Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/596 E. 2022/291 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/596
KARAR NO: 2022/291
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2019
NUMARASI: 2017/407 – 2019/992
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı …’ın müvekkili … Bankası A.Ş.’nin İmes Sanayi Sitesi Şubesi nezdinde TL hesabı bulunduğunu … tarafından söz konusu hesabından bilgisi dışında 25/07/2005, 17/10/2005 ve 01/11/2005 tarihlerinde toplam 12.000,26-TL tutarın …’in hesabına transfer edildiğinin iddia edildiğini, müvekkili banka tarafından … tarafından yapılan başvuru neticesinde hesaplar üzerinde inceleme yapıldığını, rapora göre …’e para transferi yapıldığı ve talimat üzerindeki imzaların … tarafından atılmış olma ihtimali bulunduğu kanaatinin oluştuğunu, raporda ayrıca söz konusu faks talimatları üzerindeki imzaların yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde hesap sahibi …’a ait olmadığının tespit edildiğinin belirlendiğini, incelemeye konu işlemlerin eski tarihli olması nedeniyle arşiv kayıtlarının araştırılması, talimatlar üzerindeki imzaların müşteriye ait olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği gibi nedenlerle söz konusu incelemenin uzun sürdüğünü, inceleme aşamasında müşteri tarafından vekili aracılığıyla İst. And. 4. Tüketici Mahkemesinde 2014/1238 Esas sayılı dosya ile tazminat davası açıldığını, raporun tamamlanarak faks talimatları üzerindeki imzaların müşteriye ait olmaması ve raporda belirtilen diğer nedenlerle dava konusu işlemlerin müşteri bilgisi haricinde gerçekleştiğinin tespit edilmesi üzerine müşterinin uğramış olduğu zararın müvekkili banka tarafından ödendiğini, buna göre 12.000-TL ana para + 10.142,00-TL yasal faiz 1.440,00-TL vekalet ücreti ve 150,00-TL tutarında yargılama gideri olmak üzere toplam 23.732,00-TL ödeme yapıldığını, ödemeye istinaden davacı vekili tarafından davadan feragat edilerek davanın reddine karar verildiğini, raporda da tespit edildiği üzere müşteri hesabından usulsüz işlemler neticesinde müşterinin zarara uğramasına neden olan kişinin müşterinin eski eşi … olduğunu, bu nedenle davalının neden olduğu zararın rücuen tazmini için işbu davayı açma zarunetinin hasıl olduğunu, davalının usulsüz işlemleri neticesinde müşteri hesabına iade edilen toplam 23.732,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, davaya konu havale işlemlerinin evlilik birliği devam ettiği süre içinde tarafların ortak harcamaları için yapıldığını, müvekkilinin eski eşi …’ın hesabından para transferi olan tarihlerde doğum yaptığını, işleri davalı eşin yapmasını talep ettiğini, yapılan işin … ve davalı adına %50 – %50 oranında …/… İnşaat’tan alınan taşınmazın taksitlerinde kullanıldığını, dava konusu tutarın eski eşi tarafından transfer edildiğini, onayı dahilinde yapıldığını, müvekkilinin herhangi bir kusuru veya eylemi olmadığını, davacı bankanın tek yanlı kanaati ile müvekkilinin sorumlu tutulmasının kabul edilebilir nitelikte olmadığını, diğer yandan davacı banka çalışanlarının da kusuru bulunduğunu, davacı bankanın sunduğu inceleme raporunda Portföy Yönetmeni …’ın yazılı ifadesinde, talimatlar üzerinde paraf yer almadığını, telefonla teyit aldığnın düşünüldüğünü, talimatlar üzerinde yer alan imzaların ise kontrol edilmediğini beyan ettiğini, imza kontrolü gerçekleştirilmeden havale işlemlerinin yapılmış olabileceğini beyan ettiğini, davalının eşinden onay alınmadan talimatların kabul edilmesine davacı bankanın açıkça kusuru bulunduğunu, davacının ödediği vekalet ücreti ve yargılama giderlerini ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, bu nedenlerle yetki yönünden itiraz ederek davanın reddine, davanın yetkili İstanbul Anadolu ATM’ye gönderilmesine, müvekkili aleyhine açılan haksız, hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;” Bu anlatılanlar çerçevesinde davalının 25/07/2005, 17/10/2005 ve 