Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1521 E. 2023/510 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1521
KARAR NO: 2023/510
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2021
NUMARASI: 2017/396 Esas – 2021/41 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin açık hava reklamcılığı sektörünün dünyaca ünlü şirketlerinden … Şirketler Grubunun bir üyesi olduğunu, müvekkili şirketin üyesi olduğu … şirketi dünyanın onlarca ülkesinde ve yüzlerce büyükşehir ile hava alanlarında faaliyet halinde olan, ülkemizde de İstanbul başta olmak üzere Konya, Aydın, Muğla, Manisa gibi büyükşehirler ile pek çok Önemli ilçelerinde çalışmalarını sürdürdüğünü, müvekkili şirketin, şehirlere modern dizayn ile Belediye Duraklarını şehrin yapısına uygun, insanların daha rahat kullanımına hazırlarken, bedelsiz olarak verdiği bu hizmet karşılığında aynı durakların bazı alanları ile şehirle bütünleşmiş reklam ürünleri ile 3. kişilere reklam ekipmanlarının kiralanması hizmeti sunduğunu, bu reklam ekipmanların tasarım ve üretiminin grup şirketlerine ait olduğunu, müvekkilinin 3. kişilere kiralama hizmeti sunduğu bu reklam ekipmanlarının yerleşim bölgelerine kurulduğunu, kuruldukları bu alanların özel hukuk kişilerine ait yerler olabileceği gibi kamu alanları da olabildiğini, kamu alanlarının, ilgili idarelerce tahsis edildiğini, bu amaçla ihaleler açıldığını ve kazananlarla sözleşmelerin akdedildiğini, böylece ihalede gösterilen süre boyunca bahse konu reklam alanları üzerine kurulacak ekipmanlar ile 3. kişilere kiralama hizmeti verilerek elde edilen gelirden yine ihale şartnamesinde belirtilen muhammen aylık işletme bedelinin idareye ödendiğini, bu kapsamda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, İBB sınırları dahilindeki ışıklandırmalı otobüs duraklarına ikiyüzlü reklam vitrini konulması ve işletilmesi, üzerine acil yardım isteme göstergesi yer alan tam otomatik şehir tuvaletleri konulması, ışıklandırmalı ilan ve reklam vitrinleri yapılması ve işletilmesi, ışıklandırmalı ilan kuleleri yapılması ve işletilmesi ile tüm otobüs duraklarının yapılması ve yenilenmesi, isimlerinin yazılması, şehrin ihtiyaç duyulan noktalarına (yerlerine) ışıklandırmalı şehir enformasyon vitrinleri konulması ve işletilmesi, ana caddelere isim levhaları konulması hususlarında ihale yapılmasına karar verdiğini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından alınan karar neticesinde 1997 yılında yapılan ihalede müvekkilinin en yüksek teklifi vererek 10 yıl boyunca bahse konu yerlerin işletilmesini üstlendiğini, ancak işleticinin bu şartname ve ihaleden sonra yapılacak sözleşme şartlarına, Belediyenin kusuru dışında, tam olarak uyması halinde işletme süresinin 20 yıla kadar uzatılacak olup, bu sürenin 20 yılı aşmayacağını, buna göre, işin başlangıcının 30.08.1995 tarihi olup 10 yıllık süre 30.08.2005 tarihinde sona ermiş ancak 12.08.2005 tarihinde yapılan ek protokol ile işletme süresinin, 30.08.2005 tarihinden itibaren 10 yıl daha uzatıldığını, toplamda 20 yıllık işletme süresinin 30.08.2015 tarihi itibariyle sona erdiğini ancak bu tarihten sonra İstanbul’da yeni ihalenin yapılamamış olması nedeniyle müvekkili şirket ecrimisil bedeli ödemek suretiyle bahse konu yerleri işletmeye devam ettiğini, 10.04.1997 Tarih ve … sayılı işletme kontratosunun özel şartlar bölümünün 7. Maddesinde işletilenlerin ve kurulan diğer tesislerin kime ait olduğu hususunun gösterildiğini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile müvekkili şirket arasındaki 10.04.1997 tarihinde yapılan işletme kontratosu uyarınca, müvekkile ait … Cad. Bakırköy yönünde (İstanbul Hastanesi sahil durağı) bulunan … no’lu durak, yol çalışması yapılması sırasında bilinçli olarak hasarlandırıldığını ve daha sonra söküp atılarak kullanılamaz hale getirildiğini, bahse konu yerin Avrasya Tüneli Projesinin yapıldığı yer olup yaptıkları araştırmalar neticesinde, durağın bulunduğu yerdeki yol genişletme ve yapımı çalışmalarının davalı … San. A.Ş. tarafından yürütüldüğünün tespit edildiğini, bunun üzerine, davalılardan … A.