 34.551,98 TL hakedişi alamadığını ve maddi tazminat talebinin konusu olduğunu belirtmişse de zarara ilişkin delillerini sunmadığı ve icra dosyası kapsamından haciz ihbarnamesine itiraz edildiği anlaşıldığından maddi tazminat kapsamında değerlendirilmemiştir. Davacı taraf ihtiyati haciz kararının uygulandığı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasından yediemin ücretinin istendiğini ve ödemeyemediğini bu nedenle yediemin ücretinin maddi tazminat talebinin konusu olduğunu belirtmişse de haciz tutanağının incelemesinde yedieminin ücret talebinin olmadığını belirttiği, bu nedenle davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından maddi tazminat kapsamında değerlendirilmemiştir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu olması ve zarar koşullarının oluşması gerekir. Somut olayda; davacı aleyhine alınan ihtiyati haciz kararının, İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında takibe konularak davacı aleyhine banka ve ilgili kurumlara kayden haciz ihbarnameleri gönderildiği, haciz konulduğu, muhafazalı haciz işleminin yapıldığı, öte yandan davalı tarafından, takip konusu bono altında yer alan imzanın davacı dışında bir kişiye ait olduğunun bilinerek takip ve haciz yapıldığına ilişkin bir delilin dosya kapsamında yer almadığı, bu anlamda davalının ağır kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle eldeki davada salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerinin yapıldığı, başka bir ifade ile takibin yapılmasında kötüniyet veya ağır kusur bulunmadığından açıklanan düzenlene bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davacının maddi ve manevi tazminat isteminin reddine ” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Maddi ve manevi tazminat koşullarının bulunduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki (6098 sayılı TBK’nın 58.maddesi) koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, kusurlu olması da gerekmektedir (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d), (Emsal Yargıtay 4. HD nin 24.10.2018 gün ve 2016/9599 E – 2018/6494 K., -Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/14413 E. 2019/483 K. Sayılı ilamları ). Bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin maddi tazminata ilişkin değerlendirmesi ve manevi tazminata ilişkin değerlendirmesi hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/04/2021 tarih, 2019/294 Esas – 2021/364 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubuyla bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/03/2023