Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1597 E. 2021/1408 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1597
KARAR NO: 2021/1408
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2019/552 Esas- 2020/91 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili olan şirketin hizmet sahası önünde, davalı Maltepe Belediyesi adına müteahhitliğini yapan … A.Ş. İsimli firmanın yapmış olduğu kaldırım çalışması sırasında müvekkili olan şirkete ait kablo ve güzergaha hasar verildiğini, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, verilmiş olan zarar nedeniyle, hem Maltepe Belediyesi’nin hemde diğer davalı … A.Ş.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, şirket personelince hasar tespiti yapıldığını, hasar keşif tutarı formu ve malzeme işçilik cetveli düzenlendiğini, akabinde, kamusal hizmet niteliğinde olan iletişimin aksamaması adına zararın müteahhit firma tarafından zarar giderildiğini, sonuç olarak 6.603,75 TL alacağın, 16/02/2017 olan hasar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Huzurdaki davanın 2577 sayılı İYUK 2. Md. Gereği tam yargı davası olduğunu, bu davalara baklaya idari yargı mahkemelerinin görevli olduğunu, idari eylem ve işlemlerden dolayı zarar gören kişiler tarafından açılacak tam yargı davalarının idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiğini, bununla ilgili örnek Yargıtay kararlarının dilekçe ekinde sunulduğunu, yine dilekçe ekinde sunulan sözleşme gereği, yüklenicinin yapacağı çalışmalardan dolayı şahıslara ve kamuya ait yapılara altyapı kurum ve kuruluşların tesisleri ve benzeri tesislerde meydana gelen tahribat, kaza ve çözmelerden doğacak zarar ve ziyandan doğruya yükleniciye ait olduğunu, ayrıca Fen İşleri Müdürlüklerinin 07/08/2018 tarih ve … sayılı yazıları ekinde ihale sonucu sözleşme imzalanan diğer davalı yüklenici şirketin … Sigorta ile yapılan 18/07/2016-30/11/2017 tarihleri arasında geçerli inşaat tüm riskler sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, meydana gelen zararın yapılan sigorta kapsamında öncelikle sigorta şirketinden, sonuç alınamazsa davalı yüklenici diğer şirketten tazmininin talep edilmesini, herhangi bir sorumluluğu bulunmayan Maltepe Belediyesi yönünden davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Davalı belediye kamu tüzel kişisi olup, işlem ve eylemleri kural olarak kamusal nitelik taşır. Davalı Belediyenin kaldırım çalışmasına izin verdiği diğer davalı (tefrik edilen ana dosyada bulunan davalı) tarafından yapılan çalışma sırasında davacının zarara uğradığı iddia edilmekle, istemin idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde değerlendirilmesi gerekmektedir. İdare’nin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekmektedir. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/2293 E. 2019/281 K. Sayılı ilamı benzer mahiyette olup: Davalı Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı bir kamu kurumu olup, yukarıda açıklandığı üzere kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Somut olayda, davalı idare tarafından yüklenicisi şirkete yaptırılan yol genişletme ve düzenleme çalışması sırasında zarara uğranıldığı iddia edilmiştir. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. Anlatılan olay doğrultusunda davalının hizmet kusuruna dayanılarak tazminat istenildiği anlaşılmaktadır. İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesi gereğince ilgili idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Yargı yolu sorunu, HMK 114. maddesinde dava şartı olarak düzenlendiğinden ve kamu düzenine ilişkin olduğundan, açıkça veya hiç ileri sürülmese de mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. ” gerekçesini içermektedir. Yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2016/5246 E. 2018/6055 K. Sayılı ilamı: “Davacı vekili; davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına diğer davalı şirket tarafından yapılan yol ve köprü çalışmaları esnasında, şirketlerine ait kabloların hasar gördüğünü ve buna ilişkin hasar tespit tutanağı düzenlendiğini belirterek oluşan zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi vekili; … idare mahkemelerinin görevli olacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davalı belediyenin bir kısım alt yapı çalışmalarını davalı şirkete ihale ettiği, yapım çalışmaları sırasında davalı şirketin, davacının kablolarını kopararak hasarlanmasına neden olduğu, davalı belediyenin yapılacak imalat ve çalışmalarda denetleme ve kontrol yetkisinin bulunduğu, bu sebeple hasardan belediyenin de sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin görevli olup olmadığı hususu kamu düzeninden olup re’sen veya talep üzerine her zaman dikkate alınması gerekir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi gereğince, görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi mahiyetindeki idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan zararlardan dolayı idare aleyhine idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Mahkemece, davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kamu hizmetinin yürütülmesi esnasında verdiği zararların tazmini istendiğinden, bu davalı yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yanılgılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.” hükmünü haizdir. Benzer nitelikte bir çok içtihat bulunmakta olup, hal böyle olunca davalı Maltepe Belediyesi yönünden idari yargı yolu caiz olduğundan dosya tefrik edilerek eldeki davada davanın usulden reddine…” gerekçesiyle, davalı Maltepe Belediye Başkanlığına karşı açılan davada; idari yargı yolunun caiz olduğu anlaşıldığından HMK.’nın 114/1-b ve 115. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine şeklinde karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin davalı yönünden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız fiil iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. İstemin ileri sürülüş biçimine göre davacı; açıkça, davalı Maltepe Belediyesinin gözetiminde alt yüklenici olan … tarafından yapılan yol yapım çalışması sırasında iş makinasının davacı şirkete ait yer altı kablosuna zarar verdiğini belirtmek suretiyle üst iş veren olan Belediye Başkanlığı’ nın hizmet kusuruna dayanmıştır. Davalı Belediye Başkanlığı kamu kurumu niteliğinde olup, dava konusu zarar kamusal görevin yerine getirilmesi sırasında meydana gelmiştir. İdarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı, idari yargılama usulü yasasının 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilir. (Emsal Yargıtay 4.HD 15/01/2019 gün, 2016/15724 E-2019/92 K sayılı ilamı) Bu durumda; Mahkemece, davalı yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi doğrudur. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/552 Esas – 2020/91 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, istinaf yoluna başvuran davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.30/06/2021