Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1422 E. 2023/352 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1422
KARAR NO: 2023/352
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2021
NUMARASI: 2020/536 Esas – 2021/23 Karar
DAVANIN KONUSU: Haksız Fiilden Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/11/2014 tarihinden Küçükçekmece İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi ile … Caddesi kesişiminde bulunan adreste davalı … tarafından elektrik kablolarının döşenmesi esnasında … suyu hattına hasar verildiğinin tespit edildiğini, davalıya hasar bedelini ödemeleri için gönderilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, hasar bedelinin tahsili amacıyla davalıya Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, itirazın iptali üzerine Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/490 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, dosya yoğunluğundan sehven duruşmaya girilemediğinden dava dosyasının düştüğünü, alacağın tahsili amacıyla yeniden dava açılabilmesi için zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığını, yapılan görüşmelerin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine işbu davayı açtıklarını, 5.064,15 TL hasar bedelinin hasar tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın dava konusu zarar verici eylemin 15.11.2014 tarihinde gerçekleştiğini beyan ettiğini, Bakırköy Arabulucuk Bürosuna ise 18.06.2020 tarihinde başvurulduğunu, davacı tarafın kanunda öngörülen iki yıllık süre içerisinde davayı açmadığı için davası zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesini, davacı tarafın hasarının müvekkili şirketin kusurundan kaynaklandığı iddiası doğru olmadığını, dava konusu hasarın müvekkili şirketin çalışması sonucu meydana geldiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, bu hususta davacı tarafça tek taraflı olarak düzenlenmiş tutanakları kabul etmediklerini, haksız ve yersiz davanın öncelikle zaman aşımı sebebiyle reddine, zamanaşımı talebinin kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “…Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tüzel kişi tacirdir. Dava konusu haksız eylem 13/11/2014 tarihinde meydana gelmiştir. Davacı çalışanları tarafından 13/11/2014 gününde hasar tespit tutanağı düzenlendiği ve hasarın ayrıntısıyla belirlendiği görülmüştür. Davacı bu haliyle olayı hasar tespit tutanağının düzenlendiği tarihte öğrenmiş bulunmaktadır. T.T.K.’nın 18. maddesi anlamında tacir sayılan davacının basiretli tacir olarak hasar tespit tutanağı ile haberdar olduğu zararı nedeniyle zarar veren hakkında iş bu davanın arabuluculuk başvuru tarihinin 18.06.2020, dava tarihinin 17.08.2020 olduğu, Bakırköy 7 Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın 04.12.2017 tarihli olduğu, davalının usulüne uygun süresinde zamanaşı definde bulunduğu, Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde belirtilen iki yıllık zamanaşımı geçtikten sonra açıldığı anlaşılmakla açılan davanın zamanaşımından reddine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımına uğramadığını, zarar tarihi olan 15/11/2014 tarihinden sonra davalıya Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/490 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, dosya yoğunluğundan sehven duruşmaya girilemediğinden dava dosyasının düştüğünü, bu kararın tebliğinden itibaren de zaman aşımının dolmadığını, yeniden dava açmak için arabulucuya başvurulduğunu, zaman aşımına uğramayan alacak için mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır. Türk Borçlar Kanununun 72. maddesine göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Somut olayda; davacıya ait kabloların 13.11.2014 tarihinde hasar gördüğü, aynı tarihli hasar tespit tutanağının tanzim edildiği, davaya konu icra takibinin 05.11.2015 tarihinde Küçük çekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapıldığı, 24.12.2015 tarihinde itiraz üzerine takibin durduğu, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/490 esasında 04.12.2017 tarihinde açılan itirazın iptali davası hakkında 12.03.2020 tarihinde HMK. 150/5 mad. gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmış olup, hasar tespit tutanağının düzenlendiği tarihte zarar ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği, 13.11.2014 hasar tarihinden 05.11.2015 icra takip tarihine kadar TBK m 72 de ön görülen iki yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşılmış olup, zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi doğrudur. Bu sebeple davacı vekilinin istemi yerinde değildir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/536 Esas ve 2021/23 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/02/2023