Ş.’ye Beşiktaş … Noterliğinin 17.02.2017 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek, müvekkili şirkete ait durağın bilgileri olmaksızın bulunduğu yerden bilinçli olarak hasarlandırılıp söküldüğünü, sökülme işleminin tam olarak sökülme olmayıp araç ile yerinden koparılma şeklinde olduğu ve bu sırada tamamen tahrip edilerek kullanılamaz hale getirildiğini, bu nedenle de müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın ödenmesi hususunun ihtar edildiğini, bununla birlikte, davalılar tarafından yapılacak çalışma sebebiyle durağın kaldırılması hususunun ne müvekkilinden ne de Belediye’den talep edilmediğini, davalılar tarafından bu yönde bir talepte bulunulmaksızın hatta haber veya bilgi verilmeksizin dava konusu durağın sökülerek kırıldığını ve müvekkili şirketin böylelikle zarara uğratıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları ile sair talep ve dava haklarımız saklı kalmak üzere davanın kabulüne, dava konusu durağa verilen zarar ile bu durağın kullanılamayacak hale getirilmesi nedeniyle belirsiz alacak olarak 10.000TL müvekkilinin yoksun kaldığı reklam gelirinin haksız fiil tarihinden (16.12.2016) itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı … San. A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yer itibarıyla yetkisiz olan Mahkememizde açıldığını, davacının talebini haksız fiile dayandırdığını, haksız fiilin meydana geldiği yerin İstanbul Fatih İlçesi dahilinde olup yer itibarıyla yetkili olan Mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı iddialarının muhatabının müvekkili şirket olmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği sözleşme ve sair deliller nazara alındığında muhatabın İstanbul Büyükşehir Beledİyesi olduğunu, davanın müvekkili davalı şirket bakımından husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının İBB ile olan sözleşmesinin feshedilmiş olduğunun bilindiğini, Avrasya Tüneli inşaatı süreci nazara alındığında davacının taleplerinde tarih bakımından belirsizlik bulunduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden de reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın müvekkili davalı şirketten, Beşiktaş …Noterliği’nin 17.02.2017 tarihli, … Yev. No.lu ihtarnamesi ile “durak maliyeti ile yoksun kalınan reklam gelirine ve zararına dair 20.000,00 TL talepte bulunduğunu, işbu davayı 10.000,00 TL. harca esas değer üzerinden açtığını sonuç ve istem kısmında ise bedel belirtmediğini, davacı taleplerinin bu yönden de usul ve esas bakımından yasaya aykırı olup, dava dilekçesinin ve davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın, dava konusunda müvekkilinin davalı şirketin ortağı bulunduğu … San. A Ş. ve … Ltd. Adi Ortaklığı İşletmesine ihtarname keşide etmesine rağmen, davayı Adi Ortaklığın ortaklarından olan müvekkili şirkete karşı açtığını, adi ortaklıkta husumetin ortaklara ayrı ayrı yöneltilmesinin usul ve yasa gereği olduğunu, İşbu davada, … Ltd. şirketinin davalı olarak yer almadığını, layda müvekkilim şirketin haksız fiil nedeni ile herhangi bir borcu bulunmadığı gibi temerrüdünün de söz konusu olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesindeki “… Cad. Bakırköy yönünde bulunan … no.lu durak, yol çalışması yapılması sırasında bilinçli olarak hasarlandırılmış ve daha sonra söküp atılarak kullanılamaz hale getirilmiştir.” şeklindeki beyan ve iddiası gerçek durumu yansıtmadığını, adı geçen durağın yeri Avrasya Tünelinin inşası için Ulaştırma Bakanlığına Bağlı Alt Yapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nden yer teslimi ile almış oldukları şantiye alanının içerisinde kaldığını, durağın, müvekkilinin ortaklığını yüklendiği işlerin yapıldığı alanda, yol güzergahı üzerinde kaldığını, işlerin yürütülmesi bakımından durağın kaldırılmasının zaruri bir işlem olduğunu, durağın kurulu bulunduğu yerin imar planlarında ve Kısmi Yer Teslim Tutanaklarında şantiye ve çalışma alanlarının sınırları içerisinde kaldığını, sözleşme hükümlerince, işveren idarenin şantiye ve çalışma alanlarındaki faaliyetleri engelleyecek herhangi bir engelden ari olarak yer teslim etme sorumluluğun bulunmadığını, davacının taleplerinin, yok hükmünde bir yer ile ilgili olup, hukuken nazara alınmasının mümkün olmadığını, ayrıca uzun yıllar kullanılmayan ve harap bir şekilde kalan, ayrıca şantiye alanı içerisinde durak olarak kullanılmasının da fiilen mümkün olmayan bir durakla ilgili olarak, davacı tarafın ileri sürdüğü tazminat ve sair maddi taleplerinin hukuken ve mantıken de izahının mümkün olmadığını, durağı kaldıranın da müvekkili davalı şirket olmadığını, ayrıca, durağın bulunduğu bölgede çalışma yapan firmanın alt yüklenicileri diğer davalı … Ticaret Ltd. Şti. olup, durağın bu firma tarafından zorunlu olarak kaldırıldığını, dava konusu olan İETT durağının İBB’ye ait olduğunu, davacı tarafın da dava dilekçesinde “Toplamda 20 yıllık işletme süresinin 30.08.2015 tarihi itibarıyla sona erdiğini, ecrimisil bedeli ödemek suretiyle bahse konu yerleri işletmeye devam ettiğini” beyan ettiğini, bu nedenle, davacı … ve Tic. A.