Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1608 E. 2023/653 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1608
KARAR NO: 2023/653
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2021
NUMARASI: 2019/983 – 2021/262
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı adi ortaklık tarafından Küçükçekmece ilçesi … Mah. … Cadde üzerinde bulunan … AVM kapalı otoparkına cephe olan yolda yapılan inşaata ilişkin kazı çalışması sırasında İSKİ’ye ait atık su kanalı tahrip edilerek hasarlanmasına sebebiyet verildiğini, oluşan zararın tazmini amacıyla davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı 123.722,16TL üzerinden icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın haklı bir neden olmaksızın takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle istemin TBK 72maddesi gereğince zaman aşımına uğradığını, ayrıca inşaatla ilgili yapılan kazı çalışmasının tamamen projeye uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacı İSKİ’ye ait atık su borularına herhangi bir şekilde zarar vermediklerini, işbu hususun Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/43 D.iş ve 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/25 D.iş sayılı dosyalarında yapılan keşifle düzenlenen bilirkişi raporlarıyla sabit olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…davacı …’nin atık su borularına davalı tarafın sorumluluğunda bulunan inşaatın yapımı sırasında zarar verildiği hususunu kanıtlayamadığı, tazminat davasında zarar ile birlikte zarar vereni ispatlama külfetinin davacı …’ye ait olduğu, gerek mahallinde yapılan tespit keşfi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporları, gerekse … AVM yönetimi tarafından İSKİ’ye sunulan dilekçe içeriği, duruşmada tanık olarak dinlenen …’ın maddi olaylara dayalı beyanları dikkate alındığında zararın meydana geldiği iddia edilen bölgede inşaat kazı çalışmasından önce de aynı şekilde su baskınlarının meydana geldiği, atık su borularının tamamen değişmesinden sonra sorunun kökten çözüldüğü hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın değişen borulara yönelik zararın davalı tarafından verildiği hususunu ispatlayamadığından açılan davanın reddine… ” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yargılama aşamasında bilirkişi raporunda yapılan tespitler ile davalıların atık su kanalına zarar verdiğinin tespit edildiğini, davacı idare görevlilerince mahallinde hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, buna göre de hasar tespit raporu düzenlendiğini, hasar tespitini yapan görevlilerin tanık olarak dinlendiğini, Küçükçekmece Belediye Fen İşleri Müdürlüğünce davalı şirketlerin belediye tarafından onaylanan yol projesi kotlarına uymadığı ve yol gövdesi üzerine 1-1,40 metre aralığında dolgu yapıldığının belirtildiğini, davalılarca fore kazık çalışması sırasında atık su tesisatına zarar verildiğinin bizzat tanıklar tarafından görülerek tespit tutanağı düzenlenmiş olduğunu ve bilirkişi raporunun davacı lehine olduğunu, ancak dikkate alınmadan karar verildiğini ve verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; haksız fiile dayalı maddi zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi geregince, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır. Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Mahkemece düzenlettirilen inşaat mühendisi ve gayrimenkul uzmanı bilirkişi raporunda davalılarca yapılan inşaat sırasında imar yolunun onaylanan yol projesi kotlarına uyulmayarak yol gövdesi üzerinde 0-1,40 metre arasında dolgu yapıldığı, mevcut atık su kanalının tahrip edildiği ve bu nedenle atık su hattının yenilendiği, davacı idarenin atık su kanalına verilen zarar sebebiyle talep edebileceği tazminat tutarının 123.747,14 TL olduğu tespit edilmiştir. 19/02/2016 tarihli hasar tespit tutanağında davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığın kanal sistemine zarar verdiğinin belirtildiği görülmektedir. Tutanak mümzilerinin tanık olarak dinlendikleri ve tutanak içeriğini doğruladıkları görülmektedir. Küçükçekmece Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünün 24/02/2016 tarihli cevabi yazısından özetle, davalı şirketlerce yapılan inşaat çalışması sırasında onaylı yol projesi kotlarına uyulmayarak yol gövdesi üzerinde 0-1,40 metre arasında dolgu yapılmış olduğu, atık su kanal geri tepmesinin atık su hatlarının yüksek dolgu ile oluşan basınç ile çökmeden kaynaklı olabileceği ya da dolgu sırasında atık su bacalarının dolmasıyla tıkanabileceği belirtilmiştir. Davalı şirketlerin başvurusu üzerine Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/25 D.iş sayılı dosyasında ve Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/43.D.iş sayılı dosyasında yapılan tespitler sonucunda düzenlettirilen bilirkişi raporlarında ise, dolgu yapılan kısım ile kanal yolunun arasında büyük bir mesafenin bulunduğu, bu alanda hiç bir inşaat faaliyetinin yapılmamış olduğu ve 15-20 cm² yüzey farkının ölçü esnasındaki küçük çukurluk ve toprak parçacıkları yüksekliğinden kaynaklandığı, bunun su birikmesine sebep olacak nitelikte olmadığı tespit edilmiştir. Somut olayda, ilk derece mahkemesince düzenlettirilen bilirkişi raporunda dosya arasına alınan Sulh Hukuk Mahkemelerince alınan delil tespiti dosyalarındaki bilirkişi raporlarının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre tespit raporları da irdelenmek suretiyle ek rapor düzenlettirilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeplerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, zikredilen eksiklikler tamamlanıp yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/983 E. – 2021/262 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,4- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/03/2023