Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1403 E. 2023/181 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1403
KARAR NO: 2023/181
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2021
NUMARASI: 2020/193 – 2021/68
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar sebebiyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla 6100 Sayılı HMK’ nın 353. maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 16/07/2017 tarihinde davalı … tarafından müvekkil şirkete ait tesislere hasar verildiğini, müvekkil şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan 8.229,67-TL, gecikmiş gün faizi 726,47-TL olmak üzere toplam 8.956,14-TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dava dosyasında icra takibi başlattıklarını, borçlunun kanunu süresi içerisinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının borcuna itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının İcra Müdürlüğünün dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Haksız fiilden mütevellit zararların tazminin düzenleyen B.K. M.49’e göre zararın tazmini için kusur -zarar -illiyet bağı şartlarının oluşmadığını, dava konusu hasar iddiasına bağlı tazminat talebinin muhatabı müvekkil idarenin olmadığını, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan bir zararın olmadığını, hukuken sorumlu olmadıklarını, bahse konu adreste belirtilen tarihlerde İBB Altyapı Hizmetleri Müdürlüğü uhdesindeki çalışma yapılmış ve çalışma esnasında kurumlarına ait içme suyu şebeke bağlantısına da hasar verildiğinden ekiplerince arıza onarımı yapılmış olduğunu başkaca kuruluşların altyapı tesislerine herhangi bir hasar verilmediğini, davanın asli sorumlu olması sebebiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ihbar edilmesi gerektiğini, yersiz ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “16.07.2017 tarihinde davalı kurumca yapılan altyapı inşaat-onarım çalışmaları sırasında, davacıya ait emtia-altyapı birleşenlerine hasar verildiği iddiasıyla tespit olunan meblağın tazmini yolunda uyuşmazlığa konu icra takibinin başlatıldığı, bilirkişi asıl ve ek raporunda, dava konusu edilen zararın meydana gelmesinde, davalı tarafın kusurlu olduğu belirlenerek hasar tutarı hesaplanmış olduğundan, davacı-alacaklının, zararının tazminine yönelik taleplerinde haklı olduğu sonucuna varılmakla davanın kabulüyle, likit bir alacağa kötüniyetle itirazda bulunan davalı-borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilerek; Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında, davalı-borçlunun yaptığı itirazların iptaline, icra takibinin; 8.229,67-TL asıl alacak, 726,47-TL işlemiş faiz ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında faiz işletilerek icra takibinin devamına, alacak tutarının %20’si üzerinden hesaplanan 1.791,22-TL icra inkar tazminatının, davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İddianın usulüne uygun ispat edilmediğini, bilirkişi raporunda hesap edilen miktarın hatalı olduğunu, hasarın meydana gelmesinde davacının kusuru bulunduğunu, dava tarihinden itibaren faize hükmolunması gerektiğini, alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminata ilişkin itirazın iptali davasıdır. Davacı her ne kadar iddianın ispat edilmediğini savunmuş ise de tanık beyanlarından olay tarihinde davalı kurumun kazı çalışması yaptığı ifade edildiği, hasar hesabı yönünden alınan bilirkişi raporu ve ek raporun dosya kapsamına uygun olduğu, hesaplamada hata bulunmadığı, dosya kapsamından davacıya atfı kabil kusur tespit olunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Haksız fiilde; zarar, eylemin gerçekleştiği tarihte meydana gelmiş olup, faiz başlangıcı da haksız fiil tarihidir. Davalı vekilinin dava tarihinden itibaren faize hükmolunması gerektiği yönündeki istinaf talebi yerinde değildir. İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptali davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız ve alacağın likit olması zorunludur. İcra inkar tazminatının kanuna konuluş amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bu miktarı tayin edebilecek durumda olan borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine borcunu inkar etmesini önlemektir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin öngörülebilir olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifade ile borçlunun ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez. O halde; somut davada dava konusu alacağın miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, söz konusu alacak likit değildir. Davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin bu yöne dair istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan hususlar gereğince icra inkar tazminatı talebinin reddine verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında, davalı-borçlunun yaptığı itirazın iptaline, icra takibinin; 8.229,67 TL asıl alacak, 726,47 TL işlemiş faiz ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında faiz işletilerek icra takibinin devamına, inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddi yönünde yeniden karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/02/2021 tarih 2020/193 Esas – 2021/68 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu kapsamda;2- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında yapmış olduğu itirazın iptaline, 8.229,67 TL asıl alacak, 726,47 TL işlemiş faiz olmak üzere asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında faiz işletilmek suretiyle icra takibinin devamına, inkar tazminatı talebinin yasal koşullar oluşmadığından reddine,3- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 3/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 611,79 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 108,17 TL harcın mahsubuyla kalan 503,62 TL’nin davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3/b- Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 108,17 TL peşin harç, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 73,50 TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.017,57 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 3/c- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,3/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2). maddesine göre 8.956,14 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,4- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 4/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 31,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 193,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeri düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/01/2023