01/11/2005 tarihlerinde yapılan işlemler nedeni ile toplam 12.000,26-TL haksız kazanç elde ettiği sebepsiz zenginleştiği, bu işlemlerde bankanında kusurlu olduğu ve kusuru sebebi ile hesap sahibine karşı sorumluluğunu yerine getirdiği ve hesap sahibinin zararını ödediği ve ödemek zorunda olduğu bedeli zararın ortaya çıkmasına sebebiyet veren davalıdan isteme hakkı olduğu kanaaine varılmıştır. Ancak dava dışı hesap sahibinin davacı bankaya başvurusuna olumlu cevap vermeyerek dava açılmasına sebebiyet veren bankanın bu yargılama sebebi ile dava dışı hesap sahibine ödemiş olduğu 1.440,00 TL vekalet ücreti ve 150 TL yargılam gideri bedelini bu bedelin ödenmesine direkt etkisi olmayan davalıdan talep etmesi hukuka uyar olmadığından davanın bu miktar yönünden reddine “karar verilmiştir. Verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkili hesabına gelen paranın dava dışı hesap sahibi ile müvekkilinin evli olduğu dönemde gerçekleştiğini ve müşterek borçların ödendiğini, dava dışı hesap sahibinin havalelerden haberdar olduğunu, son havale tarihi üzerinden 9 yıl geçtikten sonra davalı bankanın dava dışı hesap sahibine ödeme yapılmasının hakkaniyetle bağdaşmadığını, mahkemenin gelen paraların akıbetini incelemediğini, davacı bankanın yargı kararı olmadan dava dışı müşterisine ödeme yaptığını, havale talimatını kontrol etmeyen bankanın kusurlu olduğunu, bankanın müvekkiline rücu hakkı bulunmadığını ileri sürmüştür. Davacı vekili Katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde; İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi’ndeki dava neticesinde, davalı yanın kusuru nedeniyle ödenmiş olan 22.142,00- TL’nin yanı sıra, 1.440,00 TL tutarındaki vekalet ücreti ile 150,00 TL yargılama giderinin de ilgili tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; Haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır. TBK uyarınca Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Dosya kapsamından; dava dışı, davalının eski eşine ait hesaptan davalının hesabına faks talimatıyla havale yapıldığı, havale talimatlarının davalının iş yerinden gönderildiği, talimatların hesap sahibi tarafından verilmediğinin sabit olduğu , her ne kadar davalı havalelerin o dönem eşi olan dava dışı hesap sahibinin bilgisi ve rızası ile gerçekleştiğini ileri sürmüş ise de bu hususu ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Davalının iş yerinden gönderilen usulsüz talimatlar sonunda davalının hesabına haksız ödeme gerçekmiş olmakla TBK’nın 49 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil hükümlerine göre banka uğradığı zararı talep etme hakkına sahiptir. Davalı, davacı bankanın talimat kontrollerini yapmakta ihmali olduğu ve kusuru bulunduğunu ileri sürerek kendisine rücu edilemeyeceğini savunmuştur. TBK m 52 uyarınca Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Somut olayda davalı iş yerinden gönderilen usulsüz havale talimatı neticesinde doğrudan davalının hesabına para aktarılmış olup davacı bankanın kusuru davalının durumunu ağırlaştırmamıştır. Haksız eylemlerde talep edilebilecek zarar gerçek zarardır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacının zararı hesap edilmiş ve bankanın dava dışı hesap sahibine ödeme yaparken açılan davanın yargılama giderlerine davacının kusurunu da gözeterek hükmetmemiştir. Açıklanan nedenlerle tarafların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarih, 2017/407 Esas – 2019/992 Karar sayılı kararına karşı taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca davacı yönünden alınması gerekli 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 378,13-TL harcın düşümü ile bakiye 297,43-TL harcın talep halinde davacıya iadesine, Harçlar Kanunu uyarınca davalı yönünden alınması gerekli 1512,52-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 379,00-TL harcın mahsubu ile kalan 1.133,52-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/02/2022