Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/866 E. 2020/635 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/866
KARAR NO: 2020/63
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2019
NUMARASI: 2016/814 – 2019/215
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; Davalı tarafından yapılan sulama kanalı kazı çalışmaları esnasında, davacıya ait alt yapı malzemelerine hasar verildiği, buna ilişkin davacının görevlendirmiş olduğu şirket tarafından hasarın giderildiği ve hasar belirleme formunun düzenlendiği, olay yerine ilişkin fotoğraf ve açıklamalı arıza raporunun düzenlendiği, davalının eyleminden kaynaklı oluşan zararın tahsilinin talep edildiği, Davacı tarafça, davalının TC kimlik numarasının dava dilekçesinde yazılmadığı, ancak davalının adresinin bildirildiği, davalının bildirilen adresine çıkarılan tebligatın tebliğ yapılamayarak iade olunduğu, mahkemece davacı vekiline davalının tebligata yarar açık adresi ile TC kimlik numarasını sunması için ihtaratlı tebligat çıkarıldığı, davacı vekilince davalının TC kimlik numarasına ulaşılamadığı, ancak telefon numarası bilgilerinin bulunduğunu, bu nedenle ilgili operatörden kimlik numarasının ve adres bilgilerinin istenmesinin talep edildiği, ..’a yazılan müzekkereye verilen cevapta ise bildirilen telefon numarasının … adına kayıtlı olduğunun bildirildiği ve adres bilgilerinin de gönderildiği, mahkemece yapılan UYAP sorgulamasında TC kimlik numarası … adına kayıtlı olduğunun tespit edildiği ve bu adres itibariyle çıkarılan davetiyenin de bila tebliğ edildiği; mahkemece adres araştırması için Karaisalı Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabının dosya içerisinde bulunmadığı ve UYAP sorgulamasında da bulunmadığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince; davacı vekilinin ilanen tebligat yapılmasına ilişkin talebi doğrultusunda davacı vekiline ilanen tebligat masraflarının karşılanması ve Basın İlan Kurumuna yazılan müzekkere doğrultusunda ilanen tebligat işlemlerinin yerine getirilmesi için 12/05/2017 tarihli ara karar verildiği ve bu ara kararın davacı vekiline tebliğ edildiği, ancak 27/09/2018 tarihli ara karar gereğince ilanen tebligat işlemlerinin davacı tarafça yerine getirmemesi nedeniyle HMK’nın 150.maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığı, ayrıca 04/03/2019 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, HMK 150.maddesi gereğince usulüne uygun davet edilmiş kişinin duruşmaya gelmemesi durumunda dosyanın işlemden kaldırılacağını, ayrıca mahkeme ara kararında usulüne uygun olacak ihtarattan yapılmadığı, dosyanın işlemden kaldırılma kararının tebliğ edilmediğine, ayrıca tebligatların yapılmaması nedeniyle hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, ayrıca mahkemenin kararında gerekçenin açık ve ayrıntılı olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasının talep etmiştir. İstinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılan incelemede;Dava, dava haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, HMK’nın 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekilinin dilekçeyi sunması sonrasında, davalı … yönüyle adresinin bildirildiği ancak yapılan tebligatların bila tebliğ edilmesi nedeni ile mahkemece davacının talebi doğrultusunda ilanen tebligat yapılmak üzere ara karar kurulduğu, davacı tarafından masraflarının yatırılmaması nedeniyle mahkemece dosyanın işlemden kaldırıldığına dair 27/09/2018 tarihli ara karar kurulduğu, ilam gerekçesinde belirtildiği üzere dava hakkında HMK’nın 150/5.madde gereğince dosyanın işlemden kaldırmasına ilişkin karar verildiği, mahkemece yasal sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/1 maddesinde; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” hükümleri yer almaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinde tahdidi olarak dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmıştır. Anılan maddenin ikinci fıkrasında ise, dava dilekçesinde bulunması gereken bu unsurlardan mahkemenin adı, dava konusu ve değeri, vakıalar, deliller ve hukuki sebepler dışında kalanlardan herhangi birinin eksik bırakılmış, yazılmamış olması durumunda hakimin davacıya eksikliğin tamamlanması için kesin süre vermesi gerektiği belirtilmiştir. Gerek 115 ve gerekse 119. maddelerde verilen kesin sürenin bir haftalık süre olacağı da bildirilmiştir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı hükme bağlanmıştır (m.119/2). 