Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1426 E. 2021/1471 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1426
KARAR NO: 2021/1471
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2019/152 Esas – 2021/215Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin inşaat ve taahhüt işleri ile iştigal ettiğini, 2004 yılında … isimli firmanın Kocaeli Valiliği İl Özel İdaresinden aldığı Gebze ve Gölcük’teki okul binalarını üstlenen firmanın taşeronluğunu yaptığını, adı geçen firmanın müvekkilinin yaptığı işçilikler nedeni ile Kocaeli Valiliğinden olan alacaklarının 220.000,00 TL’sini müvekkiline Körfez … Noterliğinin 05/10/2004 tarih … yevmiye numaralı temlikname ile temlik ettiğini, bu arada … isimli firmadan alacaklı olan davalının ise müvekkiline yapılan temlikin muvazaalı olduğu iddiası ile Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/212 D. İş sayılı davası ile 2004/621 Esas sayılı davasını açarak müvekkiline yapılan temlikin 50.000,00-TL’sinin ödenmemesi yönünde tedbir kararı aldığını, açılan davanın reddedildiğini, bozma sonucu 2014/223 Esas numarasını aldığını, bu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve kararın 17/04/2015 tarihinde kesinleştiğini, bu dava açılmamış olsa idi müvekkilinin alacağına zamanında kavuşabileceğini beyan etmiş, müvekkilinin zamanında alamadığı 50.000,00-TL’den kaynaklı doğan zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; Körfez Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/212 D.İş sayılı dosyası ile alınan ihtiyati tedbir kararı ile birlikte Körfez Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/223 Esas, 2014/518 Karar sayılı dosyası ile davacı … ile …Ltd.Şti. arasında Körfez …Noterliği’nin 05.10.2004 tarih … yevmiye no.’lu evrakı ile akdedilen temlik sözleşmesine konu tasarrufun muvazaa sebebi ile iptalinin talep edildiğini, …Ltd.Şti.’nin … isimli şahsa verdiği vekaletname ile bu şirketin … İlk Öğretim Okulunun inşaatının yapımından kaynaklı Kocaeli Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünden alacağı 200.000,00 TL’yi iş bu temlik sözleşmesi ile …’a muvazaalı olarak devrettiğini, müvekkili şirket adına 2004 yılında ikame edilen bu davanın yargılama süreci içerisinde …Ltd.Şti., … İlk Öğretim Okulunun inşaatı tamamlayamadığını, bu nedenle de Kocaeli Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünden herhangi bir alacağı doğmadığını, süreç içerisinde gelişen bu durum nedeni ile ikame edilen davayı takip etmekte herhangi bir hukuki yarar kalmadığından, davanın müracaata bırakıldığını ve 20.10.2014 tarihinde iş bu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, temlik sözleşmesine konu borcun kaynağının 2004 yılına ait olup, aradan 11 yıl gibi bir süre geçtikten sonra ikame edilen iş bu davaya ilişkin zaman aşımı itirazlarını sunduklarını, Borçlar Kanunu ve ilgili yasal düzenlemeler gereği yasal zaman aşımı süresinin dolması nedeni ile zaman aşımı yönünden iş bu davanın reddini talep ettiklerini, izah edilen durum nedeni ile davacı yanın hiçbir zaman doğmamış olan bir alacağı tahsil etmesi mümkün olmadığından, haksız ihtiyati tedbir kararı nedeni ile tazminat talep edilebilmesinin mümkün olmadığını, talep edilen ihtiyati tedbir ile davacının alacağına kavuşamaması arasında bir illiyet bağı bulunmadığını, … Ltd.Şti.’nin yüklendiği işi tamamlayamaması sebebi ile zaten alacağına kavuşma imkanının ortadan kalktığını beyan etmiş, davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalı vekilinin zamanaşımı itirazının incelenmesinde, 23.11.2004 tarihinde verilen tedbir kararı üzerine açılan davanın kararının 17.04.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın görevsiz mahkemede 18/11/2015 tarihinde ikame edildiği, zamanaşımının kesildiği dönem çıkarıldığında davanın kanunda gösterilen 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir. HMK’ nın 399/1. maddesinde; ”lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır, yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar, ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür.” düzenlemesine yer verilmiştir. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi durumunda tıpkı davanın reddine karar verilmiş gibi aleyhine tedbir kararı alınan kişilerin söz konusu haksız ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat davası açabilecekleri kabul edilmiştir. (Baki Kuru-İcra veİflas Hukuku-2013) Mahkemenin vermiş olduğu tedbir kararı üzerine davacı … valilikten olan temlik yoluyla edindiği alacağını uzun bir süre alamamıştır. Dolayısıyla verilen haksız ihtiyati tedbir kararı ile davacının alacağına vaktinde erişmemesinden kaynaklı zararı arasında uygun illiyet bağının bulunmakta olduğu değerlendirilmiştir. Davacı vekili alacağına erişememekten dolayı zararlarını faiz kaybı, peşin sermaye değeri kaybı, bankalar nezdinde teminat gösterememekten kaynaklı zarar olarak sıralasa da faiz alacağı haricindeki taleplerin delillendirilmesi gerektiğinden faiz hesabı haricindeki talepler yönünden delil bulunmamakla inceleme yapılmamıştır. Bilirkişi tarafından kendisine verilen görev kapsamında hazırlanan raporda 23.11.2004-17.04.2015 tarihleri arasında 50.000,00 TL sermayenin getireceği faiz tutarı toplamının 80.631,30 TL olarak hesaplandığını, eldeki dava dosyanın incelenmesinde