Ş.nin, müvekkili şirketten dava konusu bu kabil bir talepte bulunmasının hukuken izahının mümkün olmadığını belirterek haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkili ile diğer davalı … San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzaladıkları 01.09.2014 tarihli “alt yüklenicilik” sözleşmesi gereğince, “İstanbul Boğazı karayolu Tüp Geçişi Projesi Kapsamında Yenikapı Kavşağı Bölgesinde İSKİ Atıksu, Şehir suyu, Yağmur suyu Deşarjı ve Deplase İşleri”ni yapma işini üstlendiğini, bahsi geçen sözleşmede “işveren” sıfatını taşıyan diğer davalı … San. Tic. Ltd. Şti., sözleşme konusu işlerin yapılacağı alanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan teslim aldığını, bu proje kapsamında yapılacak işlere dair tüm alanın etrafının çevrildiğini, giriş ve çıkış kısımlarına güvenlik personeli yerleştirilerek, hem işyerinin hem de 3.şahısların güvenliği gereği söz konusu alanın kamuya kapatıldığını, müvekkil şirketin, bahsi geçen sözleşme gereği yapacağı işlerin gereği olarak iş makinaları ve uzman personeli ile faaliyetlerini sürdürdüklerini, davacı tarafından, tarafımızca “bilinçli olarak hasarlandırıldığı” iddia edilen durağın ilgili idarece ya da diğer davalı şirketçe yerinden sökülmediği gibi, “sökülmesi” ya da “muhafaza altına alınmasının” da taraflarınca talep edilmediğini, belediyece diğer davalıya yer teslimi yapılması esnasında etrafı çevrilerek kamuya kapalı hale getirilen alanda kalan bu durağın, sözleşmede belirtilen işlerin sona ermesine müteakip ve proje gereği eski yerinde durmayacağı gibi, bir başka alana da taşınmasının söz konusu olmadığını, bahsi geçen durağın bulunduğu yolun da proje gereği değiştirilmiş olup, bu durağın artık yol olmayan bir alanda muhafaza edilmesinin söz konusu olamayacağını, müvekkili şirketin, kendisine sözleşme gereği teslim edilen alanda, sözleşme şartlarına ve diğer yasal mevzuata uygun bir şekilde işlerini layıkıyla tamamlayarak teslim ettiğini, Belediyece, Ulaştırma Bakanlığı’nca ya da diğer davalı şirketçe hiçbir kayıt ve uyarıda bulunmaksızın taraflarına teslim edilen alanda, söz konusu durağın akıbetinin ve uğradığı hasarın sorumluluğunun taraflarına izafesinin hukuka da, bağlı olunan sözleşmeye de, hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İhbar olunan … Sigorta A.Ş. Tarafından gönderilen beyan dilekçesinde özetle; Avrasya Tüneli İnşaatı için düzenlemiş … no’lu İNŞAAT ALL RİSK poliçesindeki muafiyet klozu uyarınca, işbu dava konusu talebin muafiyet altında kaldığının tespit edildiğini, şirketlerinin dava konusu talep sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığını, işbu zarar nedeniyle sorumluluklarının olmadığını ve herhangi bir ödeme yapılmayacağını belirterek ihbar edilen sıfatına sahip olduğundan dava nedeni ile müvekkil şirket aleyhine hüküm kurulmamasına karar verilmesini talep etmiştir. İhbar olunan İBB vekili tarafından sunulan beyan dilekçesinde özetle; davacı … Tic. A.Ş. vekili tarafından, Avrasya Tüneli Sahil Yolu projesi kapsamında kalan yol genişletme ve yapımı çalışmaları sırasında … Caddesi Bakırköy yönünde (İstanbul Hastanesi sahil durağı) bulunan … no’lu durağın bulunduğu alandan şirketin bilgisi olmaksızın sökülerek kaldırılması neticesinde hasarlandırılması ve kullanılamaz hale getirilmesi nedeniyle, durağa verilen zarar ile müvekkilinin yoksun kaldığı reklam gelirinin haksız fiil tarihinden (16.12.2016) itibaren işleyecek yasal faizi birlikte tahsili amacıyla Ulaştırma Bakanlığı müteahhidi … San. AŞ ile alt yüklenici … Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan iş bu davada, 24,05.2018 tarihli mahkeme ara kararı ile davanın Belediyelerine ihbarına karar verildiğini, müvekkili idarenin dava konusu olayda sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili Belediye ile … Tic.Ltd. Şti. arasında 10.04.1997 tarih ve … sayılı işletme kontratosunun imzalanmış olup sözleşme sûresi sonunda İstanbul .. Noterliğinden onaylı 12.08.2005 tarih ve … sayılı Ek 1 Nolu Protokol ile İşletme süresi 30.08.2005 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile uzatıldığını, söz konusu sözleşmenin süresinin sona erdikten sonra sözleşme konusu yerlerde 01.09.2015 tarihi itibari ile … Tic. AŞ. adına ecrimisil işlem dosyası oluşturulmuş olup oluşturulan ecrimisil dosyasının 27.09.2017 tarihinde sonlandırıldığını, bu davanın sonucunun müvekkil Belediye ile bir ilgisi bulunmadığından ihbar talebini kabul etmediklerini belirterek ihbar talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Davacı ile İstanbul Büyükşehir belediyesi arasında yapılan anlaşma gereği İstanbul sınırları dahilindeki ışıklandırmalı otobüs duraklarının işletilmesine dair anlaşma sağlandığı bu kapsamda … Cad. Bakırköy yönünde İstanbul Hastanesi sahil durağı bulunan … nolu durağın kullanılamaz hale geldiği daha sonra yerinden söküldüğüne bu nedenle durağa verilen zarar ile yoksun kalınan reklam gelirinin haksız fiil hükümleri kapsamında tazminine ilişkin olduğu, söz konusu durağın davalılara ait şantiyesinin önünde bulunduğu, durağın şantiyenin önünde bulunduğu hususunda ihtilafın bulunmadığı, durağın davalı şirketler tarafından yol yapım sırasında zarar verilip verilmediği hususunda toplandığı, bilindiği üzere haksız fiilin unsurlarının TBK da düzenlendiği buna göre, fiil, hukuka aykırılık, zarar ve illiyet bağı olduğu, bu kapsamda dinlenen tanık …’ın beyanına göre saha şefi olarak görev yaptığını yol çalışması sırasında şirketin durağı yıkmadığını beyan ettiği, davalı şirketin durağı yıktığına dair güvenlik kamera kaydı gibi bir somut delilin olmadığı gibi davalıların otobüs durağına yıktığına dair herhangi bir ceza soruşturması bulunmadığı, sadece davalılara ait şantiyenin orada bulunması, davalıların otobüs durağını yıktığı sonucuna varılamayacağı anlaşıldığından davacı tarafından davalıların otobüs durağına zarar verdiğini ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar…” karar verilmiştir.Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı … San. A.Ş. Vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde durağın Davalı … Tic. Ltd. Şti. Tarafından kaldırıldığını, davalı … Tic. Ltd. Şti.nin İBB tarafından kaldırıldığı beyanının ikrar olup tanık beyanına göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, açık hava reklamının yapıldığı durağın avrasya tüneli çalışmaları sırasında kaldırılarak kendilerinin ticari kayba uğramasından dolayı davalıların sorumlu olduğundan davanın reddine dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız eylem sebebiyle yoksun kalınan reklam gelirinin tazmini istemine ilişkindir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi geregince, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır. Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. 50. maddeye göre de Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Somut uyuşmazlıkta; tarafların yüklenici ve alt yüklenici olarak Avrasya tünelinin yapımı için dava konusu durağı kaldırdıkları yüklenici Davalı … San. A.Ş. cevap dilekçesinde beyan edilmesine göre mahkemece alanında uzman bilirkişiler tarafından davalıların kusur durumlarının tespiti ve sonucuna göre varsa davacının yoksun kaldığı reklam gelirinin hesaplanması yerine davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple davacı vekilinin istinaf istemi yerindedir. Yukarıda açıklanan hususlar gereğince sair yönler incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıdaki eksiklikler gereğince yargılama yapılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Dava vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan sebeplerle KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/396 Esas – 2021/41 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 4- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 7- İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas icra takip dosyasına yatırmış olduğu 3.078,72 TL teminatın 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davacı tarafa talebi halinde İADESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/02/2023