1086 sayılı Kanun’un 179. maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu madde ile, dava dilekçesinde bulunması gereken hususların neler olduğu, ilâve unsurlarla birlikte ve daha geniş olarak düzenlenmiştir. HMK’nın 119. maddesinde belirtilen dava dilekçesinde bulunması, zorunlu unsurlardan olan davalının açık adresinin bildirilmemiş durumu, anılan Kanun’un 119. maddesinde belirtilen husus, dava dilekçesinde davalı tarafın adresinin hiç yazılmamış, bildirilmemiş olması durumunda davacı tarafa verilecek bir haftalık kesin süre içinde bu eksikliğin tamamlanmasının istenmesi, tamamlanmaması halinde uygulanacak yaptırımın karşı tarafa ihtar edilmesidir. Aksine düşünce, gerek Tebligat Kanunu’nun gerekse Tebligat Tüzüğü’nün tebligata ilişkin ilgili hükümlerini (Teb.K. Md. 21- 25- 28, Teb. Tüz. 28- 46 vs.) işlevsiz hale getirecektir. (bu yönde T.C. YARGITAY 4. H.D ESAS NO: 2016/7457 -KARAR NO: 2016/10519) Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01/04/2015 Tarih ve 2013/12-2195 E., 2015/1141 K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere; davalının adresi bilinmiyor ise, davacı, dava dilekçesine davalının adresini yazamaz. Bu halde, dava dilekçesi davalıya ilânen tebligat yolu ile tebliğ edilir. ” Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24/02/2016 Tarih ve 2014/14-810 E., 2016/167 K. Sayılı ilamı ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23/06/2016 Tarih, 2016/3426 E., 2016/389 K. Sayılı ilamı da aynı doğrultudadır. Somut olayda; ihtilafın davalının adresinin tespit edilememesi nedeniyle ilanen tebligat yapılması ve masrafların yatırılmaması noktasında toplanıldığı, mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar gerekçesindeki uyguladığı HMK 150.maddenin usulünce duruşmaya davet edilme durumunda uygulanabileceği, oysaki işlemden kaldırma kararı bakımından dosyanın dilekçeler teatisi aşamasında olduğu ve henüz bir duruşmanın açılmadığı, bu durumun taraf teşkili yönü kamu düzeni niteliği ile mahkemenin resen hareket etme gerekliliğinin bulunması; davacı tarafın dava dilekçesinde, davalının adresini göstermiş olması nedeniyle bulunması zorunlu unsurun dilekçede mevcut olduğu, davacının adres bildirmemesi yönüyle HMK 119.madde çerçevesinde değerlendirme yapılabileceği, ancak bu yönde yeterli bir araştırmanın da yapılmamış olduğu, …’a yazılan müzekkere cevabında belirtilen numaraya ilişkin bilgilerin incelenmesinde, hattın …’a ait olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince her nekadar UYAP kaydında …’un nüfus kaydının dosyaya eklenmiş olmasına rağmen, UYAP’taki bu kişinin kaydına ait nüfus kaydının usulünce incelenmediği, yapılan incelemede davalının ismi geçen kayıttaki …’un eşi olduğu, ayrıca söz konusu nüfus kaydındaki adreste kararının ve istinaf dilekçesinin tebliğ edildiği, bu yönüyle mahkemece kamu düzenine ilişkin olan taraf teşkili bakımından yeterli araştırmanın yapılmamış olduğu; her ne kadar kolluk araştırması için ilgili kolluk birimine müzekkere yazmış ise de, müzekkere cevabının dosya arasında bulunmadığı, yeterli kolluk araştırmasının yapılmadığı; tarafların usulune uygun çağrı kağıdı ile duruşmaya davet edilmeden HMK 150. Madde kapsamında bu gerekçelerle dosyanın işlemden kaldırılamayacağı anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-5 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-a-5 maddesi gereğince, İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/814 Esas 2019/215 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, dosyanın açıklanan hususlar kapsamında yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine İADESİNE, 2-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden, peşin yatırılan istinaf karar harcının kendisine iadesine, harç iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından ayrıca yatırılan istinaf gider avansı bulunmadığından, iade konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 19,00-TL istinaf posta giderinin ilk derece mahkemesinde verilecek esas hükümde değerlendirilmesine 6-Karardan birer suretin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/09/2020