Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1657 E. 2021/1469 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1657
KARAR NO: 2021/1469
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2021
NUMARASI: 2016/1073 Esas – 2021/152Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin 5 farklı tarihte ve adreste yapmış olduğu kazı çalışmaları sebebiyle müvekkili şirkete ait tv şebekesi ve kablolarına hasar verdiği, bu hasarlar sonucunda şebedeke toplam 6.167,94-TL zararın meydana geldiğini, zararın giderilmesi için davalı …’ye 30/03/2016 tarihinde iki adet, 16/06/2016 tarihinde iki adet ve 21/06/2016 tarihinde bir adet ihtarlı mektup ve hasar belgelerinin gönderildiği fakat davalı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödemenin yapılmadığını, her ne kadar hasar tarihleri farklı olsa da hasar veren kişilerin aynı kişiler olduğu, davalının haksız fiil sonucu meydana gelen hasarlar sonucunda oluşan 6.167,94-TL zararın hasar tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve yapılacak yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının belirtmiş olduğu 5 adresteki zarara sebep olan kazıların; Merdivenköy, Caddebostan ve Göztepe mahallelerinde olan 1,2 ve 4 numaralı kazıların kendi kurumlarınca yapılmadığı veya yaptırılmadığı, bunlara ilişkin hasarın hangi kurumca verilmiş olduğunun belirlenmesi gerektiği, Suadiye ve Erenköy mahallelerinde olan 3 ve 5 numaralı kazıların kendi idarelerinin (… İdaresi) yüklenici firması olan … Tic. Ltd. Şti. + … Ltd. Şti. iş ortaklığı tarafından yapılmış olduğu, belirtilmiş olan hasarların 3 ve 5 numaralı kazılarda oluşan kısmının …+… iş ortaklığı elemanları tarafından yapılan çalışmalar sırasında meydana gelmiş olduğu, meydana gelmiş olduğu iddia edilen hasarlar ile idareleri arasında herhangi bir ilişki mevcut olmadığı, müvekkili idare ile yüklenicileri arasında işlerin yapılması amacıyla İstisna akdi yapıldığını, sözleşme gereği yüklenicilerin kendi hesabına ve müvekkil idareden bağımsız olarak işi yapmayı üstlendiklerini, Müvekkil idare ile yüklenici firma arasında “2014 Yılı Abone İşleri Asya Bölgesi Müteferrik Atık su ve İçme Suyu Hatlarında Komple veya Kısmi Yenileme, Büyük Onarım ve Rehabilitasyon İşi” sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin ilgili maddeleri gereği; Yüklenici veya alt yüklenicilerinin sigorta kapsamı içinde veya dışında kalan hareket ve fiillerden dolayı meydana gelecek bütün talep ve iddiaların karşılanması yükümlülüğünün yüklenicilere ait olduğu, davanın yüklenici firma … + … İş ortaklığına ihbar edilmesi gerektiği, davanın müvekkil idare lehine husumetten reddedilmesi gerektiği, istenilen tazminat bedelinin fahiş olduğu, haksız eylem olarak nitelendirilebilecek davalarda ancak yasal faiz istenebileceği hususlarını belirtmek suretiyle haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Tekmil dosya kapsamından bilimsel ,denetime uygun ve gerekçeli bilirkişi raporu hükme esas alınmış davacının hatlarına verilen zararın sadece 11/06/2016 tarihli 480,00-TL(Suadiye) bedelli ve 16/06/2016 tarihli 714,00-TL(Erenköy) bedelli zararlar yönünden davalı tarafından verildiğinin isbat edilebildiği, diğer zarar verilen yerler olan Caddebostan , Merdivenköy ve Göztepe mahallelerinde yapılan çalışmalar neticesinde meydana gelen davacı zararı yönünden ise hasarların davalı tarafından mı yoksa başka biri tarafından mı meydana getirildiğinin dosyanın bu haliyle isbatlanamadığı ve tesbitinin de mümkün olmadığı dosyada mevcut bilirkişi raporu , tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla davanın sadece Suadiye ve Erenköyde meydana gelen zararlar yönünden kabulüne karar verilmiş fazlaya ilişkin talep reddedilmekle…” gerekçesiyle, açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 480,00 TL tutarlı zararın haksız fiil tarihi olan 11/06/2016 tarihi itibariyle işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 714,00 TL tutarlı zararın haksız fiil tarihi olan 16/06/2016 tarihi itibariyle işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının “kesmen ret” kısmının kaldırılarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; kazı çalışmasında meydana geldiği iddia edilen zararın tazmini davası olup özünde haksız fiil sebebiyle tazminat davasına ilişkindir. Davacı vekil 6.167,94- TL yönünden tazminat talebinde bulunmuş ilk derece mahkemesince toplam 1.194,00-TL yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermiş bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı her ne kadar fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş ise de, gerek dava dilekçesinde gerek istinaf dilekçesinde toplam zararının 6.167,94 TL olduğunu belirtmiş, mahkemece toplam 1.194,00-TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, bu durumda istinafa getirilen miktar 4.973,94-TL olduğu anlaşılmıştır. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00-TL’ye çıkartılmıştır. Bu durumda, davacının istinaf talebine konu olan ve kabule ilişkin bulunan, 4,973,94-TL miktar itibariyle kesin olup, yasa yolu kapalı bulunmaktadır. HMK.m.346/1 hükmü uyarınca, miktar itibariyle ret kararının mahkemesince verilmesi gerekli ise de; temyiz(istinaf) merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin kararın kesin olması nedeniyle talebin HMK’nın 352/1-b, 341/2 maddeleri gereğince reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1073 Esas – 2021/152 Karar sayılı ilamının miktar itibariyle kesin nitelikte olması sebebiyle HMK. 341/2 ve HMK. 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 3-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Karardan birer suretinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK 341/2, 346, 352 ve 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi 07/07/2021