Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/60 E. 2021/2614 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/60
KARAR NO: 2021/2614
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/05/2019
NUMARASI: 2018/1121 – 2019/568
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı idareye ait kazı çalışması sırasında müvekkili şirkete ait yeraltı kablolarına zarar verildiğini, söz konusu zararın giderilmesi amacıyla toplam 4.703,54-TL ödemede bulunduklarını, zararın meydana gelmesinde tamamen davalı idarenin kusurlu olduğunu, bu nedenlerle söz konusu zararın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın alacağına dayanak yapmış olduğu kazı çalışmasının müteahhit firma olan … LTD ŞTİ tarafından yapıldığını, zarar mevcut ise söz konusu şirketten istenmesi gerektiğini, bu nedenlerle müvekkili idare aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;” Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi …’a tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 09/04/2019 tarihli raporunda davacı şirkete ait kablolara verilen zarar nedeniyle ve söz konusu zararın giderilmesi amacıyla yapılıp istenebilecek toplam zarar miktarının taleple bağlı kalınarak 4.703,54-TL olduğunu teknik kanaati olarak belirtmiş, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır. Her ne kadar davalı vekili, Yargıtay 7.HD 2010/1940 – 4477 EK sayılı ilamında belirtildiği üzere, zarar miktarından davacı şirkete ait işçilerin ve araçların kullanılması halinde söz konusu giderlerin genel idare giderleri olması nedeniyle talep edilemeyeceğini iddia etmiş ise de, duruşmada dinlenen davacı tanık beyanı ve dosyaya sunulan günlük şantiye defteri başlıklı belgeye göre söz konusu zararın davacı … ile anlaşması bulunan … LTD ŞTİ tarafından giderildiği, dolayısıyla zararın giderilmesinde davacı …’a ait işçi ve araçların kullanılması söz konusu olmadığından davalı … vekilinin bu hususa ilişkin itirazlarına mahkememizce itibar edilmeyerek, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda belirlenen tüm zararın tahsil edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı …’nin sorumluluğunda bulunan temel kazı çalışması sırasında davacı şirkete ait yeraltı kabloları ile menhole zarar verildiği, zararın oluşumunda tamamen davalı tarafın kusurlu olduğu, meydana gelen zarar nedeniyle davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere ve taleple bağlı kalınarak 4.703,54-TL olduğu, söz konusu zararın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” denilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; idarenin kusurunun bulunmadığını, sözleşme uyarınca sorumluluğun yükleniciye ait olduğunu, işçilik ve araç gideri talep edilemeyeceğini, hasar tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davasıdır. Davalı ile dava dışı müteahhit arasında düzenlenen sözleşme uyarınca davalı … kendi görev kapsamı içinde kalan işi diğer davalıya ihale etmiş olup işin sözleşme ve mevzuata uygun yapılıp yapılmadığının denetim, hakkı, yetkisi ve sorumluluğu iş sahibi olan …’dedir. Meydana gelen zarardan davalı İski’nin işin denetim sorumluluğu kapsamında sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Davalı ile dava dışı yüklenici arasında akdedilen sözleşmeye göre tüm sorumluluğun yükleniciye bırakılması sözleşmenin nispiliği uyarınca sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişi konumundaki davacıya karşı ileri sürülemez. TBK m 61 uyarınca birden çok kişi aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Bu çerçevede davalının husumet itirazı yerinde değildir. Dosya kapsamından; dava konusu yerde davalı İski’nin sözleşme kapsamında inşaat işi yaptırdığı, bilirkişi raporunda davacıya ait yer altından geçen boru hattına davalının yaptırdığı kazı çalışması sırasında zarar verildiği anlaşılmıştır. Yer altından geçen boru hattının zarar görmemesi için dosya kapsamına göre davacıya atfı kabil kusur bulunmadığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun usulüne uygun ve denetime elverişli olduğu, davacı kurumun özel hukuk tüzel kişisi olduğu, zararın davacı … işçileri tarafından giderilmediği, hasarın başka firmaya bedeli mukabilinde yaptırıldığı anlaşılmakla araç ve işçilik bedelinin zarardan indirilmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebi mahkeme gerekçesi de göz önüne alınarak yerinde görülmemiştir. TBK M. 90 uyarınca ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur. Haksız fiile dayalı zararlarda borç haksız fiil tarihinde muaccel olup haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı … TTK m 16/1 uyarınca tacir olup, davacı tacirin ticari faaliyetine konu zararına avans faizi uygulanmasında kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/05/2019 tarih, 2018/1121 Esas – 2019/568 Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 321,29-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 80,60-TL harcın düşümü ile eksik kalan 240,89-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/12/2021