Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/170 E. 2022/1801 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/170
KARAR NO: 2022/1801
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2019/934 – 2020/583
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 24/11/2015 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası ile esas dosyası ile ilgisi olmayan müvekkil şirkete hacze gidildiğini, aynı icra dairesinin aynı dosyası ile 07/12/2015 tarihinde hacze gidilip haciz tutanağındaki malların haczedildiğini, yine aynı icra dairesinin aynı dosya numarası ile 04/01/2016 tarihinde hacze gidildiğini, müvekkil şirkete karşı birden fazla kez tekraren borçlu ve yükümlü olmadığı bir borçtan dolayı haksız ve kötüniyetli olarak haksız fiil icra edildiğini belirterek 30.000,00 TL manevi tazminatın 24/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibin devamı kararı adresin ve mahcuzların borçlu şirket ile alakalı olduğunu, haciz adresinde borçlu şirket hakkında işlemlere devam edilebileceğini gösterdiğini, İİK’ nın 97/a maddesi gereği, mülkiyet karinesi borçlu şirket dolayısıyla da alacaklının yararına olduğunu, takibin devamına kararı ve İİK’ nın 97/a maddesi uyarınca mülkiyet karinesinin alacaklı yararında olduğu göz önünde bulunduğu takdirde taraflarınca yapılan işlemlerde hukuka aykırılığın bulunmadığını, hak arama sınırları içerisinde hareket edildiğini, müvekkilinin ağır kusuru veya kötü niyetinin bulunmadığını, davacının istihkak davasının kabul edilmesinin tek başına yeterli olmadığını, kaldı ki bu kararın henüz kesinleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davacı şirket ile dava dışı borçlu … Limited Şirketi farklı tüzel kişilikler olup, sırf takip borçlusunun kardeşi/eski ortak olan …’ın davacı şirkette çalışıyor olması organik bağı ispatlamak için yeterli olmayıp, yine istihkak davası sonucunda da haciz konusu malların borçlu ile ilgisinin olmadığının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği ve hükümde davacı lehine tazminata hükmedildiği dikkate alındığında, yapılan haczin haksız ve davalı alacaklı şirketin haciz işleminde kusurlu olduğu kanaatine varılmakla, davacı lehine olayın gelişim tarzı, meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü, olay tarihi ile manevi tazminatın amacı gözetilerek davanın kısmen kabulüne ve 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin meydana geldiği 24/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; haciz sırasında istihkak iddiasında bulunulması sonucu İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1488 E. 2015/1264 K. sayılı dosyasıyla takibin devamına karar verildiğini, takibin devamı üzerine yapılan hacizde takip borçlusunun da haciz mahallinde bulunduğunu, takip işlemlerinin icra mahkemesinin takibin devamı kararı üzerine yapılması nedeniyle haksız ve kötü niyetli kabul edilemeyeceğini, manevi tazminat koşullarının bulunmadığını ileri sürmüştür. Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde; Hükmolunan tazminatın düşük olduğunu, tarafları tacir olan davada ticari reeskont faize hükmolunması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız haciz işleminden kaynaklanan manevi tazminat davasıdır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde ve hukukun uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemesine, istihkak davasında davacının kötü niyetli bulunmasına, haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat davasında hükmolunan tazminat miktarının yerinde olmasına, ve faize ilişkin kararın doğru olmasına göre ilk derece mahkeme kararına yönelik taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/11/2020 tarih, 2019/934 Esas – 2020/583 Karar sayılı kararına yönelik taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca davacı yönünden alınması gerekli 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile kalan 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, Harçlar Kanunu uyarınca davalı yönünden alınması gerekli 683,10-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 512,33-TL maktu istinaf karar ve ilam harcın mahsubu ile kalan 170,77-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/06/2022