dava konusu tutarla ilgili davacının sair maddi zararının bulunmadığını tespit etmiştir. Hesaplama yapılması istenen tarih aralıkları (23.11.2004-17.04.2015) ihtiyati tedbir kararının ihtiyati tedbirin verildiği( tedbir kararının verildiği gün teminat yatırılarak karar uygulanmıştır) ve kaldırıldığı günlerdir. Bu kapsamda davacının zararı ile ihtiyati tedbir kararının uygulanması arasında illiyet bağı bulunması, davacının 50.000,00TL asıl alacağına kavuşmasına rağmen geç erişmiş olduğundan 80.631,30 TL faiz alacağına da hak kazandığı, söz konusu alacağın faiz alacağı olması nedeniyle ve faize faiz işletilemeyeceğinden (Yargıtay 8. HD 2015/1572 E., 2017/276 K. Ve 02.03.2017 t. İlam) davanın kabulü ile 80.631,30 TL tazminat bedelinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; tedbir kararının davacının zararına sebebiyet vermediği, davacının zararı ile tedbir kararı arasında illiyet bağı bulunmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız (İhtiyati tedbir , ihtiyati haciz) fiil iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/212 D.İş sayılı 23.11.2004 tarihli karar ile Borçlu …’ın Bayındırlık ve İskan Bakanlığında bulunan 220.000.000.000 ETL alacağından 50.000.000.000 ETL sinin …a İİK m 257 m uyarınca ödenmesinin durdurulması için tedbir konulmasına , tedbir kararının bir suretinin Kocaeli Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. 11.05.2011 tarihli ek karar ile Aleyhine haciz istenen …’un Kocaeli Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünde bulunan 50.000.000.000 ETL alacağı üzerine konulan ihtiyati tedbirin ihtiyati hacze dönüştürülmesine , kararın infazı için karardan bir suretin Kocaeli Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü ile Kocaeli İl özel idaresine gönderilmesine karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararından sonra, ihtiyati hacze konu edilen, Dava dışı … tarafından …’a temlik edilen … İlk Öğretim Okulu yapım işi alacağının muvazaalı temlik edildiğinden bahisle temlik işleminin dava konusu edilen alacak miktarı yönünden iptali ve alacağın davacıya ödenmesi dava edilmiştir. Kocaeli İli Özel İdare Müdürlüğünün 30.12.2004 tarihli cevabi yazısı ile tedbir kararının kayda alındığı, ilgili firmanın alacağı doğması halinde uygulanacağı bildirilmiştir. Kocaeli İli Özel İdaresi’nin 11.10.2006 tarihli cevabi yazısında; temlik eden dava dışı müteahhit … firması adına tahakkuk eden alacaktan 61.000.000.000 TL nin 09.11.204 tarihinde Adıyaman … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına , 17.059.300.000 ETL sinin de temlik alacaklısı … hesabına havale edildiği, … veya …’a başka ödeme yapılmadığı, idare ile … firması arasındaki sözleşmenin feshedildiği ve … firması tarafından verilen ihale teminatının irad kaydedildiği bildirilmiştir. Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/420 E sayılı ilamının incelenmesinde Davacının … firması, davalının Kocaeli İl Özel İdaresi, dava konusunun… İlk Öğretim Okulu yapım işi sözleşmesinin idare tarafından feshedilmesi nedeniyle bakiye alacak istemine ilişkin olduğu kısmen kabul ile sonuçlanan ilamın Gölcük İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile ilamlı takibe konu edildiği, Takip Alacaklısı … firmasının takibe konu alacağını …’e temlik ettiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda davalının dava dışı … firmasından alacaklı olduğu, alacağını tahsil amacıyla … Firmasının İl Özel İdaresindeki alacağını muvazaalı olarak davacı …’a temlik ettiğinden bahisle tasarrufun iptalini dava edip 50.000.000.000 ETL alacak için … firması adına doğacak ve …’a temlik edilen İl Özel İdaresi nedindeki alacağa ihtiyati haciz koydurduğu, İl özel idaresi tarafından ihtiyati haciz kararı tarihinden sonra … firması ihale konusu işteki eksikler nedeni ile ihtilaf yaşandığı , .. firması adına sözleşme nedeniyle ödeme tahakkuk ettirilmediği gibi sözleşme feshedilerek … tarafından verilen kesin ihale teminatınında idare tarafından irad kaydedildiği, Bilahare … Firması tarafından idareye karşı fesih sebebi ile alacak davası açıldığı ve bu alacağın da … firması tarafından üçüncü kişiye temlik edildiği, davacıya temlik edilen alacağın temlik eden … firması ve İdare arasında ihtilaflı olduğu, ihtiyati haciz kararı olmasa da idare tarafından davacıya ödenmeyeceği, Bu şekilde davalı tarafından alınan tedbir kararının tedbir kararından sonra idare tarafından alacak tahakkuk ettirilmediği için kayda alınmakla beraber fiilen infaz edilemediği, fiilen infaz edilmeyen tedbir-haciz kararı nedeniyle davacının zararı oluşamayacağı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/03/2021 tarih, 2019/152 Esas – 2021/215 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, yeniden hüküm oluşturularak; 1-Davanın REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 31,60-TL nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafça yapılan 70,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 6-Yargılama sırasında gider avansı yatırılması halinde arta kalan kısmın yatıran tarafa iadesine, – İstinaf incelemesi bakımından ; 1-Davalı tarafından peşin yatırılan 1.377,00-TL istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde kendisine iadesine, 2-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/07/2021