Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1028 E. 2022/2973 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1028
KARAR NO: 2022/2973
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2021
NUMARASI: 2020/754 Esas – 2021/187 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul 18. Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2020 tarihli ihtiyati haciz kararına dayanılarak borçlu … aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu …’in müvekkil şirketin hissedarlarından ve yönetim kurulu üyelerinden biri olduğunu, takip dosyası kapsamında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı yazıları ile takip dışı 3. şahıs konumundaki müvekkil şirket tarafından yönetilmekte olan … AVM’ye 18/06/2020 tarihinde hacze gelindiğini ve menkul mallar üzerinde haciz ve muhafaza işlemi yapıldığını, borçlu adına kayıtlı çok fazla menkul ve gayrimenkul bulunmasına rağmen borçlu şahsın özel ticari işletmesi niteliğinde olmayan, borçlu şahıstan ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği olan, müvekkil firma tarafından yürütülen … AVM’ye haciz ve muhafaza işlemi yapılmasının kanuna aykırı olduğunu, şirketin ticari itibarının sarsıldığını, bu sebeplerle, 1.000.000,00-TL tutarındaki manevi tazminatın, haciz tarihi olan 18/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının tahsili için İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/265 D.İş sayılı dosyası ile verilen ihtiyati haciz kararının infazı kapsamında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile esasa geçilmiş ve borçlu …’in menkul, gayrimenkul mal ve alacaklarının haczi için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Tal. Sayılı dosyasına haciz talimatı gönderildiğini, talimat gereği hacze gidildiğini ve İ.İ.K 85, 96 ve 97. Maddeleri uyarınca haciz işleminin usulüne uygun olarak yapıldığını, davacı tarafa karşı haciz işlemi talep edilmediğini, haciz mahallinde bilgisayar üzerinde yapılan incelemede bilgisayarın arama çubuğuna dava dışı borçlu …’in isminin yazılması neticesinde 3413 adet arama kaydı çıktığı, ayrıca borçluya ait şahsi evraklar ile borçlunun hissedarı olduğu diğer şirketlerine ait evrakların bulunduğunu, dolayısıyla yapılan haciz işleminin hukuka uygun olduğunu, kaldı ki dosya borcunun haciz tarihi itibariyle ödendiğini ve icra dosyasının kapatıldığını, dolayısıyla iş bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;”…Dava dosyamız bu ilmi içtihatlar ve yasal mevzuat ışığında bir bütün olarak incelendiğinde; davalı alacağının tahsili için İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/265 D.İş sayılı dosyası ile verilen ihtiyati haciz kararının infazı kapsamında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile esasa geçilmiş ve dava dışı borçlu …’in menkul, gayrimenkul mal ve alacaklarının haczi için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Tal. Sayılı dosyasına haciz talimatı gönderildiği, 18/06/2020 tarihinde talimat gereği İ.İ.K 85, 96 ve 97. Maddeleri uyarınca borçlunun da ortağı olduğu davacı şirkete ait … AVM’ye hacze gidildiği, hacze başlamadan evvel davacı şirket bilgisayarlarında yapılan aramada dava dışı borçlu …’e ait çok sayıda kayıt bulunduğu, ayrıca borçluya ait şahsi evraklar ile borçlunun hissedarı olduğu diğer şirketlerine ait evrakların bulunduğu ve bu hususların tutanağa geçirilmesi akabinde haciz ve muhafaza işlemlerine başladığı, bir kısım menkullerin sökümüne başlandığı, akabinde ödemenin yapılması neticesinde haciz ve muhafaza işleminin durdurulduğu anlaşılmıştır. Dinlenen davacı tanıkları beyanı uyarınca dava dışı borçluya ait başka borçlara ilişkin de daha önceden aynı mahalde haciz işlemlerinin yapıldığı ve yapılan ödeme neticesinde haciz işlemlerinin durdurulduğu anlaşılmıştır. Bu açıklamalar ışığında; haciz yapılan şirkette dava dışı kişinin ortaklığının bulunması, haciz sırasında borçluya ait kayıt ve belgelerin ele geçirilmesi ve daha öncede aynı mahalde borçlunun başkaca borçları için haciz yapılmış olması gibi sebeplerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, takip (haciz) yaptıran davalı şirketin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusunun gerçekleşmediği, ödeme sonucu haciz ve muhafaza işleminin durdurulması neticesinde ağır bir zararın da önüne geçildiği takdir ve sonucuna varılarak şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine…” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … avm’ye 18.06.2020 tarihinde haciz ve muhafaza yapıldığı, haciz sırasında borçluya ait kayıt ve belgelerin tespit edilmiş olması, borçu şahıstan ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği bulunan müvekkil şirket tarafından işletilen avm’de haciz ve muhafaza yapılmasını meşru hale getirmeyeceği, şirket ortağının kişisel borcu nedeniyle doğrudan şirket malvarlığına gidilerek haciz uygulanması yerleşmiş yargıtay kararlarına göre de hukuka aykırıdır. Borçlu şahsın adına kayıtlı birçok malvarlığı ve banka hesabı vs varken müvekkil şirket tarafından işletilen ve aktif olarak hizmet veren avm’de haciz işlemi yapılması, müşterilerin önünde yürüyen mervivenlerin ve asansörlerin sökülmeye başlanması ile amaçlanan tek şey büyük bir mağduriyet yaratarak en hızlı yoldan alacağın tahsilini sağlamaktır. Davalı taraf bu işlemde açıkça kötüniyetli ve kusurludur. Müvekkil avm’de yaşanan yaklaşık 6 saat boyunca süren söküm işlemleri nedeniyle avm ciddi şekilde zarar görmüştür. Haksız ve hukuka aykırı haciz işlemi nedeniyle uğranılan zarar, icra dosyasına haciz işleminden 21 gün sonra yapılan ödeme ile ortadan kalmış sayılmayacağından kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız haciz nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz. Somut olayda; her ne kadar davacı uygulanan haciz nedeniyle tazminat talep etmişse de; haciz yapılan şirkette dava dışı kişinin ortaklığının bulunması, haciz sırasında borçluya ait kayıt ve belgelerin ele geçirilmesi ve daha öncede aynı mahalde borçlunun başkaca borçları için haciz yapıldığı, haciz esnasında yapılan ödeme ile haczin durmuş olması karşısında davalının haciz işleminde kötü niyetli ve ağır kusurlu olmadığı ve davacının ağır bir zararının ispatlanmadığından manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi doğrudur.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’ nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/754 Esas – 2021/187 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcın mahsubu ile kalan 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/12/2022