Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/62 E. 2021/2702 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/62
KARAR NO: 2021/2702
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 4.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI: 2016/527 – 2018/24
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili Şirket altyapısına davalı tarafından hasar verildiğini, hasarı yaptıran müvekkilinin bu iş için için … A.Ş. Firmasına 5.148,29. TL ödendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.148,29. -TL’nin hasar tarihlerinden itibaren, T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli krediler için öngördüğü avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; davacının toprak altından geçen hattının olması gereken derinlikte olmadığı, davalının da hat geçen yerde kazı yaparken yeterli özeni göstermediği kabul edilerek ” meydana gelen zarardan her iki tarafı eşit oranda kusurlu olarak kabul etmek gerektiği, bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmede davacı şirketin 5000,72 TL zararı olduğunun tespit edildiği, davacı kurum tarafından hasarın kendi bünyeleri dışında başka bir şirkete yaptırıldığı, dolayısıyla davalının işçilik masraflarından da sorumlu olduğu, davacının müterafik kusuru dikkate alındığında, davacının davalıdan 2500,36 TL tazminat talep edebileceği anlaşıldığından” ” denilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davalının kazı yaparken kendileri ile iletişime geçmeyerek tam kusurlu olduğunu, taraflarına kusur yüklenemeyeceğini, davanın tam kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır. Davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davalının haksız eylemi neticesinde meydana gelen arızayı tamir ettirdiğini ileri sürerek tamirat için ödediği 5.148,29. TL yi dava etmiştir. Mahkeme 23.01.2018 tarihli kararında davanın 2.500,36 TL kısmını kabul etmiş 2.647,93 TL kısmını reddetmiştir. HMK’nun 341. maddesi uyarınca Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Karar tarihine göre davanın reddedilen kısmı 3.560,00 TL den az olup miktar yönü ile kesin olan karara karşı HMK 341/4 uyarınca istinaf yoluna başvurulamaz. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK341 ve 352/1-b uyarınca usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/527 Esas – 2018/24 karar sayılı mahkeme kararının miktar itibariyle kesin nitelikte olması sebebiyle HMK. 341/2 ve HMK. 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurma harcı yatırılmadığı, sehven 352,00-TL temyiz karar harcı yatırıldığı anlaşıldığından istek halinde kendisine iadesine, 3-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Karardan birer suretinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, HMK 341/2, 346, 352 ve 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2021