Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/699 E. 2020/1038 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/699
KARAR NO: 2020/1038
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2019
NUMARASI: 2017/339 – 2019/64
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu ve ancak kendisinin taraf olmadığı, alacağın tahsili için yazılan talimatın Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Tal. Sayılı dosyası üzerinden kayıt gördüğünü, bu dosya üzerinden 03/12/2009 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında davacı …’ın icra kefilliğinin alındığını, bu kefillik üzerine düzenlenen icra emrinin 12/09/2013 tarihinde kendisine tebliğ edildiğini, oysa kendisinin Antalya İli Manavgat İlçesinde oturduğunu ve 03/12/2009 tarihinde ise haciz adresi olan “… Mah. … Cad. … Hopa/ARTVİN” adresinde bulunmadığını, dolayısıyla icra kefilliğine yönelik haciz zaptında bulunan imzanın kendisine ait olmadığını, bu amaçla İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1031 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde haciz zaptındaki imzanın kendisine ait olmadığının tespit edildiğini ve ancak bu husustaki inceleme ve karar verme görevinin genel yetkili mahkemelerde olması nedeniyle taleplerinin reddine karar verildiğini, bu imza sahteciliğinde Bakırköy Adliyesinde görevli … Sicil numaralı memur …’in kusurlu olduğunu, davacının icra kefaleti nedeniyle herhangi bir borcu olmadığının tespiti için İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/385 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, bu dosya üzerinden HMK m.208/4 uyarınca resmi evrakı düzenleyen kişide taraf gösterilmek suretiyle dava açılması için kendilerine süre verilmesi nedeniyle ve ancak doğrudan memur aleyhine dava açılamayacağından davayı Adalet Bakanlığı aleyhine açmak zorunda kaldıklarını, bu nedenle Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasında tutulan 03/12/2009 tarihli haciz zaptındaki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespiti suretiyle davacının icra kefaleti nedeniyle borcu olmadığının tespiti ile takibin iptali ve icra emrine konu alacağın %20’si oranında olmak üzere tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Bakanlığa atfedilecek herhangi bir kusurluluğun söz konusu olmadığını, icra memurlarının kişisel kusurundan dolayı görevlerini yaparkan ilgililere zarar vermeleri halinde genel mahkemede, hizmet kusurundan dolayı ilgililerin zarar görmeleri halinde ise idari yargıda dava yoluna gidilmesi gerektiğini, bu anlamda davacının davasını idari yargıda açması gerektiğini, ayrıca dava konusu haciz tutanağının zamanaşımına uğradığını, davacının kötü niyet tazminatı talebinin her türlü yasal unsurdan yoksun olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…2004 sayılı yasanın 72 maddesinde düzenlenen menfi tespit davası kural olarak takibin tarafı olan alacaklıya karşı açılması gereken bir davadır. Aynı yasanın 5. Maddesinin “icra iflas dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları ancak idare aleyhine açılabilir… Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.” şeklindeki hükmü gereği her ne kadar icra memurlarının icra işlemlerinden kaynaklanan zararlar bakımından adliye mahkemelerinde işlemden kaynaklanan zararın tahsili amacıyla dava açılabilmesi mümkün ise de menfi tespit davası olarak açılmış bulunan davanın bu kapsamda değerlendirilmesi sureti ile yargılamaya devam olunması mümkün görülmemektedir. 6100 sayılı HMK’nın 114/d maddesi kapsamında açılmış bulunan bir davada tarafların taraf sıfatına sahip olup olmadığı dava şartı niteliğinde olup mahkemelerce resen nazara alınması gereken bir konudur. Bu kapsamda somut olaya bakıldığında icra tutanağındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti suretiyle davacının borçlu olmadığının tespiti ve takibin davacı bakımından iptali ile tazminatın tahsiline yönelik davanın davalı … aleyhine yürütülmesi bakımından davalının pasif husumet sıfatının olmadığı nedeniyle, davacının işbu davanın mahkememizin 2016/385 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi yönündeki talebi de nazara alınmaksızın davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle” gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın HMK 208/4 uyarınca açılan sahtelik davası olduğu ileri sürülerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede: Dava, resmi belgedeki sahtelik iddiasına dayalı tespit istemine ilişkindir. Davacının istinaf sebepleri yönünden yapılan inceleme: İlk derece mahkemesi her ne kadar davayı İİK m 72/2 uyarınca açılan menfi tespit davası olarak nitelendirmiş ise menfi tespit davası aynı mahkemenin 2016/385 E sayılı dosyasında görülmekte olan dava olup işbu dava tefrik olunan dosyada 31.10.2016 tarihli 1. Celsede verilen ara karar uyarınca açılan ve ön sorun kabul edilen sahtelik davasıdır. İlk derece mahkemesi de sahtelik iddiası kapsamında tahkikat yürütmesine karşın davanın İİK m 72/2 gerekçesi ile reddi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle davanın HMK.208 hükmü çerçevesinde değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken İİK m 72 kapsamında değerlendirilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 uyarınca kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/339 Esas – 2019/64 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde iadesine, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6- HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. M.353/1-a.6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/11/2020